Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

21 Nisan 2020 Salı

Korona sonrası: Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak mı?– 2, gerçek iktidar kim?

Orhan Bursalı, Bilim ve Siyaset,  Cumhuriyet, 20 Nisan Pazartesi 2020

Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” yaygın görüşü üzerine geçen hafta yazmıştım. Bu konu üzerine çok yazılabilir. Şüphesiz ki öncelikle bu konu dünyada geçerli bugünkü siyasi ve ekonomik düzeni ile ilgili. Yeni korona virüsün dünyadaki düzeni soktuğu büyük açmaz ve zorluklara bakılarak, üretilen veya durumdan yapılan çıkarsamadır.
Bu çıkarsamaya, yani bir virüs mü devrim yapacak alaylı sorusunun da yöneltildiğini belirtelim.

Dünyanın egemeni Mali Sermaye
Burada “hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” varsayımı, dünyayı esas yöneten “finans kapital”in (mali sermaye), egemenlik haklarından, daha doğrusu doğrudan kendisinden vazgeçeceğini içermektedir.
Ortaçağdaki gibi, büyük bir ateş yakılacak, cadılar yerine Mali Sermaye üzerine atılacak, bir kibrit ve pufff. Veya mali sermaye kendini ateşe atacak.
Böyle bir şey olmaz
Peki şöyle bir şey olur mu? A) Sermaye (ve büyük şirketler) en yüksek kârlılık hırsından vazgeçecek. B) Sermaye, sahip olduğu varlıklara ciddi bir üst sınır getirecek ve geri kalanını sürekli olarak dünyanın ve toplumların iyileşmesi için harcayacak (veya birileri, veya sermayenin siyasi yönetimi bunu sermayeye dayatacak)... C) Sermaye, kendi üzerine bir toplumsal- siyasal üst yönetimin getirilmesini kabul edecek, belli bir kârlılığın dışındaki tüm servet yine dünyanın sorunlarının çözümü için harcanacak.. (Böyle olsa da tüm bu denetim vb mekanizmaları bile başlı başına bir sorun..)
Veya buna benzer öneriler...
Bu varsayımlar veya önerilerin hepsi, aslında evrensel bir “sosyal-izasyon sistemi”ni öngörür. Doğrusu gönülden desteklerim!

Sermayenin gücüne bakın!

Dünyada şirketleri yöneten bir ortak kurum yoktur.
Ama tüm kurumlar parayı yönetir! Dünya Bankası, İMF, dünya merkez bankları, tüm bankalar..
Şirketler dağıtılmaz.. Ama para dağıtılır durmadan.
Para, şirket kurdurur, şirket batırır, yenisini kurar.
Şirket egemenliğinden çok, paranın egemenliği söz konusudur.
Şirketi kaçır(a)mazsınız, parayı veya buna eşdeğerleri kaçırırsınız.
Şirketleri parçalarsınız, tekel olduklarında mesela, piyasayı, rekabeti körüklemek ve yeni girişimlere yol açmak için, yani kapitalizmin sürmesi için...
Ama parayı parçalayan ne bir kurum ne bir yasa vardır!
Sermaye, gerektiğinde siyasayı yıkar, kurar, satın alır, sıfırlar..

Sermaye ile eşitsizliğin büyüklüğü atbaşı

Bunları anımsatmanın nedeni, pek çok kez dile getirilen dünyayı yöneten şirketler gibi söylemlerin aslında ikincil – üçüncül değerlere sahip olduğunun ve ana gerçeği ıskaladığının - sakladığının altını çizmek içindir.
Bu nedenle, “hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” sözünün gerçekleşmesi için, ‘Mali Sermaye’ nasıl kontrol altına alınır fikrinin göbeğine oturttum.
Bunun gerçekleşmesi mümkünse, dünyada siyasal ve soysal, ekonomik sistemi gerçekten değiştirmek ve yeni bir dünya kurmak mümkün olur (ülkelerde tek tek sosyalist vb devrimlerinden bahsetmeyin!)
Mali sermaye hem görünürdür hem de görünmez, ama dünyada iktidarın anası- babası çocuğudur.
Aklımda kalan bir rakam: Ölçülebilir – görünebilir olanı sanırım – tahminen likit 25 trilyon $. Yoksa 50 miydi?!
Bu zenginlik, bunun büyümesi ve büyüklüğü, aynı zamanda dünyadaki eşitsizliğin büyümesi anlamına gelir. Veya mali sermayenin büyüklüğüne, mesela son 30 yılda büyüme çizgisiyle, dünyadaki eşitsizliğinin büyümesi çizgisi aşağı yukarı  örtüşür. En azından ortak bir grafikte birlikte yükselmesi açısından..

Tartışma açık
Evet çok yönlü bu konuyu tartışalım. “Her şey artık eskisi gibi olmayacak” nasıl gerçekleşebilir, bu virüsten sonra? Korona ailesinden daha azgın bir virüs mü bunu halledecek? Mali sermayeyi ellerini havaya kaldırmış ve teslim olmuş görüntüsünü hayal bile edemiyorum!
 Ama bir yol var, ülkelerin önünde. Aklı başında bilge insanların siyasette ortaya çıkması ve bugünkü kepaze vahşi düzene, mesela Türkiye’de adım adım son vererek, gerçekten yeni ve uygarca bir yaşamın temellerini tark ilerlmesi.
Toplumu da yanına alarak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder