ABD büyükelçisi
Ricciardone damardan Silivri
yargılamaları konusuna girdi. Bugüne kadar, gazetecilerin üzerindeki baskıya ve
basın özgürlüğünün önemine değinmekle yetiniyordu. Askerler için “onlara ülkeyi koruma görevi verilmiş, hapse
kondular” dedi. Milletvekilleri için “suçları
belli değil”, eski YÖK başkanı Kemal
Gürüz ve rektörler için “tam
anlaşılmayan suçları için çok uzun süredir demirparlaklıklar ardında”,
öğrenciler için “şiddet içermeyen
gösterileri için içerideler”, “ABD ve
Avrupa mahkemelerinin bunu anlaması zor olacak..” ifadelerini kullandı..
Büyükelçinin bu
açıklamaları yoruma muhtaç. Çünkü “bizim
bu işlerde parmağımız yok, biz adalet, hukuk ve demokrasiden yanayız” profili
çiziyor.. Şimdi didikleyelim durumu.
***
1)
Büyükelçi, Erdoğan’ın
Silivri’deki yargılamalar üzerine yaptığı açıklamaların ardından konuştu.
Başbakan, milletvekilleri de tutuksuz
yargılanabilirler, demişti.. Erdoğan bu konudaki konuşmasıyla Ricciardone’a
adeta yol açtı denebilir.
2)
Erdoğan, Silivri
yargılamalarının başsavcısıydı, CHP’yi,
onları milletvekili adayı göstermekle eleştirmiş ve serbest bırakılması
önerilerine karşı nuh demiş peygamber dememişti..
3)
Silivri’deki vahşi arena sahnesi, iktidar ortaklarınca
(RTE ve Cemaat) ve arkalarında ABD desteği ile, kurulmuştu. Amaç, Ordu’yu,
muhalefetin öncü kesimlerini şüphesiz ki dağıtmak, teslim almak ve iktidarın
önünde, özellikle devlete bağlı başka hiç bir güç odağı barındırmamaktı. RTE
bunu bütün toplumsal güç odaklarını temizlemek ve herşeyi kendine bağlamak
biçiminde ileri düzeye yükselterek, uyguladı.
4)
Gelinen noktada RTE
amacına ulaşmıştır. Hatta istenenin de ötesine geçilmiş ve Ordu bu kez
dağılmaya yüz tutmuştur. 110 pilotun ve subayların hızla yayılan istifaları,
deniz Kuvvetlerine atanacak amiralın bulunaması.. Subaylarda yurt sevgisi ve
askerlik motivasyonunun dibe vurması.. Bunun da ötesinde, Cemaatin Ordu içinde
ciddi örgütlenmesi ve buradan da RTE’ye karşı bir kuşatma havasının doğması...
RTE için, bu siyasi davaları artık bir şekilde sonlandırma zamanının geldiği
düşüncesini doğurmuşa benzer
5)
Başsavcı, yargıya, başsavcılıktan çekildiği ve cübbesini
çıkardığı mesajını vermektedir! Şimdi devlet içinde buna uygun düzenlemelerin
yapılacağı sürece giriyoruz gibi.
6)
Artık önünde ulaşması
gereken çok önemli başka hedefler var: İlki, artık neredeyse tamamı açıklanmış
olan Başkanlık Anayasası’nı Meclis’e
sunmak ve 330 oyu almak. Arkasından, sonbaharda
Anayasa referandumu gündeme gelecek.. 2014’te Martta yerel seçimler
Ağustos’ta, artık Cumhurbaşkanlığı mı olur Başkanlık mı olur, seçimi.
7)
Bu
programla, amaca ulaşmış bir Silivri artık beraber yürümez.
Meclis’te Kürtlerle (APO ile) oluşturulacak yeni anayasa ittifakı gündeme
geleceği için de yürümez.
8)
Ayrıca “Türkiye’nin
en iyi ihraç malı ordusudur” (Soros) efsanesi de yeniden ayağa
kaldırılmalı. RTE’ye Ordu gerekli, artık arındırıldığına göre, ABD’ye de,
hinihacette kullanmak üzere gereklidir.
9)
Ricciardone de RTE ile
aynı fikirdedir. Silivri yargılamaları amaca ulaştığına göre artık hukuk-mukuk
seslerini çıkarmanın zamanıdır. Hukukun, yargının, yasaların paramparça
edildiği Silivri arenasının arkasındaki en
önemli iki güç geriye doğru adım atıyor. Eşzamanlı olarak! Silivri ile
başbaşa kalan ise, bu ortamı koklayamayan cemaattir. O kadar söyledik
kendilerine! Cemaatin bu tutumu, sırtında yumurta küfesi taşımamasından
kaynaklanıyor. Onlar sadece mümkün olduğu kadar çok tepe örgütlenmeleriyle
meşgul. Ama, RTE’nin yeni anayasa önerisindeki Temyiz Mahkemeleri, onların yüksek
yargı / mahkemedeki örgütlenmelerini de dağıtacak niteliktedir. Bütün yüksek mahkemeler Tayyip Erdoğan’a!!
Slogan budur. Parantez içi belirtelim ki, RTE herşeyin şekli olarak varolduğu,
ama bu şekli yapının bütünüyle kendisine bağlı olduğu bir devlet ve toplum
düzeni projesini hayal ediyor!
10)
Ricciardone, RTE ile
hemfikir mi? Bence hayır. Bu ayrı bir yazı konusu. Mesela RTE’nin Irak’ı
parçalama girişimiyle ve Suriye politikası ile hemfikir değil. ABD’nin
gönlünde, daha uysal ve daha işbirliğine yatkın bir lider yatıyor (kim
acaba?!). Büyükelçi’nin sözlerini, biraz RTE’ye
karşı da yorumlarsanız yanlış olmaz.
***
Özet: İki üç
gündür yazdığım gibi, RTE yeni duruma / sürece girdi. Üç yazı önceki Şiddetli Bir 2013 yazıma yeniden
bakıverin..
-- 7 Şubat 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder