SAYFALAR

7 Ocak 2012 Cumartesi

Yılın Bilim Olayları: Science ve Nature’ın Seçimleri


İki haftadır yerimiz elverdiğince 2011 yılının önemli bilim olaylarından seçmeler sunuyoruz size.  Tabii burada yol göstericiler, dünyanın önde gelen bilim dergileri. Bunları karınca kararınca sizlere ileteceğiz. Nature ve Science dergilerinin derledikleri özel seçkiler de var. Bu iki dergiyi, 2011 son sayılarından yaptıklarıı seçmeler ve özel yazılar açısından bir şekilde incelemenizi öneririz. Bir bakış genişliği veriyor. Nature dergisi ek bir dosya sunuyor, dergide yayımlanmış yazılardan bir Doğu Tıbbı! Bence buna da bakmakta yarar var!
Bu dergilerde hem editörlerin seçimleri bulunuyor hem de yayınladıkları haberlerden okurların en çok okudukları, tıkladıkları..
Science dergisinin 10 önemli bilim olayı olarak seçtikleri şunlar:
1)             Japonların Haya Usa uzay gemisi, dünyamıza kadar uzanan Asteroid tozlarının Asteroid kuşağından geldiğini ve renklerinin güneş rüzgarları tarafından değiştirildiğini saptadı..
2)             100 bin yıl önce Afrika’dan gelen Homo sapienlerin arkaik DNA’ları incelendiğinde, bugüne kadar diğer türlerle eşleşmedikleri anlaşıldı.
3)             Milyonlarca yıllık evrime karşı foto sistem (PS II) denilen gerekli proteinin aynı katalitik çekirdeği paylaştığı ortaya çıktı. Bu olmasaydı, sadece denizaltındaki hidro termal bacaların yanında hayat olacaktı.
4)             Bu sene astronomlar yıldız oluşumunu ve genç evrenin ortaya çıkışıyla ilgili iki önemli buluş yaptı. İlki, hidrojen bulutları saptandı bu bulutlar Büyük Patlama’dan sonraki bir kaç yüz milyon yıl önceki primordial gazla benzeaşiyor. İkinci buluş: Samanyolu galaksisinde bulunan küçük bir yıldız.İçinde, güneşin onbinde birine yakın metal yoğunluğu bulundu. Bu, evrenin ilk yıldızlarına benziyor.
5)             Mikroplar biziz! İçimizde taşıdığımız mikrobiyal topluluklar üç bölüme ayrılıyor. Bütün bunlara göre her insanın barsağında farklı gurupta mikrop var. Bunlar yenilen yiyeceklerle ilişkili..
6)             RTS aşısı, sıtmaya karşı özellikle çocuklarda bağışıklığı güçlendirerek en etkili savunma sağlıyor.
7)             Bugüne kadar Güneş sisteminin dışında 700 kadar gezegen bulundu. Bunların kendi güneşleri çevresinde dönüp dönmedikleri bilinmiyor.
8)             Ismarlama sanayi molekülleri! 1756’da keşfedilen zeolitler, aliminyum silikat ve oksijen atomlarından oluşmuş 250 yıl boyunca 40 doğal zeolit keşfedildi ve bunlara bakarak 150 tane de sentetik versiyonu üretildi. Daha çok çamaşır deterjanlarında kullanılıyor, şimdi de katalizörlerde kullanılacak.
9)             Bedenimizdeki eski hücreleri çıkartarak ve bunların en iyilerini seçip vererek gençleşme olasılığı üzerinde çalışılıyor.
10)         AİDS’in sonunun başlangıcı. HPTN052 adı altında yapılan deneyden en etkili ve inanılmaz olumlu sonuçlar alındı. Yayılmasını engelliyor.
Science dergisinin aylara göre yaptığı bilim olayları seçiminde Ağustos ayının en önemli olayı olarak Türkiye’de TÜBA’nın hükümet tarafından ele geçirilmesini gösterdi ve üyelerin pek çoğunun istifa ederek yeni bir akademi kurma girişiminde bulunduklarını belirtti..
***
Nature’ın seçtikleri: Dergi 10 kişi ve önemlerini duyurdu.
John Rogers: Elektronik cihazları giyilebilir aksesuarlar olarak ayarladı. Dario Autiero: Ekibiyle birlikte nötrinoların ışıktan daha hızlı yol aldıklarını ileri sürdü. Mike Lamont: Büyük Hadron Çarpıştırıcısının etrafındaki parçacıkları izleyen mühendis.. Essam Sharaf: Mısır’da hükümeti dönemsel olarak etkisi altına aldı. Psikolog Diederick Stapel: Bilimde kötü bir isim bıraktı. Öyle bir sistemle bilim hırsızlığı yaptı ki yıllarca hırsızlığını kimse saptayamadı. Lisa Jackson: Kanıt tabanlı çevre düzenlemesini yaşama geçirdi. Tatsuhiko Kodama: Fukuşima nükleer kazasında hükümetin radyoaktief serpintiyi hesaplama biçimini reddetti. Bu hesaplamanın halka zarar verdiğini gösterdi. Rosie Redfield: Arsenik tabanlı yaşamı birebir kopyaladı. Sara Seagel: Güneş sistemi dışındaki gezegenlerin keşfiyle isim yaptı. Dünyaya benzer gezegenler buldu. Danica May Camacho: Dünya nüfusunun 7 milyarıncı bebeği olarak isim yaptı.
***
Tümevarım- Tümdengelim tartışması 

Bu konuda geçen hafta Sevgili Celal dostumun yazısına yanıt verecektim ki, Bozkurt Güvenç hocanın nazik yazısıyla yetinelim şimdilik dedik. Güvenç’in yazısına da okurumuzdan eleştiri/ katkı geldi, Bozkurt Hoca hemen yanıtını verdi.. Bunları tartışma sayfamızda okuyacaksınız. Gördüğünüz gibi hepimiz çok hızlı hareket ediyoruz!!
Osman Bahadır’ın yazısı da, konuya, benim de benimsediğim yönüyle katkıda bulunuyor. Bilimin tümevarım mı tümdengelim mi diye bir meselesinin olduğunu savlamak yanlıştır, en azından bilimin bugün ulaştığı düzey olarak. Bu ikisinin biribiri olmadan varolamayacağı açıktır. Konuya, felsefi dedikodusundan çok, pratikte olan biten açısından bakmalı. Celal, arazi gözlemlerine ve bu gözlemlerden elde ettiği onlarca veriye dayanmadan, bir varsayım-teori ortaya süremez. Şüphesiz ki, kuramlar ileri sürülebilir, bunları tek tek çeşitli açılardan test ederek doğrulukları veya yanlışlıkları gösterilir..  Ancak bu kuramlar da bilimcilerin – düşünürlerin başına gökten düşmüyor. Yine konunun yansımalarını (veri, gözlem, çeşitli araştırmalar vb...) üstün bir seziyle birleştirilmesiyle ortaya sürülüyor..
Celal Şengör, eminim ki yazısında konuya bilim felsefi açısından bir yaklaşımda bulunmayı denedi.. Ancak bir köşe yazısında konuyu bütün yönleriyle incelemek zordur. Yanlış anlamalara yol açabilir.. “Ancak tümevarım yoluyla, bütün parçaları bir araya ggetirilmesiyle bir kuram inşa edilebilir, bir parça eksik kalırsa, kuram ileri sürülemez..” biçiminde en azından bugün için bir yaklaşım olduğunu hiç sanmıyorum.. Böyle düşünenler varsa, hiç bir zaman bir varsayım ileri süremezler. Sadece bilim veya felsefenin aptalları olarak yaya kalırlar.. Sadece başkalarının, bulguları sentezleyerek büyük fikre varmalarına yol açarlar...
Celal Şengör, konuyla ilgili Bozkurt Hoca’nın önerisini dikkate alan yeni bir yazı gönderdi.. Ama doğrusu bu yazıya henüz bakmadık, gelecek hafta okuyacaksınız..
Yeniden mutlu bir yıl diliyoruz..
 --CBT, sayı 1294, 6 Ocak 2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder