Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

24 Temmuz 2019 Çarşamba

“İyi ki Gezi var”, ama yeni yalanlar piyasada


22 Temmuz 2019 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

  Gezi direnişi, protestosu denince iktidarın ve savunucusu medya mensuplarının tüyleri diken diken oluyor ve çöken Gezi yalanlarının yerine yeni yalanları piyasaya sürüyorlar.
Geçen gün bir tv tartışmasında bir kez bu çok net göründü.
Çöken yalanlar neydi, anımsayalım:
“Kabataş’ta demir zincirli, yarı çıplak, acayip 50 kadar gezici, bebek arabası süren türbanlı bir kadının üzerine işediler..”
“Cami’de içki içtiler, ayakkabılarıyla içeri girdiler, ortalığı dağıttılar..”
Bir dizi kendisine medya mensubu diyen yandaş, üzerine işendiği söylenen uyduruk kadınla röportajlar yayınladı.. tüm bunların görüntülerinin elde olduğunu, hatta seyrettiklerini ve bunların yakında yayınlanacağını yaydılar.
İktidarın tepelerinden bizzat desteklenen bu yalanların aslı astarı olmadığı açıklandı.. Cami imamı bile “ben Allaha inanan bir insanım yalan söyleyemem, Camii de böyle bir şey olmadı, sadece yaralılar tedavi edildi” diye açıklama yaptı. Ama “İmam’dan daha Müslüman olduklarını ileri süren” siyasi yalancılar tarafından sürüldü, hayatı karartıldı.

Yalanın belgesi olmaz

Şimdi ekranda bir yandaş yazıcı ve iktidara kamuoyu araştırması hizmeti sunan ama kendisi sapına kadar iktidarcı tartışmacı, Gezi’nin tamamen dış güçlerin tertiplediği bir provokasyon olduğunu, bir hafta önceden dış gazetecilerin televizyoncuların gelip taksim meydanını gören yerlerde otel odaları ayırttıkları yalanını söylüyorlar. Kaydı kuydu yok, sadece “duydum, biliyorum, bir arkadaşım söyledi vb” var, çünkü yalanın belgesi mi olur!
Aradan geçmiş 6 yıl. Neden etekleri tutuşuyor ve neden bu yalanları piyasaya sürüyorlar yeniden ve yeniden?
Birincisi, en çok korktukları, iktidarlarına karşı ciddi bir halk protestosu.. Kendileri ki “milletin göz bebeği” bir iktidar, nasıl olur da millet onlara karşı direnebilir? Nasıl olur da bir kaç ağaç yüzünden bir protesto tüm ülkeye yayılır?
Nasılını çok iyi bilirler de işlerine gelmez olguları görmek.
“Bu olsa olsa ancak dış güçlerin işi olabilir..”

Gezi Davasına yalan dolan desteği

Yandaşların Gezi Protestosundan eteklerinin tutuşmasının güncel nedeni ise, başlayan Gezi Davası’na ve bu davayı açanlara kamu oyu desteği sağlamaktır. Yalanla ve dolanla...
Bu amaçla iddianameleri ipsiz sapsız belgesiz uyduruktan iddialarla doludur ve Osman Kavala ve pek çok kişiyi içeride tutmaktalar.
Bu bir kin davasıdır, intikam davasıdır. Korkutma davasıdır.
Ama içi boş olduğu için sadece bugüne kadar yaptıkları ve biraz daha yapacakları zulüm yanlarına kâr kalacaktır.
Çökecektir.
Tıpkı Balyoz, Ergenekon, Odatv davalarının çöktüğü gibi ve  Cumhuriyet davasının çökmekte olduğu gibi.
Yalancı davalarla zulüm görenlerini onurlarına bir şey olmaz, ama bu siyasi davayı açanların itibarları yok olur..
Gezi Protestosu bu ülkenin, bu milletin onurudur, gücüdür, boyun eğmezliğidir, geleceğe olan güvenidir, gerektiğinde yoldan çıkan ve çıkacak iktidarlara karşı görülmemiş direnişidir...

“Hürriyet 130 bin satıyor”

Hürriyet’ten bir arkadaşım aradı. Bayi satışı konusunda verdiğim 40 bin satış bilgisinin yanlış olduğunu, haftalık ortalama satışın 130 bin olduğunu söyledi ve satışı Hürriyet’e sormamış olmamı da eleştirdi. Eleştirisinde haklıdır. Fakat gazetelerin haftalık satış raporları da ilgili internet sitelerinde açıklanıyor. Bu sayıların doğru olmadığı da biliniyor. Mesela buna göre Hürriyet’in satışı 220 bin görünüyor. Hürriyet’e kurumsal sorsam bana bunu söyleyecekti. Gazete satışlarında bir saydamlık olmayınca ortalıkta çeşitli rakamların uçuşması da doğaldır. Gazeteler baş bayilerden toplu alımla satışlarını artmış gösteriyor ve bu gazeteleri dağıtıyorlar.. Bu konuda saydamlık şart... Ama kimin işine gelir ki!? Kandırmaca yapılıyor!
Bu “bayi satışları”nda da eleştiriler var. Aldığım yeni bilgilere göre, mesela gazete reklam pazarlama bölümü promosyonlu satış yapıyor, market zincirlerine, otobüs firmalarına, demiryollarına, bazı şirketlere, bazı üniversitelere.. Genellikle bu saydığım kurum ve kuruluşlara, yapılan reklam veya kampanya ile birlikte bu satışlar yapılıyor; reklam pazarlama bölümleri bayi satışlarını böyle yüksek gösterebiliyorlar.. Yani “tekil kişilere bayi satışları”nın da bu açıdan saydamlığı tartışmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder