Genel Kurmay Başkanı, terör örgütü üyesi! Başbuğ, tam kalbinden vuruldu!
Haklıdır! Ayrı suçlamayla tutuklanan diğer subaylar
da haklıdır! Hiç biri bu suçlamayı kabul edemez, kaldıramaz ve bu suçlamayla
yaşayamaz!
Bu suçlamayı, sadece sözkonusu subaylar değil,
aynı zamanda, görevini yaparken yine terörist faaliyetler ve terör örgütü
üyeliğiyle suçlanan gazeteciler
de... Doğanın ve insan yaşam çevresinin katledilmesine karşı mücedele eden sosyalistler ve doğa savaşçıları da
kabul edemezler..
İktidarın yönlendirdiği ve Kılıçdaroğlu’nun haklı olarak “siyasi iktidarın araçları” olarak
nitelendirdiği özel mahkemelerin özel atanmış sahiplerinin ceza yasası kitabında tek suç bulunuyor: Terörist faaliyetler,
terör örgütü üyeliği!
Muhalifleri, veya iktidar koalisyonunun “defterini dürmek istediği” herkes ve
etkinlikleri, derhal hükümeti yıkmaya yönelik faaliyetler, terörist örgüt ve
terör örgütü üyeliği ile suçlanıyor..
Sonra gelsin, 10 yıla kadar içeride tutuklu
kalmayı öngören ceza suçlamasıyla ve iddianameyle tutuklamalar!
Adi mi adi, faşist mi faşist bir kumpas kuruldu
ülkeye, muhaliflere, derdest edilmek istediklerine...
Bu amaçla da siyaset referandumla bütün adaleti
ve yargıyı denetimi altına aldı, kullanışlı kişileri seçti, şimdi de demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin,
hukukun, yasaların ve insanların üzerinden buldozer gibi geçiyor!
***
Başbuğ’un tutuklanması, veya bir genel kurmay
başkanının tutuklanması, çoktaaan planlanmış bir olaydı.
Hiyerarşik zincirin tepedeki halkasına kadar
tamamlayacaklardı tutuklu subay “kadro”larını.. Bunu bilmeyen, görmeyen
vardıysa eğer, ne diyeyim!
Cemaatin ve iktidar basınında, durmadan çalınan
tamtaydı bu! Orduyu tırnağından tepeye vurmak, bu koalisyonun neredeyse yeminli
icraat programıydı..
Cemaat medyasında örneğin, tutuklu arkadaşlarını
ziyarete giden subayların nasıl büyük suç işlediklerini ağızlardan tükürükler
sıçratarak, bağırıp çağırarak yapılan “ihbarlar”ın ardından, örneğin kısa süre
sonra, inceleme başlatılıyordu!
Televizyonların gazeteci kılığındaki bazı
kadınları-erkekleri, basbar bağırıyorlardı: Başbuğ tutuklanmalıdır!
Ama hiç biri şöyle demiyordu: Yahu ayıptır, günahtır, bu suçlama büyük
bir haksızlıktır, internet andıcından bütün tutuklu subaylarla birlikte Başbuğ
da tutuksuz yargılanmalıdır!
***
Seyrettikçe, okudukça midemden öğürtüler
yükseliyor. Medya medya olalı, böyle böyle adilik görmemiştir!
Başbuğ internet andıcından sonra 1,5 yıldır
dışarıdaydı... İktidar koalisyonunun saptadığı ve kendilerine en uygun
gördükleri bir zamanlama ile yine büyük bir tatava yarattılar ve Başbuğ’u
tutukladılar!
Genel Kurmay Başkanını “terör örgütü üyeliği”
iddiasıyla tutuklamak, Ordu’da veya ülkede, hiç bir vicdanın kabul edebileceği
bir durum değildir. Ordu terörist örgüt, emir komuta zinciri içindeki imzalar
da terör örgütü üyeleri olarak ilan edilmekte!
Bunun için çok fazla düşündüklerini sanmayın!
***
Hiç bir zaman da “yahu herşeyi herkesi terörist görüyoruz, ayıp etmiyor muyuz”
biçiminde bir vicdan muhasebesi yapmazlar. Olmayan bir şey, muhasebe yapabilir
mi!
Bir de iktidarın kaba kafaları demiyorlar mı,
yazmıyorlar mı ki, “Başbuğun tutumlamasıyla
Türkiye demokrasi yolunda büyük bir adım daha attı!”
Demokraside ileri adım atmayı, tutuklamalara
göre hesap eden kaba kafalara demeliyiz ki..
Demokrasi yolunda daha büyük adımlar atabilmek
ve “tam demokrasi” olabilmek için, sırasıyla, önce bir başbakanın, sonrasında bir de cumhurbaşkanının
tutuklanması mı gerekecek?!
Bu kafalar, Türkiye’nin demokrasi göstergelerinde
neden melez ülke, yarı özgür ülke sınıflarında yer aldığını, basın özgürlüğünde
neden 138.ülke olduğunu araştırsınlar önce!
Ülkede adaletin içine ettiniz! B.. çukuruna
dönüştürdünüz demokrasi ve insan hak ve özgürlükleri ile ilgili ne varsa!
Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne
yapılan başvurular, 2010 yılındaki başvurdu sayısı 6.800 iken, 2011’de nasıl
katlanarak 9.000’e yükseldi..
Türkiye dörtnala koşuyor.. Nereye mi?
Parçalanmışlığa, dinci faşizme, hukuksuzluğa..
Bugünün büyük mağdurlarının, bu haksızlıkları
unutması mümkün mü sizce?
-- 8 Ocak 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder