Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

19 Mayıs 2021 Çarşamba

203 milyar doların yüzde 10’u ne eder?

 ilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 17 Mayıs Pazartesi, 2021

 

Aritmetiğim kısırdır, Allah eksik bırakmış, ama iyi ki sizler varsınız da anında bulursunuz ne ettiğini... ben de öğrenirim. Hesabını yapın ve bir kenara koyun.

Nedir bu diyeceksiniz, ama önce Türkiye’nin yolsuzluk endeksini merak ettim.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün 2020 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye’nin 100 puan üzerinden puanı 40, yani sırası ise 180 ülke arasında 86.cı. Araştırmanın alt başlığı, “Kamu yönetimindeki  yolsuzluk düzeyine yönelik algı”.

Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile karşılaştırılıyor, 28 üye ülkeden daha düşük puan almış ve Romanya’nın ardından sonuncu sırada. OECD ülkeleri arasında ise Türkiye, sondan üçüncü sırada.

Türkiye 2012- 2020 arası yapılan endekslerde 9 puan kaybetmiş. Son 8 yıl içinde en çok gerileyen ülkeler arasında.

 

Liyakatsizlik ve yolsuzluk-çürüme atbaşı

 

Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya ÖzarslanŞehriban Kıraç’a yaptığı açıklamada diyordu ki (11 Ağustos 2019, Cumhuriyet):

Liyakatin olmadığı her yerde yozlaşma ve çürüme hakim olacaktır. İşi ehline vermek yerine kayırmacılığın geçerli olduğu devlet ve kurumlar mutlaka çöküşe gider, verilen hizmet kalitesizleşir, halk zarar görür, büyük kazalar ölümler olur, ekonomi zayıflar. Akraba, eş dost ve particilik kaygısıyla yapılan atamalara hemen her gün tanık oluyoruz, aile fotoğrafları çoğaldı, göreve gelir gelmez taraf etrafını önemli görevlere getiren ve bundan da bir hicap duymadan hayatlarına devam edenleri onların yerine utanarak izliyoruz.

Böylece ülkedeki liyakatsız adam seçmelerin ve atamaların nedeni de çok net tanımlanmış oluyor. Onlara, payını verip istediğiniz her şeyi yaptırabiliyorsunuz..

 

Payını vermek mi dedim?

 

Payını vermek lafını geçirdim yukarıda. Keşke geçirmez olaydım! Şimdi şunları yazmak zorundayım:

Ben demiyorum, iktidardan iş alan büyüklerde veya onların taşeronluğunu yapan inşaat şirketlerinin birinde çalıştıktan sonra emekli olan bir okurumla görüştüm, o diyor ki...

Dünkü yazımdaki “iktidarın durmadan aynı 5- 10 şirkete büyük ihaleleri vermesindeki çıkarı nedir?” soruma takılmış. Kısaca yanıt verdi: ..böyle bir ihale ile iş almıştı şirketim. Çıkarı, ihaleyi yapan kurumların yöneticilerinden başlayarak en üst kısma kadar komisyon almaları idi. Herhalde çıkar budur.

Sordum: yani nedir bu komisyon?

İhaleye davet edilen firmaların, masrafları ve çıkmaları için komisyonları (genelde %10 civarı) idareye toplamda yine 10 gibi, en yükseklere işin büyüklüğüne göre %5 gibi... Genelde Euro olarak ve hak edişler sonrası verilir (yani idareden para geldikçe, komisyonlar ödenmeye başlıyor; ob). Bu komisyonlar genelde yaklaşık maliyet masrafları da içerecek şekilde %100-200 arası artırılarak hesaplanır, TL bazlı ihalelerde. Komisyonlar, masraflar ve çıkmalar nakit olarak verilir.

 

Okurlardan da mesajlar

 

Bir okur: 100 liralık işi 150 liraya davetiyeyle veriyorlar,10 lirası milletin anasına koymak  refahı payı.40 lirası seçimde makarna  vd için finansman. fakat bunlar 5 kişi değil, onlarca.

Başka bir okur: Devlet ihalelerinin neden bu şirketlere verildiğini madde madde soru formatında yazmışsınız zaten, nedenleri o yazdıklarınız işte. Bir de okuyucuya niye nedenini soruyorsunuz?

Bir diğeri: Nihayet soruyu en açık ve yalın şekliyle siz bugünkü yazınızda sordunuz. Dileriz Muhalefet de bu cesareti gösterebilir.

***

Şimdi Acaba 86.cı sıra doğru mu, şüpheye düştüm. Yolsuzluk Algılamasını soruşturan ciddi kuruluşlara, iş dünyasının dosdoğru yanıtlar verdiğini düşünüyorsak, evet. Yoksa inin aşağılara doğru! Her soruşturma eksik bigi içerir, ama ortalama durumu da yansıtır.

18 yıllık süre içinde 203 milyar dolarlık toplam ihalenin yüzde 10’unu hesaplamışsınızdır. Bana söylemeyin lütfen, bilmek istemiyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder