Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

21 Nisan 2024 Pazar

nayasa cinayeti ve seyredenleri bağlayan totalitarizm

 Orhan Bursalı

Orhan Bursalıobursali@cumhuriyet.com.trSon Yazısı / Tüm Yazıları

Anayasa cinayeti ve seyredenleri bağlayan totalitarizm

01 Şubat 2024 Perşemb

Anayasal emir uygulanmadı. En önemli bağlayıcı hüküm. İşlerine geleni uyguluyor, gelmeyeni boş geçiyorlar. Bu iktidar dönemindeki kadar pervasızlık ülkenin geçmiş tarihinde görülmedi diyeceğim ama zenginleri severim diyor şişkonun “Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz” lafı derhal burada yazıya girdi. Günahını aldık diyeceğim bugünü görünce.

Yargıtay diye bir kurum çıkıyor, “Ben Anayasa Mahkemesi’nden daha üstünüm” afra tafrası satıyor. Peki bu üstünlüğün anayasada yazılı mı, hayır. Ama Anayasa Mahkemesi’nin üstünlüğü yazılı. Cüppeli birtakım insanlar, Saray’ın görüş ve talimatlarının muhafızı ve uygulayıcısı olarak kendilerine yazılı olmayan yeni bir rol biçiyorlar.

Bunu tarih yazmıştır ve hesabını sorar. Görür müyüm bilmem...

CHP DEĞİL SORACAK OLAN

Onlar anayasaya sahip çıkacak bir mitingi bile yapacak yürekliliği gösteremediler. Bir bahane buldular. Asıl gerekçeleri “Konuyu saptırmayalım, esas meselemiz ekonomi yoksulluk” açıklamasını yaptılar.

Anayasayı savunmazsan yoksullukla da mücadele edemezsin. “Millet anayasa gibi bir üst kurumsal yapıyı anlamaz, tıpkı demokrasiyi anlamadığı ve takmadığı gibi... Mitingi yaparsak üstümüze gelirlerse kendimizi savunamayız...”

Böyle midir? Millete soruyorlar; güçlü olanın, sırtı iktidara dayalı olanın hukuku hep galip geliyor diyor: Hukuksuzluk, adaletsizlik, eşitsizlik... Yani diz boyu batak bu konu millet nezdinde, mahkemelere güven yerlerde sürünüyor.

Anayasa ve hukuk yoksa, sosyal hukuk devleti çöpse millet de yerlerde sürünür.

ANAYASA CİNAYETİNE EVET DİYENLER

Bir süredir yaşadığımız anayasanın derdest edilmesi sürecinde, Saray ve kurumsal yapının en üst yerlerine yerleştirilmiş, siyasi faydalı kişilerin yol açtığı felaket krizin yarattığı derin anayasal boşluğun başka nereleri kapsayacağı önemli bir soru...

Bunu ağır bir kaza ile sonuçlanan bir “test sürüşü” olarak kabul edebiliriz.

AKP içinde tek bir hukuk yalamış insanın bile olmadığı da bu ağır kazada önemli bir saptama olarak kayda geçti.

Hepsi tek adamın adeta kopyaları, suretleri gibi.

Yahu bu kadar mı olur?

Göz göre göre böylesine bir anayasa cinayeti işlenmesini nasıl onaylarlar, buna itiraz etmezler, “Eğer anayasa yoksa bizim varlığımız da tartışma konusu olur, biz bu anayasaya göre seçildik ve yemin ettik, şeklen bile olsa uymak zorundayız, Anayasa Mahkemesi’ni yok sayamayız” demezler, diyemezler.

Totalitarizm budur. Bir tek adamın öncelikle partisinde yönetici kadrosunda ve giderek tüm kurumlarda tüm benlikleri yedeğine almasının ve hiç kimsenin bu kadar açık anayasa hükmü karşısında bile tüm bedenlerin tepeden tırnağa kalın halatla bağlanmış olmasının adıdır totalitarizm.

Tepeden hiçbirine tek tek sus denmemiştir. Ama susmaları gerektiğini öğrenmişlerdir.

Pazar başka bir gündem olmazsa “Bu ülkede demokrasi ve hukuk gerçekleşmez” diyeceğim.

***  

Soğan parti: ‘Yeni bir siyasi yapılanmaya, bir siyasi soğana ihtiyaç var’ başlıklı köşe yazınız beni çok mutlu etti. Nedeni, toplumsal yaşama doğayı örnek almanız. 2007’den bu yana doğanın/evrenin işleyişini ya da işleyiş yasalarını örnek alarak toplumsal yaşamın nasıl olması gerektiği konusunu yakın çevremde işleyip duruyorum. Ancak bugüne kadar beni anlayan tek bir insan dahi olmadı diyebilirim.” İbrahim Gedik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder