Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

27 Aralık 2011 Salı

Devlerle Dans


AKP, anlayamadığı bir dış politika kulvarında seyrettiriyor ülkeyi. Sanıyor ki, Türkiye’nin içinde bulunduğu ilişkiler kumkuması, kurallar, anlaşmalar, iyi niyet, hukuk, saygı vb çerçevesinde akıp gidiyor.
Öyle değil..
İlişkide olduğumuz ana güçler, birer dev.. Hem siyasi.. hem ekonomik... hem de geçmiş ve bugünkü emperyalistlikleri, çıkarlarını orta ve uzun vadeli koruma, ilişkileri ve kültürel etkisi bakımından birer dev..
Orta Doğu, bu devlerin dünyadaki ana siyasi ve ekonomik pazarı.
Hepsi, ABD’sinden tutun Fransızına, İngilizine kadar, orada kendilerini inşa etme peşinde... Bu, 100 yıldan fazla böyle!
Birinci nedeni petrolse, ikinci nedeni de bölgenin pazar büyüklüğü; bu bunlara bağlı olarak dünya/bölge üzerindeki güçler rekabetinde coğrafi-stratejik konumu.
Orta Doğu büyük güçlerin cepheleştikleri bölgenin adıdır: Batı (NATO), Rusya ve Çin. Kafkasya ve Orta Doğu/İslam ülkelerinin kapsadığı alan, sürekli nüfuz savaşlarının konusu...
***
Sarkozi, neden 54 milletvekili ile soykırım yok demeyi suç sayan yasayı geçirme sürecine girdi? Fransa’nın “tarihsel aydınlanma vicdanı”nın bunu kabul etmemesine rağmen: 450 milletvekilinden sadece 54 milletvekili bu zırva yasanın görüşülmesine katıldı.. özgür aydınların ve tarihçilerin önemli bir çoğunluğu olayı aptallık olarak görmekte...
Bunu, Fransa’nın dış politikasından ve çıkarlarından bağımsız düşünmek zordur.. Peki neden, nedir bu? (*) Üstelik tam Suriye’yi “halletmek için” Türkiye ile ittifak kurarken.
Orta Doğu’da, Türkiye’nin bir güç olarak “sivrilmesini” istemediği.. Ermenistan’ı “tarihsel üs” olarak seçmeyi bölgedeki çıkarlarına daha uygun bulduğu... Türkiye’nin Arap ülkeleri üzerinde, tarihsel nedenlerden ötürü bir etkisinin olamayacağını gördüğü... için mi? (Nuray Mert, Milliyet)..
Belki de, Türkiye’nin Avrupa Birliği macerasını kesin sonlandıracak bir politik süreci başlatma amacıyladır..
Veya, Türkiye’de bazı ben neyim allahım pozisyonuna bürünen bakanların, ekonomik krizdeki Avrupa’ya üst perdeden ve alaycı dille ekonomi dersleri veren tutumlarına bir yanıt tır (Ertuğrul Özkök)..
Ama unutmayalım ki, Fransa soykırım meselesini Avrupa’da adım adım tırmandıran ve sonunda bu noktaya getiren ülkedir. Salt bu açıdan bakıldığında, yoksa, politikacının, “soykırım inancı”nı bizzat “tarihsel olgu”ya dönüştürerek, tarih yazma tutkusundan mı? Yani aptal bir inanmış vicdan mı? Ve buna bağlı olarak, Ermenistan’a verdiği bir sözü yerine getirme çabası mı!?
Benim için bir problem bu.
Sevr’in tarihsel intikamı desek, zor: Anadolu’da hiç bir kent ve bölgenin “ermenileşmesi” için minik bir durum bile göremiyorum. Tabi, 100 yıllık fütüristik-fantastik planlar için bir şey diyemem!
Yabancı ve İslam düşmanı, “Libya Savaşı bir Haçlı Seferidir” kafasına sahip emperyalist bir kötü-kafanın, Ermeni davasına en iyi hizmeti, olsa olsa, Türkiye -Ermenistan ilişkilerinde, kolaylaştırıcı, geliştirici rol oynaması olurdu...
Moda deyimle, pozitif katkı! Tam tersine, zorlaştırıcı, Türkiye’de politikacının kamuoyu karşısında elini kolunu bağlayan bir negatif katkı.. Eğer bir siyasal aptallar güruhunun salakça bir yasa girişimi değilse, bu konuyu iyi izlemeliyiz!
***
Şüphesiz, bir takım karşı girişimler yapacaktır Türkiye. Ama bizim yönetenlerin de, İsviçre örneği ortadayken, hiç bir şey yapmama eylemsizliği, en az fransızlarınki kadar aptaldır. Avrupa’nın hukuk tanımayan haksız yasalarına karşı, bugüne kadar tek doğru politik girişimi, İşçi Partisi ve lideri Doğu Perinçek ve arkadaşları yaptı! İsviçre, yediği haltın ayaklarına dolaşma sürecini yaşıyor!
Tabii, Avrupa’da hukuk vicdanı varsa, bunun sonucunu göreceğiz; İnsan Hakları Mahkemesi’nin gelecek yıl vereceği karar, Türkiye’nin Kurtuluşu olacak gibi!
 Hukuk: En önemli kaledir, üzerinde duracağımız.. Tamam, Fransa’yı engelleyici pek çok şey yap. Ama Türkiye’de üretilen Reno otomobillerini boykot gibi baltayı kendi ayağına indiren aptal girişimlerden uzak dur.
Bir de, kibirli ekonomik diskurlar çekme! Çukurun kenarında dururken!
(*) Topu topu 200 bin Ermeni oyu, komik duruyor! Ama durum şuysa bir şey diyemem: Ermeniler Fransa’da devletin ve siyasetin o kadar etkili kademelerinde bulunuyorlar ki, bu yasa girişimi başlı başına onların bir eseridir!
--26 Aralık 2011 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder