Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

8 Haziran 2022 Çarşamba

RTE’nin Abdülhamit sevgisinin üç kaynağı

 obursali@cumhuriyet.com.tr

RTE’nin Abdülhamit sevgisinin üç kaynağı

07 Haziran 2022 Salı


RTE ve AKP iktidarı dönemi yaşansaydı, Abdülhamit II acaba bu kadar tartışma konusu olabilir, hakkında çok sayıda kitap yazılabilir ve dizi filmler çekilir miydi?

Peki RTE neden çok yönlü ve tartışmalı bir padişah olan Abdülhamit’e bu kadar düşkün ve diğer padişahların adını bile anmaz? Meral Akşener’in Abdülhamit ile istibdat (diktatör) yönetimini bir arada görüp eleştirmesine de veryansın eder?

Neden Abdülhamit cumhurbaşkanının adeta bamteli durumuna gelmiş gözüküyor?

İlber Ortaylı, geçen pazar günkü yazısında konuya dalmış. Ama siyaseti fazla karıştırmamış ve yukarıdaki sorulara girmemiş. Artılarını saymış, eksilerine ise sadece “sansür”ü eklemiş. Onun zamanındaki büyük toprak kayıplarını normal görmüş, evet toprak kaybı ondan önce başladı, ama onun zamanında sürdü. 

Osmanlı’yı parçalamak ve bölüşmek isteyen, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya arasında denge denen, birini diğerine karşı kullanarak olası saldırıları durdurma politikasının gerçekten ustasıydı. Fakat bu denge politikasının hep bir bedeli oldu. Toprak kaybının ondan önce başladığı (Osmanlı’nın çöküş süreci) ne kadar doğruysa, bu denge politikasının da toprak kaybını önleyemediği, mesela Rusları durdurmak için İngiltere’yi devreye soktuğu ve bedel olarak da Kıbrıs’ı İngilizlere hediye ettiği de doğrudur.

DENGECİLİĞİ BÜYÜK KAYIPLAR DA GETİRDİ

Abdülhamit ne yaparsa yapsın Osmanlı’yı parçalanmaktan, dağılmaktan kurtaramazdı. Avrupa birinci emperyalist paylaşım savaşına gidiyordu ve hepsi aç kurtlar gibi “hasta adam” Osmanlı’yı yiyeceklerdi. Ayrıca imparatorlukların parçalanma ve ulus devletlerin ortaya çıkma dönemine girilmişti. Balkanların parçalanması, Balkan Harbi’nden önce, 1878’de Berlin’de yapılan kongrede kararlaştırılmıştı. Balkan Harbi boşuna bir savaştı ve imparatorluğa bedeli de çok ağır oldu.

Geçen yıl 28 Ekim’de “İyi ki Abdülhamit Osmanlı’nın yıkılışını geciktirdi” başlıklı yazı yazdım: (www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/yasasin-cumhuriyet-iyi-ki-abdulhamit-osmanlinin-yikilisini-geciktirdi-1880185

Henüz daha Atatürk doğmamıştı, parçalanmanın gecikmesi ile Atatürk’ün sahneye çıkmasının koşullarının tarihsel büyük bir örtüşmeye denk gelmesi sayesinde, Cumhuriyet kuruldu. Atatürk’ten önce Osmanlı parçalanıp yok olsaydı, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nden bahseder miydik?

ABDÜLHAMİT’TEN ÜÇ ÖĞRETİ

Şimdi gelelim RTE ve adamlarının Abdülhamit merakına:

Abdülhamit’in üç şeyini çok seviyor RTE ve politik danışmanları.

İlki, diyelim ki denge politikası. Bunu Rusya - Avrupa-ABD arasında uyguluyor. Aradan kazanç elde etmeye çalışıyor (Suriye!). Fakat bu politikanın ülkeyi çok zor durumlara soktuğu açık. Başlı başına bir mülteci sorunu bile ülkeyi yiyip bitiriyor. “Denge” politikasının henüz ülkeye önemli bir kazanç sağladığını söylemek mümkün değil.

İkinci sevgi kaynağı, Abdülhamit’in sansür ve egemenliği. Türkiye medyası, Abdülhamit zamanına benzer özellikler taşıyor. RTE özel ve açık politikalarıyla bir iktidar medyası oluşturdu ve geri kalanlara da hayatı dar ediyor, cezalar, mahkemeler. Türkiye’de medya, uluslararası endekslerde en kötü ülkeler arasında. Seçim sürecinde muhalefete baskı ve yasaklar giderek artıyor ve mengeneler sıkışıyor.

Abdülhamit sevgisinin üçüncü kaynağı, Meclis’i kapatması. Padişahlığından hemen sonra. Muhalifleri sürgüne gönderdi. 

Bugünle ne alaka demeyin. Abdülhamit dönemini yaşamıyoruz. RTE en güçlü olduğu zamanda başkanlık anayasası ile kendini tartışmasız yasal tek adam yaptı. Ülkeyi yönetmek için meclise olan ihtiyacı en aza indirdi. Meclis epey vitrin meclisi oldu.

RTE Abdülhamit’e sevmesin de kimi sevsin... Meral Akşener çoook haklıdır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder