Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

16 Ocak 2021 Cumartesi

Şahin ve Türeci’nin Aşı Devrimi sürüyor: Sırada MS tedavisi var

 Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 10 Ocak Pazar 2021


Flaş haberi verelim önce, BioNTech şimdi de otoimmün hastalıklara karşı yeni bir aşı ile sahneye çıktılar. MS hastalığını tedavi edebileceklerini gösterdiler.

Gerçeği dünün artık çoğu fosil olmuş kitaplarında arayıp da önümüze sürenler, artık çöp olmuş bilgilerden bugünün gerçeğini anlamaya çalışanlar, yahu aşı geçmişte 20- 30 yılda ancak geliştiriliyordu, şimdi ise 10 ayda önümüze aşı diye bir şey koyuyorlar, büyük bir komplo ile karşı karşıyayız.. Aşı olmayın, DNA’nıza bir çip takacaklar, diyenlere son söz: Adam kendi kafasını dondurmuş, ona çip taksan neye yarar..

Bir devrim yaşıyoruz biyo teknolojide, tıpta, moleküler biyolojide, genetikte, canlıların yaşamı lime lime bilimin elinde.

10 ayda aşı, tüm bu alanlardaki bilgi birikiminin aşı üretmede patlamasından başka bir şey değildir.

İşte mRNA aşı teknolojisinin büyük isimleri olarak tarihe geçen Uğur Şahin ve Özlem Türeci (ve şirketleri BioNTech), yeni koronavirüse karşı hızla geliştirdikleri aşının ardından, ikinci büyük sürprizlerini yaptılar ve aynı mRNA teknolojisi ile otoimmün hastalıklar adı altında sınıflandırılan MS (Multiple Skleroz) hastalığını geliştirdikleri aşı ile tedavi edebileceklerini gösterdi.

 

Bağışıklığın bedene saldırısı

 

Otoimmün hastalıklar, insanın kendi bağışıklık sisteminin, bir şekilde (kısmi) bozulup kendi dokularını düşman görüp saldırmasıyla oluşuyor. İltihaplı romatizmadan tutun Sedef hastalığına iltihaplı bağırsak hastalıklarına kadar milyonlarca insanı perişan ediyor.

Science dergisinde yayınlanan araştırmalarında, korona virüs aşı teknolojisi mRNA ile ürettikleri yeni aşının, MS fare modellerinde hastalığı durdurucu, engelleyici ve iyileştirici olduğunu gösterdiler. Klinik araştırmalarda da benzer sonuçlar elde edilirse, MS’in ötesinde, diğer otoimmün hastalıklar için de büyük bir umut yanmış olacak.

 mRNA teknolojisine, kanser aşını geliştirmek için sarılmışlardı büyük bir inanç ve azimle. O da sırada!

Aşıda 2020 yılı ile birlikte yeni bir çağa girdik!

 

TOPLUMSAL BÜYÜK KARMAŞA

 

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmalar Grubu – Global Akademi ortaklığında gerçekleştirilen “Türkiye eğilimleri Araştırması”nda bir dizi ilginç bulgu var. Prof. Mustafa Aydın ile gerçekleştirilen dijital toplantıda veriler tabii ki ağırlıklı ekonominin kötüye gittiği ile dolu.

Araştırmanın siyaset ve yönetimle ilgili bazı verilerini epey tartışmalı bulsam da, en ilgi çekici bir sonucu en güvendiği kurumlar sıralamasında ilk üç sırada Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Jandarma ve Polis’in olmasının yanısıra, iktidarın ikide bir defterlerini dürmek istediği Türk Tabibleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin en güvenilen kurumlar listesinin üst sıralarında yer aldı. RTÜK, TUİK, ÖSYM ve Medya Kuruluşları da en güvenilmez kurumlar...

Güvenilmez medya yaratmak, iktidara uygun istatistikler üretmek, iktidara muhalif basın ve Tv’leri karartmak, ceza vermek, dava açmak ve susturmaya çalışmak, iktidarın başlıca işlevlerindeen oduğu için, halk tarafından güvenilmezler olarak etiketlenmeleri sürpriz değil. İktidar bu temel kurumları başarıyla felç etti.

Ayrıca araştırma, siyasal kutuplaşmanın en üst düzeye çıktığını vurguluyor. Özdemir İnce’nin dünkü Cumhuriyet’teki söyleşisinde “AKP’nin yaptığı silahsız içsavaştır” sözleri, bu kutuplaşmayı tarif ediyor. Canan Kaftancıoğlu’na karşı en üst düzeyde yapılan saldırılara bakın, CHP’yi düşmanlaştırma politikalarına bakın ve iktidarın 2,5 yıllık bir seçim sürecinde bu kutuplaştırmayı nelerede tırmandırabileceğini hesap edin artık.

 

EKSİK BİLGİ

31 Aralık Koronavirüs Sözlüğü denesi başlıkla yazıda, öne çıkan konularda bazı bilim insanlarımızın adını vermiştim, böyle bir kaç isimle geçiştirmenin haksızlık oacağını bile bile. Toplumu doğru bilgiyle aydınlatan daha pek çok ismi saymamız gerekirdi, hepsinden özür dilerim, bunlar arasında Prof. Ahmet Saltık var. Canla başla çalıştı. Bu çerçevede Prof. Kayıhan Pala’ı anmalıyım. Özellikle bu iki bilim insanını, bağımsız tavır ve anlatımlarından dolayı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder