Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

24 Kasım 2020 Salı

RTE Bahçeli’yi de harcar, Bahçeli de RTE’yi, zamanı var...

 Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 23 Kasım Pazartesi, 2020

 
 
Yerimiz hedefimiz Avrupa Birliği, yargı ve demokrasi reformu yapacağız, bir an önce Meclis’ten geçireceğiz, diyen Cumhurbaşkanı, bu doğrultuda görüş belirten ve doğru içerik kazandıran Bülent Arınç’ı hedef aldı, “bizimle asla ilgili olmayan kimi bireysel açıklamalar ile reform gündemimize yaptığımız vurgular bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılma çalışıldığını görüyoruz. Geçmişte birlikte çalışmış olsak bile hiç kimsenin şahsi ifadeleri Cumhurbaşkanı ile, hükümetimizle, partimizle ilişkili hale getirilemez” dedi.
Fitne ateşini yakan Arınç ve yorumlayarak ateş harlatan da bizim gibi yazarlar ve siyasetçiler. Hepimiz topun ağzına dizildik.
Arınç işaret alarak konuşacak bir adam değil demiştim. Geçmişte de Cumhurbaşkanına aykırı düşen açıklamalar yapmış, ama o zamanlar, mesela 2011’de Şike Davası konusunda RTE ile tam ters düşünce “hayatımın hatasını yaptım” diyerek özür dilemişti.
Cumhurbaşkanının “fitne” açıklamasına yanıt verir mi yine özür diler mi bilmiyorum.

 “Konuşmama kurulu” mu?
RTE’nin Parti politikasının dışına ittiği bazı “önde gelen eski tüfek” AKP’lileri, özellikle eski Meclis Başkanlarını çevresinde tutmak için kurduğu Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’na üye Arınç.
Cumhurbaşkanı “Batıya, normal ekonomiye, demokrasiye ve yargıya “reform dümeni” kırınca, tüm bu yorumların yapılacağını, Bülent Arınç ve Cemil Çiçek gibi politikacıların (Sedat Ergin ile söyleşi)  konuşmayacağını mı varsaydı bilemiyorum. Yüksek İstişare Kurulu, “konuşmama” amacıyla mı kurulmuştu?  
Şunu belirteyim, Cumhurbaşkanı, açıklamalarının Cumhur İttifakına dayanmasından, yarattığı etkilerden ve olası sonuçlarından sanki korktu, endişe etti.
Buna hazırlıklı değil.
 
Cumhur koalisyonu sarsıntıda
 
RTE, henüz muhtemel olasılıkları elinin altında tutmuyor. Yolunu yordamını belirlememiş. MHP gibi en aşırı noktada bir parti ile kurduğu koalisyonun, dümeni batıya kırma, demokrasi, yargı reformu gibi gelişmeleri kaldıramayacağının hesabını yoksa yapmamış mı? Bu en önemli konuları ortağı ile hiç konuşmadan harekete geçmesinin yarattığı rahatsızlıkları yaşıyoruz aynı zamanda.
Sadece o değil, aynı zamanda partisinin bazı elemanları da, Arınç’a adeta kustular.
Düne kadar batılı liderlerin “faşistliklerini”, “Hitler artıklıklarını” ve “emperyalistliklerini” bırakmayan, hadi diyelim iç politikaya katık yaptıkları için şimdi “ekonomi aşkına” daha ılımlı bir politikaya yönelmeleri anlaşılır. Fakat MHP Erdoğan kadar esnek değil bu konuda. Gerçi 2013- 2014’te Erdoğan’a söylemediği hakaret kalmayan Bahçeli’nin 180 derece geri dönüşü yaparak en büyük destekçisi olduğunu da gördük.
 
Fakat durum şimdi farklı
 
Cumhurbaşkanı iktidarı için en yakınını, damadını harcamış bir lider. MHP’yi mi harcamayacak?! Veya MHP, zamanı ve anı gelince Erdoğan’ı mı harcamayacak ve 2014 politikasına geri dönmeyecek..
Bunların hepsi olur. Zamanı ve anı gelince.
RTE’nin dünkü konuşması, hem ilk söylediklerinin tekrarı, ama hem de MHP’yi ve kendi içinde taraftarlarını ve bir kısım seçmenini sakinleştirme konuşması gibi geldi ana.
Batıya açılma, adalet ve demokrasi reformu gibi konuların içeriklerini açıklayacak olan Arınç değil, gerekirse bizzat kendisi olduğunu belirtiyor; hele bu açıklamaların neredeyse RTE talimatıyla yapıldığına ilişkin yorumlar sökün edince, Arınç “zılgıtı yedi”.
 
“Başarırsa yine..” söylemi
 
Yaygın kanaat, RTE’nin bahsettiği reformlara inanmadığı ve Batıyı, yatırımcıyı, ekonomiyi, milleti oyalama için bunları dile getirdiği.
Bir de bu reformların içeriği konusunda zerre bilgi yok. Ne kastediliyor?
Ama ortada tek gerçek var: 2,5 yıla kalmadan, ekonomiyi ayağa kaldırmak ve “işte başarırsa yine Erdoğan başarır, demedik mi” söylemlerine haklılık kazandırmak.
Para yok, yatırım yok, güven yok, saydamlık yok, hukuk yok, demokrasi yok, keyfi yönetim var.. peki bunu nasıl yapacak?
Eğer vurgu yaptıklarını hayata geçirmezse? MHP’yi ne yapacak, onu dize getirmezse?
Umutsuzluk diz boyu!
Siyaset çok renklendi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder