Başbakan son
bir hafta içinde üçüncü kez Silivri yargılamaları üzerine “ölçülü” tepkiler
dile getiriyor. Özellikle emekli Gn. Krm. Bşk. İlker Başbuğ örneği üzerinde sık durarak, yargılamaların neden
tutuksuz yapılmadığını sorguluyor. Askerlerin yanısıra, ilk kez, Altaylı’nın Teke Tek programında, içerideki milletvekillerinin de tutuksuz
yargılanabileceğini söyledi!
Gel de inanma,
demiyeceğim.. Başbakan, Silivri yargılamalarında rol alanların kendi
huyundan-suyundan değil de cemaat meşrebinden olduklarını biliyor. En azından,
MİT üzerinden kendisine yönelen yargısal adımda bunu kesin olarak öğrendi!
Derhal yasal düzenleme yaptı!
Silivri
yargılamalarında işlenen ve işlenmekte olan siyasi “ortak suç”tan şimdi “kaçma”
ve sorumluluğu, tepe tepe kullandığı “ortağına” yükleme zamanı mı geldi? Ben
cemaatçileri burada bir iki kez uyarmıştım, bu
iş üzerinize kalacak, en iyisi hukuksuzluklarda yasaları çiğnemekte israr
etmekten artık kaçının, diye.. Ama hiç tınmadılar! Bugün Silivri hukukunu
ve tutsaklığını tek savunanlar olarak ortada kaldılar.
Çünkü Başbakan
amacına ulaştı, herşeyi kontrolü altına aldı.. Şimdi artık yeni bir düzenleme
ve sakinleştirici politika zamanı mı geldi.. “Öteki Ortak”ın ise böyle bir
derdi hiç olmadı. Onlar devletin ve toplumun her kilit noktasında ve köşesinde
yuvalanma ve yönetme erkini ele geçirmekle uğraşıyorlar.
Şimdi RTE’nin
son girişimlerinin nedenlerini anlamaya çalışalım..
***
Başbakan bir “yeni zaman”a, yeni bir politik duruma
giriyor.
a)
Balyoz ve Silivri
davalarının ancak zorbalık hukukuna ait alabilecek kokusu bütün dünyayı sardı..
merkez medyada artık Silivri yargılamaları üzerine neredeyse hen gün “bomba haber” patlatılıyor. Olsun, ben
sevindirici buluyorum.. Özellikle Balyoz kararından önce yazılması gereken
herşeyi, içerideki mazlumların sesini, karardan sonra bu gazeteler manşetlerine
taşır oldular (Hakikatleri savunan bir avuç insanın sırtındaki yükü de
paylaşıyorlar!). Cemaat adamları telaşla veryansına başladı!.. Davaların toplumda
inandırıcılığı giderek azalıyor.. Başbakan da şimdi “günah keçisi yaratma”nın gerekliliğine inanıyor olabilir.
b)
Uluslararası baskı söz konusu. Avukat Hüseyin Ersöz, Balyoz davası
sanıklarının, Amerikalı avukatlar aracılığıyla, “keyfi tutuklulukların
önlenmesi” için Birleşmiş Milletler’e
başvurmasını çok önemli buluyor..
c)
Utku
Çakırözer’in dünkü haberi dikkat çekici.
Yargıtay’ın Balyoz davası için 10 savcıyı görevlendirecek olması, davanın hızla
görülmesi ve 9.Daireye daha olgun bir “boz-onayla” kararının gitmesini
sağlayabilir. Ersöz, büyük davalarda Yargıtay’ın böyle bir yola başvurmasını
beklediklerini söylese de, dosyanın üzerine yatılmayacağı ve hızla karar
verileceği umudu doğdu.
d)
Siyasi
davalarda, siyasi karar verici ve davaların
başından itibaren takipçisi olduğunu ilan eden RTE’nin hoşnutsuzluğunu dile
getirmesi, şüphesiz ki dava sürecini etkileyici bir güçtür. Ersöz de bu kanıda.
Çünkü burada “hukuk” söz konusu değil..
e)
RTE’nin elinde ordu
mordu, moral falan mı kaldı?! Deniz Kuvvetleri’ndeki büyük düşüşler ve
boşluklar, Hava Kuvvetleri’ndeki istifalar vb. her iktidar erkini derin derin
düşündürür! Özellikle Suriye ve Orta Doğu’da “askeri” politikayı öne süren
Başbakan söz konusu ise!
f)
RTE’nin Öcalan ile
müzakeresini, Kürt Meselesinin çözümü için hazırlığını yaptığı “anayasal
değişikliği”, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa taslağında “Türk” olan herşeyi
atmak istediğini, bugüne kadar kendini “Türk” bilenleri “üst kimliksiz”
bırakacak durumun yaratacağı “kimlik bunalımı”nın siyasi yankılamalarını
düşünürseniz..
...Başbakan’ın acil bir dengeye ihtiyacı olduğunu görürsünüz.. Artık siyasi amaca ulaşmış Silivri yargılamalarının yarattığı büyük yükü sırtından atmakla, bu dengeyi sağlayacağını düşünmüş olabilir..
...Başbakan’ın acil bir dengeye ihtiyacı olduğunu görürsünüz.. Artık siyasi amaca ulaşmış Silivri yargılamalarının yarattığı büyük yükü sırtından atmakla, bu dengeyi sağlayacağını düşünmüş olabilir..
***
Tabii “yeni
durum” saymakla bitmez. RTE anayasası, Meclis’te oylama, referandum süreci,
yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri... genel seçimler.. Bütün bunların
da bugünü etkileme gücünü yabana atmayın...
Yazıyorum
şuraya:
Başbakan siyasi hayatının en zor sürecine girdi. Sırtındaki yükleri hafifletmek istiyor!
--- 5 Şubat 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder