Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

8 Ocak 2013 Salı

İmralı ve RTE'nin 2023 Hedefi


Bekir Bozdağ’ın ve Hüseyin Çelik’in açıklamasını gülümseyerek okudum, ne kadar ucuz ve gerçekle ilintisiz bir politikacı topa girişi, diye söylenerek... Hükümetin İmralı ile görüşmeleri başlatması üzerine, bedeli neyse öderiz bir siyasi hesabımız beklentimiz yok, elimizi değil gövdemizi riskin altına koyduk, barışı istiyoruz, gibi sözler ettiler..
Öncelikle: Kürt Meselesi’ne, pek çokların tüylerini diken diken eden kavramı kullanayım, “ülke bütünlüğü” yönünde çözüm seçeneklerini ortaya çıkartacak görüşmeler yapılmasına karşı çıkmam. Türkiye’nin bir ana sorunu terör örgütüyle de görüşülür. Bunlar doğal süreçler. Bu köşede “kişisel veya kurumsal yarara” yönelik bir politika izlenmediği için, bunu rahatlıkla dile getirebilirim. Dostum Ali Sirmen de aynı doğrultuda yazmış..
Ama bu köşe bir “siyasi analiz” yeri öncelikle. Fotoğrafı mümkün olduğunca geniş açıdan görmek, esas işimiz! Bugün bir adım atıldıysa, bunun siyasi yakın gelecekle ilişkisini kurmadan ve siyasi hesapları görmeden değerlendirmek olası değil. Daha doğrusu zırvalık olur!
Ama zırvacılar ortalığı toza dumana kattılar, terör estiriyorlar: Tartışma, karşı çıkma, barış düşmanı mısın, savaş yanlıları itiraz eder, Ergenekoncular, milliyetçiler, çözüme karşı olanlar...
Hadi canım!
***
RTE’nin siyasi çıkar hesabı olmadığına, çözüm için bedenini ortaya koyduğuna inanmak, siyaset dışıdır ve gerçeklerle bağdaşmaz. RTE bu süreci 2011 seçimleri öncesinde de başlatmıştı. Amaç terörün, terör saldırılarının bittiğine, denetim altına alındığına milleti inandırmaktı. Seçim öncesi bir kaç ay susan silahlar, RTE’ye gerekli oy getirısını sağlamıştı.
Bugün RTE neden aynı yola girdi, temel soruya yanıt bulmak için, önümüzdeki seçimlere bakmak gereklidir. 2014, yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri zamanıdır. Sanırım Mart ve Haziran. RTE’nin tek önem verdiği, seçimler ve sonuçlarıdır. Oradan destek aldığı sürece, bu ülkede her şeyi yapabileceğine inanan bir politikacıdır. RTE’yi anlamak ve siyaseti izleyebilmek için, bunu aklınızda tutun!..
2013 tayin edici yıldır. RTE yerel seçimlerde başarı çıtasını en azından korumak ister. Cumhurbaşkanlığı süreci ise karışıktır ve belirsizliklerle doludur, sayalım:
Anayasa değişikliği, başkanlık sistemi, Gül ne olacak, RTE adaylığını koyacak mı yoksa tüzük değişecek ve Başbakan olarak mı kalmaya karar verecek... Yeni anayasayı başkanlık sistemi olmadan kabul etmeye ve bir uzlaşma anayasısına yönelir mi.. Yoksa Başkanlık sistemini içeren kendi anayasasını Meclis’e sunar ve 367 oy çoğunluğunu arar mı.. Eğer ararsa, kendi anayasasını kabul ettirebilmek için ittifak arayacağı MHP veya Kürtler arasında nasıl ittifaklar gündeme gelir. BDP’nin desteğini alacak bir Anayasa değişikliği mi Meclis’e getirir.. Veya, Meclis’te kendi anayasasını sadece referanduma götürecek bir destek mi arar.. O zaman gündeme bir de anayasa referandumu sıkışır mı.. acaba bir evet alma umudu olabilir mi.. vb..
Bugünkü açılımını bütün bunlardan bağımsız düşünmek, siyaset bilimine uymaz.. Şunu belirtelim: RTE tam bir yol haritası çizmiş değil, bütün bu olasılıklarla beraber 2014’e doğru harekete geçti!
***
RTE’nin Kürt meselesinde İmralı adımını, bu olasılıklarla birlikte düşünmek zorundayız. Bazı saptamalar yapabiliriz:
1)             Bu tür görüşmeler karşılıklı umutlar yaratılmadan yürütülmez. Bu olanak yaratıldı: İmralı, RTE’nin kendilerine ciddi ve yenilikler içeren bir açılım yapacağına inandırıldı.. RTE de, görüşmeler sürecinde, İmralı’nın uzun vadeli bir ateşkesi sağlayabileceğine.. O zaman uygun zemin var demektir..
2)             Bu görüşmeler, bir kaç ayda bitirebilemez. Bir kaç yıl sürer. Her virgül her söz, her karar, her cümle... defalarca görüşülür. Önemli olan, örneğin İmralı için “ilerleme sağlanıyor” inancının yaratılmasıdır.
3)             Bu açıdan baktığımızda, görüşme süreci yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri süresini de kapsar. Hatta yeni anayasa için akla gelebilecek bütün olasılıkları gerçekleştirme süresini..
4)             RTE, “bak bu işi çözüyor” görüntüsünü yarattığı sürece, bu işin nemasını yer, rantını devşirir, BDP’yi de biraz etkisizleştirir, Kürtler tarafında da rant sağlar..
5)             Bu süreçte gerçekten, Türkiye yararına kabul edilebilecek bir çözüm çıkar mı.. Zor gibi, ama çıkarsa ne ala..
6)             Bütün bunlar için, RTE politikasına toplumda tam destek sağlanması için, bir kanaat ve medya terörü estirilmesi zorunludur. Erdoğancılar ve “Sonucu ne ve nasıl olursa olsun çözüm” diyen Türk Kürtçüler harekete geçti!
7)             RTE’nin amacı, vazgeçilmez bir lider, tam otorite, başkanlık helal olsun, o ne yaparsa doğrudur.. inancını yaratmaktır. 
Unutmayın: 2023 Cumhuriyetin 100. Yılıdır ve RTE'nin siyasi programı buna yöneliktir.
Unutmayalım: 
          Hiç kimse için hayat, çizdiği çizgide gitmez! Hele hele bir polititkacı için!
---7 Ocak 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder