Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

5 Temmuz 2017 Çarşamba

Liderleri olağanüstü koşullar yaratıyor İktidar halk içinde saklı, ancak oradan sökülüp alınabilir...


Adalet Yürüyüşü ile başka bir aşamaya geçildi.. Kesin olan budur.
Hangi aşama diyorsanız tarif etmek gerekir: Faaliyetin esas olarak ve tamamen Halk içinde sürdürülmesi. Artık iktidar Meclis’teki kukla ve sahne oyunlarında, oradaki söylevlerde, itiş-kakışlarda değil.. Halk içinde, sokaklarda, caddelerde, kahvelerde, evlerde, adalet ve barış isteğinde, tarlada, fabrikada, irili ufaklı alanlarda..
Birileri sineyi millete dönüş diyordu ya. Bu genel lafı sevmem. Tarif edip kavramsallaştıracaksın.
Aslında Yürüyüş başladığında, iktidarın çağrısını anımsayın: hak arama yeri sokaklar değil Meclis’tir, gelin görüşelim. Bu bir yalana çağrıydı. Sindirmek, Meclis’in dar odaları içine itmek, atışmak, sonra baskıyı, zorbalığı, adaletsizliği, hak ve özgürlükler gaspını alabildiğine sürdürmek.
CHP bunu yutmadı. Neden? Çünkü hedefe konmuştu, şimdi de CHP’yi teker teker avlama dönemine geçmişti iktidar. Dikta kurmanın duru durağı yoktur. 20 ay içinde  8 -10 - 20 milletvekilini içeri atıp, üstelik şu veya bu terörle ilişkisi palavrasını mahkeme eliyle tasdik ettirmek, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” anlayışını toplum içinde hızla yaymak demekti iktidar için.
Bu tabii en masumu.
İktidarbaşının elinde gelse Kılıçdaroğlu’nu SSK Genel Müdürlüğünden bile yargılayabilir. Her seçim saldırısında sepetteki tek koz bu değil mi?
Enis, CHP’nin “sarı öküzü” sayılırsa, çorap söküğü gibi gelirdi arkası.

Olağanüstü koşulların kahramanı

Dün sineyi milleti istemek anlamsız geliyor bugün. Dahası, Referandumda yasal hırsızlık ortaya çıktıktan sonra CHP’den beklenen eylem bile bugün anlamsız kalıyor.
Demek ki olağanüstü alarmı – durumu yaratacak olay belki de buydu!
Liderler olağanüstü durumlarda ortaya çıkar, kabulunun bir örneğini yaşıyoruz.
Kılıçdaroğlu, 7 yıl sonradır ki, kendisinden beklenen büyük bir liderlik çıkışını yapıyor.
CHP Genel Başkanlığına seçildiğinde “Devrimci Kemal, yürü!” benzeri bir yazı yazdığımı anımsıyorum. CHP 25 puana geldi, sonrası yaprak kımıldamadı. Artık yeni bir heyecan gerektiğini düşünmeye başladık epeydir.
Fakat bir olay ve yeniden doğan bir Kılıçdaroğlu.

Fikrin olgunlaşması önemli

Yürüyüş’de verdiğimiz molada Bülent Tezcan ile sohbet ediyoruz. 5 yıl önce Tüyap Kitap Fuarında sohbet etmiştik ve FETÖ Yargısı + iktidarın büyük adaletsizliğine karşı adalet mitingleri üzerine konuştuğumuzu anımsatıyor. Tezcan, Adana’da Adalet mitinglerinin ilk denemesini yapmış, ama başarısı sağlanamamıştı, böylece bu Adalet mitingleri gündemden kalkmıştı.
Demek bir fikrin tüm ülkeyi sarması için olgunlaşması gerekiyor.
Bugün 30 binler, 40 - 50 binler Adalet Yürüyüşüne katılıyor ve ülke çapında büyük destek alıyorsa, fikir ile eylem arasında büyük bir zamandaşlık, tam bir örtüşme söz konusu demektir.
Şu da var, eylemin türü de önemli oluyor. Salt büyük bir miting yerine, Ankara – İstanbul arası kıyamet gibi bir olay planlamanın dayanılmaz çekiciliğinden bahsedebiliriz.
Adaletsizliğin ağırlığı ile Yürüyüş’ün “ağırlığı” birbirini dengeliyor.
Ders: Demek yaşadığımız zorbalıkların karşısına, terazinin karşı kefesine, zorbalıklar boyutlarında “iş” koymak gerekir.

Liderliği sürdürmek çok daha önemli

Kılıçdaroğlu, güçlü bir liderlik çıkışı yaptı. Milyonu çok aşan bir mitingle bu çıkışı taçlandırmak gerekir. Bu tamam. Örgüt bakalım rüştünü ispatlayabilecek mi. İktidar miting alanına gidişleri engellemek için her şeyi yapacaktır.
Fakat daha önemlisi, önümüzdeki 20 ay boyunca, yaşadığımız olağanüstü koşullara uygun güçlü liderlik çıkışlarıyla bu süreci tamamlamalıdır Genel Başkan.
Yükü ağırlaştı. Ama başka bir seçeneği bulunmuyor. Bu yükü taşıyacak.
Bu, örgütün de yeniden yapılanması ve ayağa kalkması için büyük bir fırsat.

İktidar Meclis dışında, halkın elinde, onu oradan söküp almak zorundalar.
4 Temmuz 2017 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder