Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

30 Ekim 2020 Cuma

Hangi birey hangi eğitim hangi bilim ile uygarlığı aşacaksınız? Fikri iktidar sorunu

 Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 27 Ekim Salı, 2020    

 

 

Evet temel sorun bu. Cumhurbaşkanı, “banisi” oğlunun Türgev Vakfı olduğu İbni Haldun Üniversitesi’ndeki konuşmasında, batı uygarlığını izlemek ve taklit etmek için değil, aşmak için düşüncelerini açıklarken, yine en büyük saldırıyı Atatürk’ün ana programına yapıyor:

Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek’ için çıkılan yolun, en sığından, en bayağısından, en çarpığından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması, Cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır.”

Tutulacak tarafı yok, Cumhuriyet’in toplumsal çağdaşlık projesinin özüne – belkemiğine yönelik büyük kazanımları görmezlik gelen, tamamen yanlış çıkarımlarda bulunan tamamen inkarcılığın yazdırdığı bir cümle bu.

Aslında bu görüş, iktidarın Atatürk Cumhuriyetini iki konu arasındaki reklam kuşağı olarak gören, Cumhuriyeti kesip atarak kendisini Osmanlıya yamayan anlayışının yansımasıdır. Yani değişen bir şey yok. Lozan’dan tutun Osmanlıyı tüm adalarıyla parça parça emperyalistlere teslim eden Abdülhamit e kadar, Osmanlı ve Cumhuriyet üzerine yapılan tahrifatların hepsi, bir reddiye siyasal kültürünün bütünleşik halidir.

“..çıkılan yolun, en sığından, en bayağısından, en çarpığından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması, Cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır”

Bu genellemelerin içi tamamen boş ve anlamsız.

 

Cahit Arf, Aydın Sayılı, Aziz Sancar, kim bunlar

 

Sıfırdan başlanan bilim, sanat, teknoloji oluşturma – yaratma projesinden bahsediyoruz.  İstikbal Göklerdedir diyen Atatürk’ün girişimleri sonucu 1925’de uçak fabrikası kurup üreten ve uçak satan Cumhuriyet mı “sığ”, “batı taklitçisi”, “en bayağı”, “en çarpık”... Demiryolları, şeker fabrikaları, yüzde 9’a varan bir kalkınma hızı, üniversiteler, Cumhuriyetin yetiştirdiği, bastığınız paraların arkasına resimleri olan Cahit Arf’ler, Aydın Sayılı’lar, Nobel alan Aziz Sancarlar, evrensel katkılarda bulunmuş sayısız bilim insanlarımız, teknoloji üretenler, Cumhuriyeti yükseltmiş ve yüceltmiş sayısız mühendis, mimar, ödül verdiğiniz Doğan Kuban ve daha pek çoğu...

Onbinlerce isim sayabileceğimiz koca bir Türkiye, burada ortam yaratamadığınız için yurtdışına göç eden ve parlak projelere imza atan yüzlerce kişi, hepsi bu Cumhuriyetin çağdaş eğitim, bilim ve sanat, edebiyat ve düşün projelerinin ürünleridir..

 

Bayraktar da Cumhuriyet çocuğu

 

İktidarınızın değil. Dahası, damadınız Bayraktar bile, Cumhuriyetin çocuğudur. Bugün uzay projelerine imza atanlar, Havelsan, Roketsan, Aselsan, MKE, Milli Gemi, TAİ... TÜBİTAK, hepsi Cumhuriyetin birikimlerinin, Cumhuriyet çocuklarının yarattıkları – ürünleridir.

İçerikler tartışılsa bile, yılda uluslararası 40 bin kadar yayına imza atan bilim insanımız da...

ODTÜ, Hacettepe, Boğaziçi, İTÜ, İstanbul Üni gibi ve bugün en yerleşik ve kalburüstü diğer üniversitelerimizin hepsi, Cumhuriyetin yarattıklarıdır.

İktidarınızın hiç birinde hiç bir dahli yok. Dahası, tersine etkiden bahsedebiliriz.

Türkiye’nin dev şirketleri holdingleri ve yöneticileri de Cumhuriyet ürünleridir.

AKP iktidarını burada saydığım ve saymadığım tüm bu zenginlikler temelinde sürdürebiliyor.

AKP iktidarının ise bugün var yarın yok, iktidarca beslenip büyütülmüş 5 inşaat şirketi ve 10 paralık medyası var.

  

Bunları hiç sevmezler, biliyoruz

 

Çünkü AKP iktidarının ürünleri değiller. Yanlarına da koyacakları bir evrensel değer bulunmuyor.

Reddettikleri, kötüledikleri Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek çağdaşlık ve uygarlık projesinin yerine, fikri bağlı, vicdanı bağlı nesiller yetiştirmeyi koydukları açık.

Kindar ve dindar nesil, yıllar önce ilan edilen “eğitim projeleri”dir. Konuşmalarda bu projeden küçük bir sapma bile bugüne kadar görmedim.

Şimdi üniversitelerinde bile öğrencilere bu misyonu yüklemeyi görev edinmiş gözüküyorlar, “alimler yetiştirecekler”miş, Rektör beye göre.

Kurdukları 108’i aşkın ilahiyat fakültelerinden bile bir tane evrensel bir din alimi çıksa gam yemeyeceğim!

Şimdilik şu kadarını söyleyeyim, batı uygarlığını geçebilmesi ülkemizin, ancak bu uygarlıktaki gibi Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek ile mümkün olabilir.

Peki üniversitelerimiz?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder