Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

12 Kasım 2018 Pazartesi

Ata Sevgisi doruk noktalarında


Cumhuriyet 11 Kasım Pazar, 2018, Bilim ve Siyaset
AKP’den önce 10 Kasımlarda sirenler çaldığında köprüde bile, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.. Gözlerdim, aval aval insanlar, kimisi kasıtlı olarak, yürür giderdi. AKP iktidarı döneminin ilk yarısından sonra, bu kez iktidar politikalarının “ideolojik” yapından kaynaklanan Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığının beslediği ve yönlendirdiği bir seçmen kalabalığı, Ulusal Duruş’u takmamaya başladı..
Bir taraftan ülkede “Atatürk sökücülüğü”, “Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Dönemi Sökücülüğü” (söküp atmak, bitirmek, yok saymak, silmek) dört nala giderken, bir Atatürk – Cumhuriyet Cephesi de inşa ettiler.
Bu cephe her yıl çığ gibi büyüdü büyüdü büyüdü, Anıtkabir’den Ankara’yı, tüm ülkeyi kapsayan bir sele dönüştü.
***
Dün de ülke bu selin içinde aktı. Hepsinin, on milyonların yüzüne tek tek bakın. Atatürk ile ilgili, ve kimisi ondan yayılanları görecektir ki,
bir aydınlık,
bir ışık,
bir pırıltı,
bir minnet duygusu,
bir vicdan borcu,
bir güçlü dayanak,
bir gelecek ışığı,
bir büyük kahraman sevgisi,
bir gelecek için yeniden varoluş inancı,
bir yıkılmazlık ruhu,
bir büyük yiğitlik öyküsüne sahip olmanın mutluluğu,
bir yeni varoluş ve küllerinden yeniden doğmanın mitolojilere taş çıkartan hakiki masalı,
bir böyle Adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururu...
***
Ve pek çoğunda, tüm bu ve buna benzer, sayısız çoğaltabileceğimiz, hissettiğimiz, ama pek çoğunu tarif edemediğimiz, evet orada ama dile getiremiyorum, dokunamıyorum göremiyorum ama hissedebiliyorum şeklinde tezahür eden duygu ve düşünce,
bazen bir damla gözyaşı biçiminde yanaklardan süzülür veya dökülür,
bazen yüzlerde görülmemiş saflıkta, samimiyette hakiki bir sevinç olarak parlar..  on milyonlarca yüzde bunları görüyorum.
Bizim bu insanlarımız hakiki insanlar, varlar, çoğalarak artıyorlar.
***
Dünyada belki de tek bir ülke bulamazsınız ki, ülke, devlet, millet kurucusu liderini kötülesin, üstelik bu en üst düzeyde bir politika haline gelsin.
Bunu bu ülkede yaşayan hiç bir vicdan, hiç bir namuslu beyin kabul etmez. Her toplumda eblehler vardır, nüfusun alt kesimleri, yüzde 3-5 arası; kafası basmaz, söylenene inanır. Sonrakilerde ise menfaatler konuşur; kimisi çaresizlikten- yoksulluktan; ama çıkarına göre davranan ve önce kendisini satanlar da çoktur. Onlar bu iktidarı bile satar!
Kurucuya, büyük kahramana ihanet politikası, bir “saptırılmış gerçeklik”tir ve yaşaması mümkün değildir.
Gerçeğin eninde sonunda güneş gibi ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır, fazla da gecikmeden.
***
Atatürk bir ülke, bir millet oluşturmuştur; sanıyorlar ki Ata bunu kendi başına yaptı, hayır bu büyük öyküyü bu millet kanıyla, canıyla, yarasıyla yazdı.
Türkiye, bu nedenle bu milletin yapıtıdır. Atatürk bu millete önderlik etmiş, hep doğru yönlendirmiş ve büyük zaferler kazanmasını sağlamıştır.
Bu yaşanmış gerçekliği bu milletin yüreğinden kimse söküp atamaz; sökmeye çalışanlar ise karşılarında sel gibi büyüyen büyük bir ayağa kalkış bulurlar.
Çünkü burada doğan herkes, varoluşunu Türkiye’nin varoluşuna borçlu olduğunu en azından hisseder.
Türkiye yoksa, fertlerin de varoluşu sıfıra yakındır.
***
Hiç şüphem yok, bu ülkede kötüler, vicdansızlar, namussuzlar azalacak.
İyilik, güzellik, vicdan, adalet, hakkaniyet, namusluluk çoğalacak ve kazanacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder