Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

3 Şubat 2012 Cuma

Medya’dan İki Türk Büyüğü Meclis’te


Medya’dan İki Türk Büyüğü Meclis’te

AKP’nin gazetecilikten devşirerek milletvekili yaptığı, düşünce / bakış olarak sorunlu iki milletvekili var.
Biri ekrandan devşirildi, bakan yapıldı, üstelik gençlik ve spordan sorumlu..
Bu “sorumlu kişi”, Suat Kılıç, Trabzon’da cemaat liderinden yarım bir “şiir” okuyor, öğrencilerden de gerisini tamamlamalarını istiyor. Arkadaşımız Ahmet Şefik’in yazdığına göre, şiirin sahibi edebiyatımızın büyük ismi imiş, nasıl bilinmezmiş, ne olacakmış bu eğitimin, öğrencinin hali!
Türk Büyükleri’nin kökü ülkemizde hiç bir zaman kurumaz! Birileri onları nerede olurlarsa olsunlar keşfeder ve ülkenin başına salar! Onların da pirince döktükeri taşları, yüzyıl ayıklarsınız!
***
İkinci Türk Büyüğü gazeteci milletvekili ise, Şamil Tayyar!
Arkadaşımız Erdem Gül’ün haberine göre, Meclis’e sevkedilen “Yargı Reformu” paketine, tutukluluk sürelerinin 1-2 yıl indirilmesi için bir ekleme yapılması tartışılmış AKP Merkez Yönetim Kurulu’nda.
Böylece, çok eleştirilen uzun tutukluluk sürelerinin azaltılarak “hukuk vicdanını” rahatlatılmasını savunmuş bazı AKP’liler.
Biliyorsunuz, özel yetkili mahkemelerin hukuklarındaki bir garabet sonucu, görev alanlarına giren “suç atımları”nda, insanlar, yargı sonuçlanmasa bile 10 yıla kadar hapishanede çürütülebiliyor..
Suçsuz bulunur ve serbest kalırlarsa “pardon” deniyor!
Böylesine insafsız ve Amerikalıların Guantanamo toplama kampı uygulamasına sahne oluyor Türkiye!
Bu yasaya bir madde eklenmesine karşı itirazın nedeni önemli: AKP’nin yargı politikalarına destek veren taban ve çevresi bize küser!
Kim bu taban ve çevre?
Söyleyelim: Esas olarak Cemaatçiler!
Ve aralarında, adı geçen o Büyük Türk Milletvekili ve Gazeteci!
Adalet Bakanından “tutukluluk süreleriyle ilgili bir düzenlemenin pakete girmeyeceği konusunda kendilerine söz verilmesini” istemişler, iyi mi!
Kendisi, savcı iddialarını çarşaf çarşaf yayınlayarak hem suç işledi hem para kazandı hem de bunlar üzerinden milletvekili oldu!
Bunlar yetmedi, yeni yasa tasarısıyla, hakkında açılan gizliliği çiğneme suçlarından da kurtuluyor!
Medyada iken sürdürdüğü misyonuna Meclis’te devam!
Şimdilik hepsini hapishanede öldürmenin kabul edilebilir ve kolay yolu olarak, 10 yıl üstelik hücrede tutukluğu deldirmemeye çalışıyor!
Ama bu yetmez, yanına Türköne adlı, insanları yağlı kazığa oturtma uzmanını da almalı...
İkili olarak müthiş iş yaparlar, 32 kısım tekmili birden filmlere konu olurlar!
***
Ünlü yazar Paul AusterHapiste yatan yazar ve gazeteciler yüzünden Türkiye’ye gelmeyi reddediyorum! Kaç kişi oldu? 100’ü geçti mi?demişti ya, Başbakan da ona maşallah bir yanıt veriyor “gelsen ne olur gelmesen ne olur!”
Adını bile ilk kez duymuştur!
Ama Türkiye’deki garabeti sonuna kadar savunmaktan geri kalmıyor.
***
Dikta hukukun savunucusu, sahibi ve uygulayıcısı iktidarbaşıdır.
Kendi iktidar etekleri altına uzanan Deniz Feneri davasının savcılarını, iktidarının hukuk sistemi, sürüm sürüm süründürme yoluna gitmiştir.
Ne diyor bakar mısınız: “Yargı sizin militanlarınızdan arındırılıyor!”
Kılıçdaroğlu’nun söze yerindedir:
Ahlak ve İnsanlık iflas etmiştir! Savcılar hırsızların peşinde, siz de savcıların peşinde..”
Sadece “yargıyı arındırmak”la yetinmiyorlar..
Bütün Türkiye’ye AKP alehtarlığından arındırıyorlar, ellerindeki yargıyla..
1000’i aşkın HES protestocusunun tepesine polis ve iktidarın yargısı bindiyse hele..
Mare Nostrum, demişti önce Romalılar, sonra adını anımsamadığım bir italyan, Akdeniz için..
Herşey muktedir için...
---2 Şubat 2012, Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder