Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

15 Temmuz 2017 Cumartesi

“Vay canına.. Tehlike hâlâ çok büyük”

15 Temmuz’a gireyim: İktidar partisi epey komik davranıyor. Çocuk gibi, “15 Temmuz gecesi anmasına CHP’yi, HDP’yi almıyorum.. Meclis’te ne konuşacak Başkanlar, konuşmalarını göndersinler” gibi. 15 Temmuz ayol bir oyuncak mı, kıskançlıkla paylaşmıyorsun başkalarıyla..
Adaletsizlik ve baskıcılık, Meclis içine, yönetimine de girmiş. Hak, hukuk, adalet deyince, tüyleri diken diken olan bir iktidar yapısı giderek katmerleşiyor.
Bir de “insan hakları” deyince...
Eyvah 10 kişi Büyük Ada’da Türkiye’yi bölmek ve direnişler örgütlemek için toplandı, kabusuyla yataktan sıçrıyor ve insanları palas pandıras götürüyorlar.
Tam bir istihbarat ve polis devleti mantığı ve yönetimi...
Merak ettiğim şu: Cumhurbaşkanı gerçekten de bu insanların böyle bir amaçla toplanmış olabileceklerini düşünüyor mu, yoksa kendisine böyle bir senaryo ile mi sunuldu Büyük Ada toplantısı!? Veya Cumhurbaşkanı kendisine verilen bu istihbarat bilgisinin böyle bir amaca yönelik olduğunu mu söyledi..

Bak, başbakanlıkta bile varlar hâlâ!

Bu mantık, yeni göz altılarda da tıkır tıkır çalışıyor. Üniversite öğretim üyelerine “ByLock” kullanıcısı – Cemaat bağlantılı” gerekçesiyle yeni baskınlar yapılıyor. FETÖ’nün daha ne kadar güçlü olduğunu ve bu nedenle OHAL koşullarının sürmesinin ne kadar elzem olduğunu göstermek için, “Başbakanlıkta aktif görevde olan” bazı kişiler de göz altına alınıyor.
İstihbarat veya Emniyet, “ByLock”un tüm bilgilerine sahip olmasına rağmen, bunları açıklamıyor. Öyle anlaşılıyor ki, gıdım gıdım isimleri piyasaya sürerek, seçmenini daha yıllarca vay canına dedirterek ne kadar büyük tehlikeler içinde olduklarını inandırmayı amaçlıyor.
15 Temmuz ve OHAL, iktidarın elinde tam bir siyasi oyuncağa dönüştü. Yazıktır, en azından 15 Temmuz şehitler düşünmeli ve bu oyun oynanmamalı!
Valla iktidar bu mantıkla, 2019 Yerel, Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerini bile OHAL koşullarında yapabilir!
İşte Kılıçdaroğlu’nun “20 Temmuz Darbesi” nitelendirmeleri giderek gerçeklik kazanıyor. OHAL’i, KHK’leri, yıllarca sürebilecek bir ülke yönetim biçimi olarak gören, kullanmak isteyen iktidarın bu mantığı, şüphesiz ki adaletsizlikleri de umursamaz, hakkı ve hukuku da..
Hele hele, insan hakları da neymiş!

Berberoğlu’nun katkısı

Sonra milyonların Adalet, Hak ve Hukuk diye yollara dökülmesini “vayyy ihtilal provaları yapıyorsunuz..” diye hak arama taleplerini damgalamaya çalışır.
Sonra Avrupa Birliği’nde insan hakları adalet medya özgürlüğü üzerine gelen ağır eleştirdileri ve kopartılan kıyametleri “yok hükmünde” saydığını açıklar.
Bunlar hiç hayra alametler değil. Kaybeden sadece iktidarınız değil, Türkiye, Türkiye yurttaşı kaybediyor. Her bakımdan yoksullaşıyor.. Adaletsiz yaşıyor, korku içinde acaba kapımı ne zaman çalacaklar diye düşünüyor... Yarınını karanlık görüyor.
Ve iktidar, gözleri önünde, muhalefetin büyüdüğünü genişlediğini görmüyor mu! Acaba ne düşünüyorlar? “Biz ne seçim olursa olsun bu iktidarı kimseye kaptırmayız” mı?
Enis Berberoğlu’nu tutuklamakla milyonları yollara alanlara dökme başarısını gösterdiler. Berberoğlu hapse girerek Kılıçdaroğlu’nu ateşledi, her ne kadar kişisel olarak büyük bir haksızlık- kötülük yaşıyor olsa da, “demokrasiye hizmeti” büyük oldu!
Bu tutuklanma olmasaydı, tarihsel büyük yürüyüş ve miting gerçekleşir, CHP olması gereken kulvara girer miydi?

13 Temmuz 2017 Perşembe / Bilim ve Siyaset

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder