Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

10 Nisan 2017 Pazartesi

Suriye: Kinle ve savaş isteğiyle hareket ülkeyi öldürür



Yazıya şüphesiz Amerikalı yeni kovboyun Suriye’yi vurması ile gireceğiz. Görünen o ki Trump’a gösteri yapması için bir “zehirli gaz” bahanesi yaratıldı. Henüz zehirli gazı kimin kullandığını uluslararası kurumlar araştırmasını yapmadan, olay Esad’ın üzerine yıkıldı. Amerikalılar şaibeli insanlar. Irak’ı da böyle bir yalanla parçalayıp Ortadoğu’yu ateşe verdiler ve dünyanın son dönemlerdeki en büyük kanlı olayları, insanlık faciaları ortaya çıktı.
Amerikalılar, burnumuz dibinde bir kanlı savaşın baş sorumlusu olarak herkesi ateşe atıyor. 100 kişi zehirli gazdan ölmüş: Nusracı – IŞİD’ci beyinler, ülkesine giderek egemen olan Şam’ı durdurmak için böyle bir olayı kışkırtmış olabilirler. Bilmiyoruz.
En ilginci ABD’nin bu saldırısına Ankara’nın hemen “bu kadar yetmez arkası gelmeli, bizden yardım istersen hazırız” yanıtını vermesi... İnsan, düşmanlık, kin ve hınç üzerinden yürütülen dış politikaya küçük dilini yutacak,. Bu şu mu demek: Bize verin askeri desteğinizi; uçaklarınızla füzelerinizle saldırın, biz de karadan yerle bir edelim Suriye’yi ve Şam’ı..
Böyle bir şey olabilir mi? Esad’ın bir şekilde ülkesi üzerinde egemenlik kurmasından bu ne korku!
Ortadoğu’yu ateşe veren ve 1 milyon Iraklının öldürülmesinin baş sorumlusu, kimsenin hesap soramadığı ABD’yi, bu kez on binlerce insanın daha öldürüleceği Suriye’de savaşa kışkırtmak ve “ben de varım” demek..
Dünkü Hürriyet’in başlığı da tartışmalı! Henüz araştırılmaya muhtaç bir olayı kesinleştirmiş ve üstelik Trump’a alkış tutan bir hava. Ankara’nın paraleline girmek, hele bir savaş konusunda, sorumluluğa ortak eder insanı. Savaş kokusu alınınca, çeşitli kesimlerde ve iktidarda akıl kafadan kaçıyor.
Zehirli gaz ile 100 kişi ölmüş, şüphesiz korkunç bir şey.. Ama şu size normal mi geliyor: Yüzbinlerce insanın parçalanmış cesetleri, ölen bebekler, kadınlar, çocuklar, sivil halk... Yani savaş olunca böyle olmalı, öyle mi diyorsunuz... 

HBT  1 YILINI BİTİRDİ

Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisi kapatıldıktan hemen 5 ay sonra bu kez daha geniş bir kadro, Doğan Kuban, Bozkurt Güvenç ve diğer yazar kadrosuyla (Bayram Ali Eşiyok, Mustafa Çetiner, Ali Akurgal, Müfit Akyos, Cem Say, Erhan Karaesmen, Erdal Musoğlu, Tevfik Uyar gibi..) 24 sayfa haftalık yayın hayatına başlayan Herkese Bilim Teknoloji dergisi, bir yılını başarıyla bitirdi.
Şimdi piyasada olan 54.sayısı, özel olarak, çok zengin bir içerikle 32 sayfa yayımlandı. İzleyin dergiyi, ülkemizin en çok ihtiyacı bilim ve düşünce kültürü birikimini ülkede yaymaya çalışıyor. Her Cuma beyin besleme günü ilan ederek. Ayrıca www.herkesebilimteknoloji.com internet portalından güncel olayları izleyebilir ve abone olabilirsiniz.. Uzun ömürler HBT’ye..

OKUR MEKTUBU: SONUÇ EVET ÇIKARSA

Gerek hazırlanışında, gerekse kampanya sırasında halkın en az yarısının şiddetle karşı çıktığı, alelacele yapılmış bir yasal düzenlemenin, bir toplumsal sözleşme ve kişi hak ve özgürlüklerini devlete karşı koruyan temel hukuk belgesi sayılan bir anayasa haline gelmesi kabul edilebilir değil. Bu yönüyle referandumun meşruluğu tartışmalıdır. Bilinen- bilinmeyen etmenler eliyle, “Evet” çıkması halinde, bu sonucun geçersiz sayılacağı şimdiden ilan edilmeli.
-              Yürürlükteki anayasaya ve ettiği yemine göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı hiçbir tarafsızlık kaygısı taşımadan Evet kampanyasına katılmakta.
-              Başta hükümet ve AKP’li belediyeler olmak üzere tarafsız olması gereken kamu kuruluşları hepimizin vergileriyle oluşan kamu kaynaklarını tepe tepe kullanarak Evet kampanyası yürütmekte.
-              Parlamentonun üçüncü büyük partisi HDP’nin eş-başkanları da içinde 12 milletvekili tutuklanarak taslağın Meclis’te görüşülmesine katılmaları engellendi. Ayrıca referandumda “Hayır” diyeceğini açıklayan bu partinin seçimle gelmiş 85 belediye yönetimi görevden alındı ve pek çok yöneticisi tutuklandı. Böylece HDP’nin Hayır kampanyasında yer alması büyük ölçüde kısıtlandı.
-              OHAL durumu tamamen Hayır kampanyasına karşı kullanılıyor. Hayır kampanyasında yer alması beklenen TV kanalları, gazeteler, dergiler, dernekler kapatıldı, pek çok gazeteci temelsiz suçlamalarla tutuklandı. Tarafsız olması gereken TRT tümüyle Evet kampanyasının emrinde.
-              Evet kampanyası için devletin tüm olanakları seferber edilirken, Hayır kampanyaları güvenlik güçleri ve yargı kararlarıyla engelleniyor.

Sonuç olarak, Hayır kampanyası sürdüren kişi ve kuruluşların, az ihtimal de olsa “EVET ÇIKARSA REFERANDUM GEÇERSİZDİR!” mesajını şimdiden seslendirmelerini öneriyorum.
9 Nisan 2017 Pazar  / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

1 yorum:

  1. gazetenize yorum bırakamıyorum ama yorumlara bırakılan mesajlara bakınca, düşüncelerimle hemen hemen aynı olduğunu görüyorum..sadece ref'in değil meclisin meşruluğu da her açıdan ve her bakımdan tartışılır bir konumdadır şimdilerde..

    YanıtlaSil