Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

6 Temmuz 2019 Cumartesi

Çorlu tren kazası: Halkın protestosuna destek


4 Temmuz 2019 Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Türkiye’de özellikle devlet, kendisinin dolaylı veya dolaysız sorumlu olduğu önemli olaylar, kazalar, kitlesel katliamlar konusunda tarihsel olarak vurdumduymaz olduğunu – davrandığını biliyoruz. Sivas Madımak katliamı mesela bunlardan biridir. Baştan sona devlet / hükümet ve yetkililerinin önleyebileceği bir katliam, tüm ülkenin gözleri önünde gerçekleşmiş, hükümet / devlet adeta göz yummuştur.
Bu iktidar döneminde yaşadığımız büyük tren kazaları da benzer niteliktedir.
En önemli varlık nedenlerinden biri yurttaşının sağlıklı yaşamasını, hayatını korumak olan devlet ve yöneticisi hükümet, bizzat kendi kusurlarından, vurdumduymazlıklarından dolayı yüzlerce insanımızın ölümüne neden oluyor.
En son Çorlu’da, büyük büyük devlet adamlarının ihmalkârlığı ile olan kazada 7’si çocuk 25 yurttaşımız öldü, 318 kişi de yaralandı.
Devletin yaptığı üstünü örtmeye çalışmak oldu. Yok öyleydi, yok böyleydi, yok bilemezdik, yok iki makinistin suçu... Ve tabii ki hiç bir yöneticinin suçu yok!
Vatandaş devletin işlettiği trene biliyor, 5 vagon devriliyor ve ray - yol kontrolleri yapılmıyor. Ama suçu yok.
Ama bu kez Çorlu kazasında ölenlerin yakınları, yaralılar ve yakınları işin peşini bırakmıyor ve hesap soruyor.

Bir yıldır mücadele
Dün Çorlu’da mahkeme bu benim işim değil diyerek çekildi.
Bakın: Acılı aileler duruşma salonuna bile alınmadı! Aileler, günlerdir iddianamede sadece en alt düzeyde 4 kişinin sorumlu tutulmasına ve hiç bir bürokratın, TCDD yönetiminden kimsenin yargılanmamasına, sorumlu tutulmamasına tepki gösteriyorlar. Çorlu’da Adliye önünde adalet nöbeti tutuyorlar.
Dahası bu nöbetlerini bu ayın başında Ankara’ya Anayasa Mahkemesi önüne taşıdılar. Polis, açıklamalarını okumalarına fırsat vermediği gibi, aileleri kalkanlarıyla AYM önünden sürükleyerek uzaklaştırdı, bu da yetmedi plastik mermi kullandı ve insanlar yaralandı.
Türkiye’de AKP döneminin tipik görüntülerinden biri: Hak arama kardeşim... Sus... Devlet ne diyorsa odur. Yoksa sopayı plastik mermiyi yersin... copu, hatta kurşunu!
Hukuk reformu yapacaklarmış ve paketi Meclis’e sevketmişlermiş.
İnsanların Anayasal ve yasal haklarını gerçekleştirmelerine bile fırsat vermeyen hükümet / devlet, hukuk reformu yapsa ne olur yapmasa ne olur.
Ama Çorlu tren kazası mağdurları buna artık fırsat vermeyeceğe benziyor.

Ne istifa ederler ne de yargılanırlar
Savcılar genellikle bu gibi kazalardan sorumlu ararken asla “yukarıya” bakmaz. TCDD yönetimi, İçişler Bakanlığı, hatta Adalet Bakanlığı, hatta Cumhurbaşkanı veya Başbakan veya Bakan hiç akla gelmez. Bu kazada olayda payı nedir araştırmaz.
En altta bir kaç kişiyi soruşturur, yıllar süren duruşmalar sonucu mahkemeler de göstermelik cezalar verir, cezayı da tecil eder, sen sağ ben selamet.
Önemli olaylarda, kazalarla, katliamlarda istifa eden kimseyi anımsayan var mı?
Hepsi büyük sorumsuzluk içindedir. Üslerine alınmazlar, çünkü vicdanları rahatsız olmaz.. Mübarekler doğuştan sorumsuz! Seçilmiş değil, tanrısal atanmış!

Bakın 2004 kazası ve sonucuna!
2004’de de iddialı İstanbul – Ankara arasında hızlandırılmış tren faciası olmuştu, “bu raylarda trenleri hızlandıramazsınız” raporlarına rağmen, 39 kişi ölmüş 95 kişi de yaralanmıştı. 2019’a kadar davayı sürüncemede bıraktılar, Anayasa Mahkemesi ise olmaz böyle şey en azından tazminat ödeyin dedi!
Böyle traji komik bir ülke ve devlet ve adalet sistemi ve devlet ve yetkililerini koruyan bir savcılık makamı ve mahkeme.
7 ay kadar önce de sinyalizasyon sistemi tamamlanmadan çalışmaya başlatılan Ankara-Konya seferini yapan yüksek hızlı tren bir kılavuz trenle Yeni Mahalle ilçesinde çarpışmıştı ve 9 kişi ölmüştü..
Çorlu tren kazasının peşini aileler bırakmıyor. Yüksek bir bilinçle haklarına, davalarına sahip çıkıyor. Tüm Türkiye’de yurttaşlar yanında olmalı.
Bu devran değişmeli, devlet ve yönetenlerin hepsi bu gibi önemli olaylarda hesap vermeli, sorumluluklarını üstlenmeli, istifa etmeli hatta yargılanmalı.
Mahkemeler bağımsız ve tarafsız olmalı. Hükümetlerin ve devletin mahkemeleri değil, adaletin mahkemelerini istiyoruz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder