“Savunmalarınızı
kısa sürede bitirin, adalet yerini bulacak. Hem, Silivri’de çok değerli
hakimler de var.”
Henüz Balyoz davası savunmalar aşamasında.. Genel Kurmay
Başkanı Necdet Özel, Ekim 2011’de
Hasdal’ı ziyaret ediyor; bazı general ve amirallere bu sözleri söylediğini, Semih Çetin Bir İhanetin Öyküsü’nde
naklediyor. Savunmalar bitince tahliyeler olacağı umudu tavana vuruyor. Öyle ya
“koskoca Gn. Kr. Başkanı böyle demişse
mutlaka bir bildiği vardır”.
Biliyorsunuz,
bırakın “değerli”lisini, Silivri’de
gerçek anlamda hukuka-yasaya bağlı sıradan hakimlerin bir tane bile olmadığı
kısa süre sonra ortaya çıkacak ve sıradan-normal bir mahkemenin dikkate
alabileceği ortada tek bir delil olmadığı halde, subayların defterleri
dürülecekti.
Özel bu sözleri
söylediyse eğer, olasılıklar şöyle:
İktidarın kendisine verdiği mesajı
–inanarak– iletmiştir.. Bu komplo davada hiç bir mahkemenin mahkumiyet kararı
veremeyeceğine inanmaktadır.. İçeri tıkılan subayları ziyaret ettiğine göre,
onlara güç verecek bazı sözler vicdanen söylemek zorunda kalmıştır...
Komutanları olarak, içerideki büyük gerilimin gazını almak istemiştir...
Hangisi,
bilemem, ama Semih Çetin’in kitabı boyunca dikkat çektiği konuyu gündeme
getireceğim.
Komutanlar Balyoz komplosu konusunda gerekeni yaptılar mı? Hayır
tabii ki, hepsini sırayla darmadağınık edecek büyük darbeyi daha başından aciz
içinde seyrettiler ve üstelik iç hizmetlerin emrettiği üstün astının haklarını
koruma talimatından bile yan çizdiler.. Şimdi bakalım!
***
Donanma Kurmay
Başkanı Semih Çetin, iki kez tutuklanıp salıveriliyor, üçüncü tutuklanması eli
kulağında.. Bu süreçteki ilişkileri yer yer özetleyip kitapta dağınık haldeki
saptamaları bütünleştireceğim.
Donanma Komutanı Oramiral
Murat Bilgel: “Çaresiz gibi, deprem yaratması gereken haberleri çok da olağanüstü
bulmuyor gibiydi. Komutanda en ufak bir kızgınlık isyan hatta üzüntü belirtisi
yoktu, olanlar umurunde değil gibiydi.. Kurmay Başkanı olarak beni ifadeye
çağırıyorlar ve ama kendisi arayıp da merak etmiyor.. acaba uzun süreli bir
şoka mı girmişti? Tutuklanmamız üzerinden 15 gün geçmiş donanma komutanından
bir haber çıkmıyor”.
Çetin’in teyzesi olanlara teşhisi koyuyor: “Ordunun neden bu hale düştüğü belli oluyor..”
Semih Çetin,
sonunda Donanma Komutanı hakkında şu saptamayı yapar:
“Aslında dürüst insan, hiç bir kahramanlık yapmamıştı. Bizlere bu oyunu
oynayanları çok iyi biliyordu, ama engel olacak gücü ve cesareti yoktu,
isterlerse beni bile alabilirler diyecek kadar gerçekçiydi, herkes gibi başına
bir iş gelmesinden korkuyor bunu dillendirmekten de kaçınmıyordu.. Deniz
Kuvvetleri Komutanını da hiç zorlamadı, sorumluluğu ona bıraktı, ama olayların
bu noktaya gelmesinin sorumlularından biri olarak tarihe geçti..”
Düşünün,
kendisi komutan ama amirallerinin ve albaylarının tutuklanmasına vesile yaratan
sahte Suga planını bile okumamış ve merak etmemiş..
Ama sadece o mu?
***
Genel Kurmay,
yazılı kağıtlarda adı geçen amiralleri Ankara’ya çağırıyor.. Genel Kurmay
İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail
Hakkı Pekin, Semih Çetin’in önüne
belgeleri koyuyor ve “bunları biliyor
musunuz?” diye soruyor.
Çetin bu yüzden 4 ay hapiste yatmış, yeniden içeri
alınacak... İstihbarat Başkanına olan biteni özetliyor ve soruyor:
-“Bütün bunları bilmiyor musunuz?”
İstihbaratçı Başkan: “hayır”!!!
-“Peki ben hapisten çıkınca neden sormadınız?
(yanıt yok!)
- “Siz istihbarat başkanı olarak bu davayı
nasıl görüyorsunuz, bize inanıyor musunuz, yoksa hala tereddütünüz var mı?”
Yanıt: “Eskiden vardı ama artık yok, herşeyin sahte
olduğunu biliyoruz!” (İsmail Hakkı Pekin, daha sonra Andıç davasından
tutuklanacaktı!)
Düşman içlerine girmiş sahte
belgeler ve komplolarla Orduyu dağıtıyor, istihbaratçıdan tutun genel kurmay
başkanına kadar kimse işin aslını astarını araştırıp öğrenmiyor. Ama “doğru
olabilir belki de” tutumu içinde!
***
Semih Çetin kendisine "sen olsan ne yapardın" diye soran Deniz Kuvvetleri
Komutanı komutanı Oramiral Uğur Yiğit’e şunları söylüyor (Yiğit ki, üstelik o ana kadar olan
bitenler karşısında subaylarını koruyan tek komutan olarak da takdir toplamış
biri):
-“Tutuklanan subaylarınızın ardında duracaktınız,
peşinen suçlu ilan edilmelerine karşı çıkacaktınız, hemen ziyaretlerine
gidecektiniz.. Genel Kurmay Başkanlığı Adli müşavirliği sınıfta kaldı, ortada
bu kadar ciddi suçlama varken soruşturma açmadı, kimse bana neden
tutuklandığımı sormadı, Donanma Komutanı bile bilmiyor.. Çünkü bilmeyince olayı
kabullenmek daha kolay.. nasılsa yargı çözecek deyince iş bitiyor. Bu davalar
kişisel değil orduya karşı açılmıştır. Genel Kurmay (İlker Başbuğ) bu tutumunu
sürdürdüğü sürece bakın daha neler olacak..”
-“Hemen bir heyet oluşturun, çıkan
belgeleri incelettirin, bulduğunuz sonuçları da kamuoyuna açıklayın, yoksa
medyadaki bu bilgi kirliliği sürer.” (Bu öneriyi aylar sonra yerine
getireceklerdi!)
Yiğit’in yanıtı: “Artık
tutuklama olmaz, bunu aklınıza getirmeyin”..
Sonraki süreçte ise
tutuklamalar 265 subayı buluyor! Başbuğ dahil!!!
***
Semih Çetin diyor ki:
Bunca olaya rağmen TSK kurumsal olarak
bir strateji geliştirememiş, hep baskı altında ve savunmada kalmıştı..
İstihbarat konsunda tam sınıfta kalmıştık, bu saldırı Bazı personel hatası
sonucu istemeden, veya içimizdeki hainler tarafından bilinçli olarak dışarıya
bilgi sızmasını engelleyemiyorduk, suçluları tespit edemiyorduk.. aleyhimize
yürütülen kampanya karşısında halka gerçekleri açıklayamıyorduk. Hukukçularımız
açık hukuk ihlallerini engelleyecek çözümler üretemiyordu.. Gn.Krm Adli
Müşvarliği tam aciz tutum içindeydi.
TSK’nın tutumu:
“Konu
yargıya intikal etmiştir, hukuk sürecine saygılıyız, adalete güveniyoruz..
Deliller
sahte, dava bile açamazlar..”
Çetin: “Bir yıldır subaylarına kefil olacak bir
komutan bulmamamıştık, sonunda adalet yerini bulacak diye bize sabır tavsiye ediyor
ve ‘Gerçekler ortaya çıktı, basın bile farkına vardı bu dava kısa zamanda
biter’ diyorlardı..”
Olan biteni,
saldırının hedef ve amacını bu kadar da göremeyen bir “Genel Kurmay”..
Yarın sürdüreceğim..
-- 25 Şubat 2013 / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Sayın bursalı devam edin açıklamaya bizlerde bunları face de paylaşıyoruz.Okurken içimiz acıyor.
YanıtlaSil