Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Kasım 2010 Perşembe

Mahkemeye Siyasi Talimat


Tutukluluk sürelerinin 18 aydır sürmesi, ‘haksızlık var. Tahliye edilsinler’ gerekçesini haklı kılmaz. Mutlaka onların orada tutulmasının gerekçesi vardır. Darbe teşebbüsü başlı başına bir suç. ‘Bunların hiç eylemi yok Bunlar oturup konuştular’ demek olmaz. Zaten bunların eylemi olsaydı, yargılamayı onlar yapacaktı, mahkemeleri onlar kuracaktı..”
Bunları söyleyen Devlet Bakanı Hayati Yazıcı. Yer, İstanbul Barosu Genel Kurul Toplantısı. Prof. Mehmet Haberal'in tutukluluğu üzerine konuşmasından...
Okuyunca düşündüm ki, niyet, hiç bir zaman gizli kalmaz. Hele iktidarda olmanın verdiği rahatlık, niyetleri açığa vuruyor.
Demek ki Haberal (ve diğer tutuklular) için yürütülen dava, hukuksal bir durumdan çok, bir siyasal hesaplaşma: “Siz darbe yapacaktınız, bu kesin. başaramadınız, şimdi biz sizi yargılıyoruz..”
Yazıcı, henüz yargılamaları süren bir dava üzerinde kesin yargısını vermiş. Bunu zaten başından beri biliyoruz; dile gelmesi, bizleri doğruluyor! Bakan'a teşekkür mü etmeli, yoksa Tanrı konuşturuyor, elinde değil susması, mı demeli...
***
Mehmet Haberal 20 aya yakın tutuklu. Aylardır hastahanede. Israrla tahliye edilmiyor. Darbe mi yapacaktı, bu amaçla bir gizli örgüt mü kurdu? Bir “araba dolusu” belgesi var dosyada. Ameliyatları bile orada! Hastalarının “böbreklerinde” darbe amaçlı gizli örgüt çalışmaları yapıyordu!
Haberal, etkili bir isim. Ünlü bir cerrah. Böbrek nakli konusunda Türkiye'de ve dünyada isimi yapmış bir akademisyen. Sezer yerine, adı Cumhurbaşkanı adaylığı için bile geçti. AKP iktidarının siyasal anlayışına ve iktidarına karşı. Bir siyasi hareket başlatıyor, herkesle konuşuyor, açık toplantılar yapıyor üniversiteye ait Papatya otelinde. Cumhuriyet mitinglerini destekliyor... Başkent Üniversitesi'nin kurucusu, Kanal B televizyonuunu yönlendiriyor. Gizlisi saklısı olmayan bir insan.
Haberal, siyasi düşünceleri doğrultusunda, temel hak ve özgürlükleri içinde davranıyor. Milyonlarca insan gibi “bu iktidar gitmeli” görüşünde! Savcılar ise Haberal'i bir gizli örgütlenmenin içine sokma çabasında. Orgeneral Hurşit Tolon, kendisine “sabah 3'te bile çağırın, koşar gelirim” demiş. Savcılık da, işte gördünüz mü, nasıl bir örgütsel ilişkiler içindeler, havasında! Askerler darbe yapıp Haberal'ı Başbakan mı yapacaklardı? Bunun için kanıt gerekli! Yoksa “vay telefonla bak ne konuştular..” suçlaması, ancak engizisyon davalarına yakışır!
AKP'yi karşı siyasi bir parti kuruluş çalışmaları içinde olan ve kendini lider olarak ortaya atan bir insana, aynı düşünceler içinde bir generalin bu yanıtı, doğaldır! Haberal'in girişimi, demek ki siyasi bir umut doğurmuş!
***
Sayın Yazıcı, Haberal'in AKP'ye karşı darbe yapacağına inanıyor mu gerçekten? Desin ki “şu iddiaları görmüyor musunuz?” Biz de diyelim ki, yahu bunlar ciddi iddialar... Böyle bir tutum bile, kendini yargıçların yerine koymak anlamına gelse de, hiç olmazsa bu “ciddi” iddiaların bir an önce açıklığa kavuşturulması gerektiğini düşünürüz! Ama bunu kimse diyemiyor!
Ve, Haberal için ağırlaştırılmış müebbet hapis talep ediyorlar! Eskiden olsa idam isteyeceklerdi!
Yazıcı, bence, mahkemeye doğrudan müdahale yaptığı için özür dilemeli! Açıklaması “Haberal'ı serbest bırakmayın” anlamına gelir! Ve Silivri'nin yargılamalarının aslında bir siyasi tasfiye ve gözdağı olduğunun da!
--
OKUR NOTU: Hüseyin Celep: CHP’nin iktidara gelse de ülkeyi yönetemeyeceği” uyarınızın karamsarlıkla bıçak sırtı kadar yakın olduğunu yazmıştım size. Sizin bilimsel analizlerinizle, bizim duygusallığımız karışınca kimi doğruları da görmekte zorlanıyoruz. CHP ve Tasfiye başlıklı  yazınızda “Tonlarca CHP’li  parti içinde işlevsiz kılındığı gibi dışarı da atıldı,” diyorsunuz.. “TON”un  bir ağırlık ölçüsü olduğunu elbette biliyorsunuz. CHP’liler için kullanmanızı yadırgadığımı, ancak nitelemenin dikkatinizden kaçtığını sanıyorum... Yanıt: Tabii ki, kastım hakaret olamaz. Sadece dikkatsiz bir ifade, uyarınız için tesekkür, özür dileyerek düzeltirim.
11 Kasım 2010 / Bilim ve Siyaset 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder