Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

18 Temmuz 2021 Pazar

 Orhan Bursalı

Orhan Bursalıobursali@cumhuriyet.com.trSon Yazısı / Tüm Yazıları

Cumhuriyetin zenginliklerini yiyip bitirme dönemi, peki sonrası?

24 Haziran 2021 Perşembe

Açgözlülük ile açıklanabilir mi tüm bunlar?

Uzun süredir Cumhuriyet’in haberleri canımı sıkıyor! Çünkü bu iktidarın Cumhuriyet ve tüm kazanımlarını nasıl yiyip tükettiğini izliyorum. İktidarca satın alınan medyanın hiçbirinde, ne koltuğuna oturduktan sonra şirketindeki malları devlete satan bakanlarla ilgili tek haber var ne İstanbul’u bitirecek Kanal İstanbul üzerine tek eleştirel ve gerçekçi bir yazı ve haber ne de sahillerimizin hemen her gün kamu malı olmaktan çıkarılıp özele peşkeş çekildiğine ilişkin bir iktidar kararı..

Sağlık Bakanı Yardımcısı’nın ailesine ait yazılım şirketi, bakanlığa çalışıyor. Oh, ne âlâ Muallâ! Eski Bakan Pekcan hakkında tek bir soruşturma yok. Medyalarında da tık yok; sanıyorlar ki milleti haberdar etmek için gazete çıkarıyorlar. Tersine, hepsi, haberdar etmemek üzere kurulu.

Oysa iktidar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, mülkiyetini, Hazinesini bitiriyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi bölümünü tanıyorlar? 2013’ten bu yana, yani kendi iktidar dönemlerini. Bunu zaten açıklamışlardı.

Biliyorsunuz, kendilerinden önceki dönem, taaa padişah zamanına kadar, tümüyle reklam arasıydı. Bu reklam arası artık bitmiş ve Osmanlı’ya yamanan AKP dönemi ile birlikte yeni bir Türkiye kurulmuştu!

 ‘Bize ait değil’

Osmanlı-AKP birlikteliğinin resmi kayıtlara geçişi, anayasanın referandumla değiştirilerek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında, demokrasi ve parlamenter sisteme göre müthiş geri mi geri, ucube bir sistem kurulmuştu.

Cumhurbaşkanı tek adam, tek yetkili; kararnamelerle ülkeyi yönetiyor, neredeyse bir dediği iki edilmiyor, yanı başındaki görev yapan bürokratını Meclis’te Sayıştay’ın başına seçtiriyor.

Bugünkü konumuyla zaten sevdalıları kendisini sultan-padişah olarak görüyor ve niteliyor.

Çevresindeki sadık bürokratlar ve önde gelen partililer her ay 2-8 maaşa kadar gelir sahibi.

Ulufe dağıtmak gibi bir şey ama hepsi Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nden, şirketlerinden, kamu kurumlarından, devletin iştiraki olan şirketlerden...

Her şeyi satıyorlar, bu satışta kilit yorum şudur: Çünkü hiçbiri kendilerine ait değildi ve değil.

Bugüne kadar Cumhuriyetin 70 milyar doları aşan değerli malını mülkünü satıp, iktidarlarına katık yaptılar. Değer yaratacaklarına, değer tükettiler. 70 milyar dolarlık satışla iktidarlarını sürdürdüler.

Hepsi, kendileriyle ilgisi olmadığını açıkladıkları, 1923-2013 dönemine ait. Türkiye Cumhuriyeti’nin.

 Atatürk nereden bilsindi!

Buna moda tabirle çökme denir... Mesela Atatürk’ün bu milletin hazinesine vasiyetle bağışladığı, hiçbir iktidarın bu vasiyeti har vurup harman savurmayacağını düşündüğü Atatürk Orman Çiftliği...

Nereden bilsin, kendisine, kurduğu Cumhuriyete karşı bir iktidar gelecek ve AOÇ topraklarına, bu ülkeden defettiği adeta bir padişah sarayı konduracak...

Camileştirdikleri Ayasofya’nın minberine kendisine küfreden imam kılıklı bir densiz çıkarılacak ve hepsi gönüllerine su serpilmiş gibi dinleyeceklerini nereden bilsin ki!

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna, kurtuluşuna karşı çıkan en azılı düşmanları en yüksek yerlerde en büyük kabul görecek ve üstüne üstlük ordunun en yüksek düzeyinden ziyaretçiler sıraya girecek: Aklının ucuna bile gelmezdi.

Zenginlikler pay ediliyor

Tüm ihaleler iktidar ve adamlarına veriliyor. Neler söyleniyor neler ama umurlarında değil.

Cumhuriyetin adeta tüm zenginlikleri peyderpey destekçilerine devrediliyor.

Bir sınıf yarattılar, bu zenginliklerle.

Hazineyi bitirdiler, hazineyi ve tüm ülkeyi dolar üzerinden dışarıya borçlandırdılar..

Dünyanın en yüksek faizini veriyorlar dolara... Güven sıfır olduğu ve enflasyon durmadan yükseldiği için MB, faizi de düşüremiyor.

Gelir uçurumu büyüyor. Sadece en zenginlerin payı artıyor, kimsesizlerin sayısı on milyonlarca.

Bankaların sorunlu kredileri 565 milyar lira, 2017’de 190 iken...

Ziraat Bankası, medya satın alsın, iktidarlaştırsın diye Demirören’e verdiği 750 milyonun hesabını vermiyor, Meclis’e bile! İktidar, bankanın görev zararı diye 1.5 milyarını siliyor... Bu hangi görevin zararı?

***

Veee, Hazine’ye yüklenen, yaptıkları yolların, köprülerin, hastanelerin borçlarını saymıyorum.

Adeta, benden sonrası tufan, politikası hallaç pamuğu gibi atıyor Cumhuriyeti!

Bu şu mu: İktidara benden sonra gelen herkes enkazın altında kalacak, çökecek ve yine bana mecbur kalacaklar?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder