Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

9 Şubat 2017 Perşembe

Türkiye’nin Varlıklarını Tüketme Fonu!

 İyi niyetle yaklaşalım şu varlık fonuna hele: İçine atılan şirketler değer üretemiyorlardı.. Üstüne üstlük borç üretiyorlardı.. İktidar içlerine yığınla adam yığmıştı, maaş alıp iş yapmıyorlardı, zaten yapacak iş te yoktu.. Onları demir disiplinli, yüksek yetenekli bir ortak yönetimin elinde birer dünya şirketine dönüştürmek, büyük katmadeğer oluşturmak, Türk’ün yüksek ekonomik ve finans gücünü de dünyaya göstermek ve oluk oluk akacak paralarla dar boğazlardan çıkmak neden kötü olsundu!
Arsalar da boş boş orada koyun otlatıyorlardı.. Denizi de seyredemiyorlardı, çünkü gözleri yoktu..
Bu senaryoya inandınız mı?
Kulağıma fısıldayıp duruyorsunuz: Dün yazan sen değil miydin, 60 milyar dolara satıp savmadılar mı milletin malını mülkünü! Bugüne kadar neye ne kattılar?
Durun, bizi suçlamıyorlar mı: hep kötü niyet hep kötü niyet!
Eviriyorum çeviriyorum ve iyimser yaklaşmaya çalışıyorum, şu Varlık Fonu hikayesinden, ülkenin zenginliğine zenginlik katacak bir ipucu bulamıyorum. Bir yardım lütfen!

İşte teminatım Fon!

Varlık Fonu dünyada zengin, bütçesi fazla veren ülkelerin, varlıkları katlamak ve böylece dar zamanlarda “altınlarına” güvenmek amacıyla kullandıkları bir araç.
Biz ise, ekonomiye neredeyse sıfırı tükettirmiş bir iktidar bu araca başvuruyor.
Bakıyorsun, içine attıkları genellikle de sorunları olan şirketler. Evet kazandıran da var.
Bu şirketlerden bazılarını yasal olarak satamazlar.
Ama hepsi anlamlı, ismi cismi olan gözde şirketler!
Şimdilik ilk aşamada yapacakları iş, ekonomistlerin de işaret ettikleri gibi, dışarıdan alacakları- alınan borçlara karşı Varlık Fonu’nu teminat olarak göstermek.
Yani borç verin, işte size teminat!
Böyle bir borç-teminat denklemi şu demek: para veriyorum- teminatımı alıyorum.

Borcumu alamazsam teminatımı alırım

Yani Fon’daki şirketlerin tümü, borca karşılık satılmaya hazır demektir.
Türkiye önemli varlıklarını satışa çıkardı demektir bu.
Bazıları satılma aşamasına gelince, eh o zaman da milli servetine millet sahip çıkmalı kampanyası açarlar ve milletin nakitleriyle dış borçlarını ödeme yoluna giderler!
Bu Varlık Fonu değil, Ülkenin Varlıklarını Tüketme Fonu!
Osmanlı, borçlarını ödeyemeyince Duyuni Umumiye (Genel Borçlar) kurulmuştu.
Şimdi bunu, bir anlamda peşinen kurmuş oluyoruz.
İkidarın “varlıkları daha etkin yönetim” için bu kararı aldıklarını açıklamasının hiç bir anlamı yok, çünkü bu şirketlerin hepsi ikitdarın denetimi altında bulunuyordu.
Tepelerine yeni ortak bir yönetim atanmakla mı etkinleşecekler!
İktidar, dışarıdan “terörist” milyar dolarlar akmadığı için vaadettiği yatırımları yapamıyor. Yeni yatırımlar için de kaynak yok.

Değer yok, tüketim var

Sanayi sektörünü yıldan yıla gerilettiği, GSMH içindeki payını yüzde 23’lerden 15’e düşürdüğü için, gelir getirici büyük ekonomik değerler yaratamıyor.
Tüketimi kamçılayarak ekonomik canlılık yaratmaktan başka bildikleri bir şey yok.
Ekonomi 57 milyar liralık vergisini ödeyemiyor. Taksitlendirme habire gündemde!
Eeee, neyle zenginlik havası basacak? Varlık Fonu ile!
Peki sonra?
***
Bence Osmanlının torununun torununun torununun torununu da Varlık Fonu’na katmakta yarar var.
Ne de olsa bir Osmanlı mirası bize…

Antik pazarda değeri yüksektir.
7 Şubat 2017 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder