Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

13 Şubat 2013 Çarşamba

Koro Lütfen! RTE’nin Apo ile Dansı


Bu dans uzun zamandır başladı, adı “Kürt Meselesini Çözüm Dansı”dır. Aslında Habur erken başlamış bir danstı. Koreografı ve koreografçısı berbat mı berbattı. Gösteri, sahneye konur konmaz, yuhhh sesleri altında yumurta yağmuruna tutuldu ve derhal “iktidar repertuarı”ndan kaldırıldı!
RTE, yeni koreografisiyle “Kürtlerle Çözüm Dansı”nı sahneye koyacağı en uygun anın, yıllardır pişirdiği “Başkanlık Anayasası” ile birlikte, “Cumhurbaşkanlığı” seçimlerinden önce olduğu saptamasını yapalı da epey oldu. Tam tarih, belki de Başkanlık Sistemi’ni ilk dile getirdiği zaman olabilir! 2010 seçimlerinden önce.. Bu amaçla Milletvekilleri arasına bol miktarda “anayasa profesörleri”ni koymuştu (işaret etmiştim yazılarımda!) Burhan Kuzu kitap bile yazdı, adam yıllardır başkanlık başkanlık diye sabahları erkenden herkesi uyandırıyor!
Arka fonda hep “analar ağlamasın” vardır. Bu koro Habur döneminde Türkiye’nin en büyük korosu ve sesini bütün Türkiye’ye ve dünyaya duyuracak bir çoşku ile görev yapmıştı. Lütfen, yanlış anlaşılmasın, bu savaşın yarattığı acılar hepimizindir, çok derin bir yaradır savaş ve ölenler... Burada işaret etmek istediğim, siyasetin, analar ağlamasın sloganını kendi amaçları için yüksek kullanma becerisidir..
***
RTE’nin yeni Meclis’te en önemli işlerinden biri Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurdurmak oldu. Bu göstermelik bir komisyondu. Asla oradan herhangi bir uzlaşı çıkacağına inanmadım! RTE’nin Meclis’ten uzlaşı ile hangi yasayı çıkardı? Hele Başkanlık Anayasası gibi sistemi tepetaklak eden bir yeni anayasanın komisyondan uzlaşı ile çıkacağına kargalar bile inanmadı! Nitekim çanağı çömleği patlattı RTE, çünkü Başkanlık anayasası için takvim daralmıştı, hatta çoktan dolmuştu..
RTE ve Başkanlık sistemi sözcüleri (Bozdağ, Kuzu, Çelik en hasları..) MHP ile epey dirsek temasında bulundular bu anayasa için. Hatta, Alpaslan Türkeş’in yüzyıllar önce Başkanlık sistemini öven sözlerini bile tarihin çöplüğünden bulup çıkardılar..
RTE gerçekçidir, MHP ve CHP ile böyle bir ilişkiye giremeyeceğini kısa sürede gördü. Zaten uzlaşı sepetinde Apo- BDP hep vardı. Başkanlık Anayasası, RTE’nin hayatının en büyük projesidir.. Bunu yazılarımda sık sık vurguluyorum ki, önemi, herşeyi belirleyici niteliği anlaşılabilsin! Çünkü siyaset öncelikler bütünüdür, ilk önceliğinize, herşey tabi olur..
Gelinen noktada olurlar ve olmazlar ayıklandı.. Başkanlığı olurlayacak tek seçenek BDP idi. BDP’nin düğmesi de Öcalan’ndıydı (BDP’lilerin açlık grevinde bu test edildi!)
Öcalan, adeta RTE’nin esiri gibidir. Oslo sürecini, kolayca bu kez doğrudan İmralı sürecine dönüştürdü. BDP sözcüleri, örneğin Selahattin Demirtaş, “yakınlaştığımız parti AKP’dir.. Referandum seçeneğine olumlu bakıyoruz..” dedi.
Kürtler (üstelik sosyalist mi sosyalist!..) için, tek bakış vardır: Kürt Ulusu’nu oluşturma sürecine kim ve ne hizmet ediyor... Gerisi fasa fisodur. Bu amaçla Türklerin hepsini mesela kavalcının peşine takabilirler!
Başkanlık Anayasası projesi, Meclis’teki oylamada Kürtlerin desteğini alarak referanduma götürülecektir. Burada, RTE de “özgür” değil, o da Kürtlerin (Apo, BDP..) esiri durumundadır. Karşılıklı bağımlılık söz konusudur. RTE için başkanlık sistemi ne kadar hayati ise, bunu Meclis’ten geçirebilmek ve referanduma götürebilmek için BDP oyları da o derece hayatidir.. (Diğer seçenek 4-5 milletvekili satın almaktır.. Ama AKP içinde fire verecek milletvekilleri de söz konusu ise, referandum için en güvenli yol BDP ile ittifaktır)...
***
İkisi arasındaki uzlaşı (al gülüm - ver gülüm) görümeleri kapalı-açık sürüyor. RTE, “Türk milliyetçiliğine de Kürt milliyetçiliğine de karşıyım” demiş ve Anayasa önerisinde “Türk vatandaşlığı”nı çıkartmıştır. Türk adı artık Anayasa’da olmayacaktır. Tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil (din de vardı!), 2010 seçimleri önerisiydi..
Kürtler, bununla yetinmez şüphesiz. Özerk bölge, federatif yönetim, şu veya bu şekilde kendi kendilerini yönetecek bölgesel bir anayasal çözüm, her ne adla olursa olsun, Kürtlerin olmazsa olmazıdır.. Bir de tabii Kürt dili meselesi..
Gelinen noktada, dört bir taraftaki Kürtlerin ortak devlet organizasyonu olan KCK davasının da anlamı kalmamıştır RTE için. Bu davayı da hızla tasfiye edecektir, zaten uzlaşıda bu da var. Bu süreçte şüphesiz ki Silivri de bitirilmek zorudadır... Zaten Ergin Saygun’un hasta yatağında elini tutan Başbakan’ın yüzündeki derin şefkatini herkes görmüş olmalı!!!
Evet, daha yazılacak çok şey var, ama “acaba Referandum’da ne olur” sorusunu incelemeye bir türlü gelemiyoruz.. CHP’nin ne yapabileceği sorusunu irdelemeye de.. (Kürtlerle dansı umutsuz bir vakaydı zaten, bu kadar şimdilik..)
RTE’nin Öcalan ile dansının sahnedeki figürlerini seyredin şimdi..
Koro lütfen!!!
---12 Şubat 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder