Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

18 Haziran 2019 Salı

Bir haksızlığı savunmak dünyanın en zor işidir Tv tartışması Binali - Ekrem


 17 Haziran 2019 Cumhuriyet


Haksız durumda olanın kendini savunmasının ne kadar zor ve güç olduğunu ekran tartışmasında gördük. Seçimin neden tekrar edildiği konusu, bir zaferin kabul edilmeyerek sonuçların yok sayılması, 31 Mart seçimlerinin ana meselesidir. Hiç şüphesiz yaratılan bu büyük mağduriyetin ve sandık sonuçlarını tanımazlığın gündemde tutulması gerekliydi ve Ekrem beyin bu konuyu belleklerde canlı tutması doğru bir stratejiydi denebilir. Ancak bu vurguyu daha net sözcüklerle yapmalıydı. Bu ikinci seçim bir adalet ve hukuk gaspının ürünüdür.
YSK’nın seçimleri yenileme kararında bile hile yapıldığına, oyların çalındığına ilişkin tek cümle yokken, Binali beyin “oylarım çalındı” yinelemeleri, çocuklar arasındaki oyunda ütülen çocuğun mızıkçılığından başka bir şey değildi. Tabii, olay sadece bu kadar masum bir mızıkçılık olsaydı keşke, bu ağır bir hukuk ihlali ve sandık sonuçlarını tekmelemekti. Ekranda, Binali beyin çaldılar ısrarı seçmene yönelik propaganda niteliğindeydi ve bir yenilik içermiyordu.
Tartışmanın bir söz itişmesi kakışması içinde seyretmesi bekleniyordu ki öyle oldu. Ama normal bir düzlemde seyretti denebilir. Özellikle Sayıştay’ın İstanbul Belediyesindeki israf ve yasadışı faaliyetler ve harcamalar konusundaki raporunu Binali beyin reddetmesi büyük bir kırılma anıydı. Binali beyin tüm bu israflara son vereceğiz tavrı alması gerekirdi. Kendisinin yönetmediği bir büyükşehirin faaliyetlerini tümüyle sahiplenmesi, çok yanlış bir stratejiydi..
Ekrem beye Fetöcülük iması geri tepti.
Binali bey, İstanbul için öngördüğü “ekonomik yatırımlar”la ekonomiyi adeta uçurdu. Ekrem bey ise doğru bir politikayla, yoksulluğu gündemine aldı ve herkesin şikayet ettiği ve bildiği partizanlık meselesini yok edeceğiz diyerek öne geçti: “Partizanlık ülkenin en büyük düşmanıdır, biz bu milleti barıştırmaya eşitlemeye geliyor” dedi. Bir iktidar mensubu olarak, Binali beyin partizanlığı reddetmesi, seçmen karşısında bir karşılığı var mıydı?
İsmail Küçükkaya, düzgün bir yöneticilik yaptı. Soruları iyiydi, tarafsızdı ve oturuma hakimdi.
Ekrem bey, arkadan gelen ve iddia sahibi insan olarak öne çıktı. İkinci yarıda, konuşmasıyla daha çok sahaların İmamoğlusuydu.
Ekrem bey, 31 Mart seçimlerinin galibidir. İstanbul’un seçilmiş belediye başkanıdır. Son bir ayda sahalardaki başarımıyla, kendisine oy vermeyenlerin de rüzgarını arkasına alacağını kestiriyorum.
Yıldırım, kendisini öne çıkartacak bir atılımdan yoksundu.
Dinamizm İmamoğlu’nun elindeydi.
Bu tartışmanın korkulanın aksine daha çok İmamoğlu’na yaradığını düşünüyorum. Tartıma pek çok konuyu aydınlığa kavuşturacak mealinde konuşan Cumhurbaşkanının ne kastettiğini bilmiyorum, ama belki de Cumhurbaşkanı da umduğunu bulamamış olabilir.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder