Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

10 Eylül 2014 Çarşamba

Şehit İlan Et, Yetmedi Cihat! Davutoğlu vea "Bugünden İtibaren Hergün Ramazan"

Öyleyse, “Şehit” ilan edilenlerin katilleri kim, hükümet onları bulsun. Öyleyse Torunlar’ın yakalarına yapışsın.. Davutoğlu, “bugünden itibaren hergün ramazan” diyerek cihat mı ilan etti?!

RTE çok kızmıştı, öyle değil mi.. Soma’da katledilen 300’ü aşkın maden işçisini şehit ilan ettiklerinde, kedisine verilen yanıta: Bu işçiler ne şehit ne gazi.. Ya ne? İş yerlerinde patronların bilerek yaptıkları katliam.. Daha açıkçası: kasten adam öldürmedir.. Katliamdan doğrudan şirketin patronu ve yönetim kurulu sorumludur. Ne taşaron, ne oradaki mühendis ne da başka birisi..
Neden Avrupa ülkelerine göre 8 kat daha fazla iş cinayetleri bizde?! Bakın sürekli iş cinayetleri diyorum.. Kaza, patron ve şürekasının iş yerinde, zorunlu- zorunsuz, ölüm/kaza riskini sıfırlayacak önlemleri almasından sonra olabilecek beklenmedik olaylara derim...
Cinayetlerle, vurgunlarla, yolsuzluklarla bezeli “Yeni Türkiye” mimarlarından Başbakan Davutoğlu, 10 işçiyi “şehit” ilan etmez mi? Okurlar mesaj atıyor, eğer şehitse onlar, savaştıkları ve onları öldürden bir de düşman var demektir.. Kim bunlar?
Hey konuşun, Soma’da madende “şehit” edilen 302 işçinin düşmanı, katili kim?! İnsanın durup dururken “şehit” olduğu nerede görülmüş? Madendeki katil “kömür”, Torunlar’daki katil “asansör” mü? Madeni bir ölüm kuyusuna dönüştüren... Asansörü de ölüm asansörü yapanlar kim?

Torunlar, o asansörü kimlere yaptırdı? Hangi on para etmez şirket, en ucuz fiyati vererek, ikide bir bozulan, freni tutmayan boktan bir asansörü oraya koydu?
Çiğdem Toker açıkladı: Geda Major Limited’miş..
İsviçre’den okur Karamuk mesaj attı: “77 yıllık inşaat mühendisiyim, Fakat bu firmanin ismini ilk defa duyuyorum. Sözde 80 senelik bir Alman sirketi ile ortak imisler. Internet’te bu Alman firmasini arastirdim. Meger bu firma özellikle bina disinda, cephe asansörleri yapan bir firma imis: http://gb.geda.de/Company .. Halbuki dünyanin her yerinde, yüksek binalarda rastladigimiz isimler. Otis, Schindler, KONE  v.s. Sanırım burada, bu kadar önemli bir sistem için, işin en ucuz teklifi veren firmaya verildiğini tahmin ediyorum. Türkiye’deki durumu bilmiyorum ama, her türlü iş kazasına karşı İsviçre’de herkes SUVA denen kuruluşun yönetmeliklerine uymak zorundadır. İş ve iş harici kazaları kapsayan bu sigorta ile ilgili bilgileri bu linklerde bulabilirsiniz:
http://www.suva.ch/english/startseite-en-suva/suva-en-suva.htm
***
Asansör’ü seçen kim, alan kim, kiralık mı, yenisi kaça, kiralandıysa kaça.. Torunlar’ın 4 milyon dolara kadar çıkan lüks daireleri yapılırken, bir “asansör standardı” yok muydu..
Bu ülkede devletin, hangi yüksekliklerde hangi tip hangi özelliklere sahip asansör kullanılacağına ilişkin, şirketleri sorumlu tuttuğu bir “standard”ı yok mu?
Tamam tamam devleti bırak, iktidarı bırak, onlar çalışma hayatını can pazarına dönüştürdüler, diyeceksiniz..
Peki ey Torunlar! Senin vicdani “asarsör standard”ın yok mu? Standardında “asgari niteliklerde olsun, çalışıyor görünsün ve ucuz olsun yeter, düşerse de, zaten allahın emri peygamberin kavli ile, bu dünyaya ödünç verilen canları öbür dünyaya alınmış, yer değiştirmiş olurlar” mı yazılı?
Ey Torunlar, biliyoruz RTE’nin İmam Hatip arkadaşısın.. İmam Hatip ahlakı bu mudur:
Mümkün olduğu kadar çok kazan, mümkün olduğu kadar ucuz işgücü kullan, mümkün olduğu kadar çalışanları en rezil yerlerde yatır, güvenlik müvenlik fazla para harcama ki masraf olmasın ve kazançlarımız azalmasın..”
İnanç sahibisindir, hiç aklından çıkarma: 10 canın, aileleri, çocukları, çevreleri ve gelecek düşleri, binlerce el yakana yapışmış durumda.. Bakalım bunlardan nasıl kurtulacaksın..
Bırakın “şehit” palavralarını, bu, katliamlardaki sorumluluğunuzdan sizi kurtarmaz.. Şehit ilan edeceğinize, bu cinayete yol açan kimselerden hesap sorun.. Bunu yapamazsınız, sadece şehit der geçersiniz ve örtbas edersiniz..
DAVUTOĞLU CİHAT MI İLAN EDİYOR?
Dikkat edin Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığında yeni bir dinsel dil kullanma dönemini başlattı. Davutoğlu diyor ki 3 gün önceki Konya mitinginde:
Bugünden itibaren hergün Ramazan’dır. Ramazan’da oruç tutarken, bayramı nasıl hasretle bekliyor, fedakarlığa hazır olduğumuzu gösteriyorsak, yeni Türkiye’ye kadar milli iradeyi tam anlamıyla egemen kılana kadar, bugünden itibaren her gün Ramazan’dır”.
Bu bir cihat ilanıdır.
Bir başbakan, seçmenlerine, seçimlere kadar, eğer o olmazsa öbür seçimlere kadar hergünü dini bir gün ilan ediyor ve adeta ibadet yapar gibi yaşayacaksınız diyor.
Milli irade tam olarak gerçekleşinceye kadar, ne demek? İşte iktidardarsınız 13 yıldır daha ne istiyorsunuz?
Anayasayı değiştirecekleri, kendi mutlakiyetlerini tam olarak ilan edecekleri, tam bir din devleti, yani tam bir köktendinci yönetim kuruncaya kadar, hergün Ramazan!
Bu söyleme bakınca diyebileceğim tek şey, adeta yeminli bir İslamist kişinin koltukta oturduğudur.
Ta oradan, derhal Mecidiyeköy’e koşacağına, cinayete kurban gidenleri de şehit ilan ettiğine göre..
Aynı zamanda büyük bir dini otoriteliği de üstlenmiş demek..

---9 Eylül 2014 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder