SAYFALAR

18 Temmuz 2017 Salı

Şu “siyasal ayak” meselesi: F.G. Hepimizin Hocası


 En çok gündeme gelen bir konudur, darbe soruşturmasından bu yana “siyasal ayak”.  Meclis komisyonunda soruşturulması çok istendi, ama Cemaat yargısının en büyük savunucularından, son zamanların meşhur Türk büyüğü Reşat Petek ve ekibi gündemlerine bile almadılar.
Almalarını beklemek zaten safdillik olurdu, ama bu talebi ileri sürmek son derece haklıdır...
AKP politikacı ve yandaşları “siyasi ayak” denince şunu ileri sürüyorlar: AKP son yerel ve genel seçimlerde adaylar arasında büyük ayıklama yaptılar, şu an AKP’de FETÖ’cü politikacı yok.
Bu yanlış bir “siyasi ayak” yaklaşımı tabi ki.. Söz konusu olan “darbenin siyasi ayağı”dır.
Yani: FETÖ’cülerin bu darbeyi gerçekleştirecek noktaya gelmelerinde hangi politikacıların, politikaların, programların dolaylı - dolaysız destekleri söz konusudur.

“F.G. hepimizin hocası”

Siyasi ayağa böyle bakınca bir anlamı olur. Yoksa Cumhurbaşkanlığı ve hükümet içinde 15 Temmuz darbesini fiilen destekleyen kimse var mı, arayışına girersiniz ki, abesle uğraşmış olursunuz, şüphesiz ki yok! Zaten 2014’ten bu yana devlet içindeki FETÖ’cülere karşı aktif bir mücadeleyi sürdürüyor Cumhurbaşkanı.
17-25 Aralık 2013 tarihinde FETÖ’nün iktidara yönelik yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olmasaydı, aralarındaki çatışma bu noktaya gelir miydi, bilmiyoruz. Bu operasyon, FETÖ’cülerin ellerindeki emniyet, istihbarat ve yargı gibi devlet olanaklarıyla, şüphesiz ki özellikle RTE’ye karşı yönelik en büyük saldırılarıydı. Bu güce de nasıl ulaştılar?!
Siyasi ayak soruşturması, FETÖ’cü güçlerin darbe girişimine kadar aldıkları büyük siyasi destekleri arar.
Hocaefendi bir deniz feneri gibi yolumuzu aydınlatıyor..” (Arınç), “Fetullah Gülen her zaman tertemiz kalmıştır, onunla iftihar ediyoruz.” (Recep Akdağ) gibi, Erdoğan ve Gül (Fetullah Gül hepimizin hocasıdır, çok değerli bir bilim adamıdır) dahil, tüm AKP ileri gelenlerinin Gülencileri nasıl koruyup kolladıkları, üzerlerine kanat gerdiklerini hayranlıklarını belirttikleri herkesin bilgisi içindedir.

Devlette yayılma

Bu lafların arkası hep doluydu. FETÖ’cülerin devletin her kesimine yerleşmeleri için büyük bir program yürürlükteydi.
Üniversitelere, devlet kurumlarına, adalet ve bakanlıklarına insan yerleştirme sınavları, ÖSYM tamamen FETÖ’cülerin elindeydi. Yapılan sahtekarlıklar bir bir medyada yer alırken, AKP iktidarının kılı bile kımıldamıyor, o zamanın başbakanı RTE MİT’in olayı sözde soruşturduğunu açıklıyor, üstünü kapatıyor, ÖSYM başkanını koruyordu..
Devlet, AKP döneminde, siyasi destekle FETÖ’nün en büyük saldırısına uğradı.

Devleti ele geçirmede iki dönem

Devleti ele geçirme konusunda FETÖ’yü iki döneme ayırmak gerekir.
İlk dönem, tamamen gizli ve sızma, “Devletin kılcal damarlarına girme” dönemiydi. Bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdiler.
Diyelim ki, bu dönemde AKP’nin pek dahli yoktu. İktidara geldikten bir süre sonra, yerleşmiş FETÖ kadrolarını buldular önlerinde. 
FETÖ, tüm siyasi partiler, liderleri (Ecevit dahil!) hatta Kenan Evren gibilerin döneminde ve izleyen zamanlarda önde gelen komutanlarla iyi geçinerek, bir koruma kalkanı ardından devlete yayıldılar. Bu dönemin politikasını  Çatışmanın Anatomisi’nde özgün bir inceleme ile anlattım (çatışma yok, işbirliği yap, kendini sevdir, önemli siyasi yapıların kanatları altına gir, saldırılara karşı koruma uygula, yayıl ve ele geçir!)

AKP döneminde güçleri büyüdü

Ama FETÖ’yü FETÖ yapan ikinci dönemdi, yani AKP dönemi..
Bu dönemde pek çok açık pozisyonda gizlilik kalktı, yarı gizliliğe geçildi.
Ama özellikle Ordu’da ise son derece gizlilik sürdü.
Çünkü Ordu içinde örgütlenmeleri en büyük güçleriydi, tayin edici ve en son hamle olarak kullanılacak...
İşte bu ikinci dönemde devlet içinde FETÖ tam FETÖ oldu. Ordu içinde darbe yapabilecek pozisyona da bu dönemde geldiler.
Burada sadece AKP’nin değil, aydın diye ülkeye kakalanan sözde “kanaat önderleri”nin de kullanışlı rolleri birinci derecede önemli.
Siyasi ayak, AKP döneminde darbe yapabilecek güce nasıl ulaştıklarının soruşturulmasıdır. Belki yakın bir dönem gelir, bu tümüyle soruşturulur. Hiç karşı değilim- AKP öncesine de gidilmelidir!

Kim bilir!
17 Temmuz 2017 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder