Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 5 Mayıs Salı, 2020
Halk katılımı ve talebi olmadan bir şey değişmez...
Korona sonrası ne olacak konusunda, ortalık iyimserlikten yıkılıyor. Ben kötümser taraftayım.
Önce, korona halledilebilecek mi, sorusu var. Çözülecekse bu ne kadar sürer? Bakıyorum Eylül’de aşı diye ortalık yıkılıyor. Ekonomi ve ülke liderleri hemen aşıyı ileri sürüyorlar. Durun, piyasaya çıkacak aşı kesin güvenilirliği kesinleşmedikçe, kimse heveslenmesin. Siyasi ve ekonomi liderleri öyle düşünmüyor, milleti aşının altına sürecekler gibi görünüyorlar.
“Acil durum aşısı” olmaz. Önce aşıya, çalışanlarla değil, siyasi ve ekonomi dünyasının önde gelenleriyle başlamak gerekir. Çünkü Domuz gribi salgınında da böyle acil aşı ileri sürülmüş ve sorunlar çıkmıştı. Bu aşı üzerine tartışmaların yeni boyutları gündeme düşüyor henüz.
Demek istediğim daha bir iki yıl bu virüs bizi meşgul edecek ve yaşam ve davranışlar buna göre planlanacak. Bu demektir ki, halk için hayat zorluğunu sürdürecek.
Küreselleşme biter mi?
Korona sonrası her şey değişecek, düşüncesini paylaşanlara bir sorum var: Kimler neyi nasıl değiştirecek? Ülkelerin kendilerini daha korumacı konuma sokacaklarını söylemek, kabul.
Fakat küresel ticaretin ve genişlemenin, küreselleşmenin artık sona ereceğini söylerseniz .unu açıklamanız gerek. Sadece şirketlerin değil, ülkelerin de kendi düzenlerini buna göre ayarladıkları düşünecek olursanız, bu nasıl olacak belli değil. Üretim ölçekleri artık dünyanın tüm piyasalarının düşünülerek yapıldığı dönemden, anlayışından ve üretim biçiminden geri mi dönecekler? Yerini ne alacak?
Küreselleşme vazgeçilecek bir olgu gözükmüyor. Trilyonlarca dolar borcu var ülkelerin. Ve ortalıkta yatırı bekleyen de trilyonlarca dolar! Mali sermaye durmadan yeni borçlar vermek zorunda.
Kim yönetme ve kazanma yetkisini bırakır
Demek istediğim şu: Dünya sistemini elinde tutan, Finans Kapital ve büyük şirketler, ve siyasi karar vericilerin de hepsi de bunların şu veya bu oranda ama temsilcileri.
Dünya sistemini halkın yararına dönüştürmek, o kadar kolay değil, bu sistemden beslenen her türlü iktidar sahibi, ana söz sahibi! Kendi aleyhlerine bir sistem değişikliği isteyeceklerini mi düşüneceğiz?
Sistem değişikliğini ancak milyonlarca insan dayatırsa yağlı kasalardan – ceplerden kendi lehine bazı parçalar kopartarak başlatabilir. Bu da ancak, Finans kapital ve yöneticilerini gerçekten zor durumda bırakacak gelişmelerle olabilir. Yoksa birileri dünya ihtilali mi düşlüyor?!
Benim gündemimde öncelikle dünya sağlık sistemi ve ilaç devleri var.
Pazar yazımda, yerli ilaç şirketlerinin kesinlikle dışarıya devlere satışının yasaklanması görüşü vardı.
Şimdi ise ilk elde dünya sağlık sisteminin, tamamen insanlık yaranına hizmet eden bir yapıya dönüştürülmesi ,bence öncelikle tartışmaya sokulmalı.
Bu şu demek: Sağlık tüm insanlar için en önemli konudur. Bundan istisnasız herkes yararlanmalı.
Tüm dünya için sağlık
Bu şu demek: Herkes için tamamen ücretsiz ulaşılabilir olmalı...
Bu şu demek: Dev ilaç şirketleri dünyanın en kârlı kurumları. Listeye bakıyorum, birinin değeri 218 milyar dolar. Sadece üç ilaçtan geliri yıllık 25 milyar dolar. Öbürü önceki yıl 25 milyar dolar kâr etmiş. Bir başkasının piyasa değeri 222 milyar dolar.
Öncelikle, Korona olayı gösterdi ki dünyanın muazzam bir ortak sağlık fonuna ihtiyacı var. Ortak kaderi paylaşıyoruz düşüncesi, hiç bu kadar kendini kabul ettirmemişti! Sağlıkta öyle mutlak eşitlikler mümkün olmasa da, dünya, sağlığın nimetlerine tüm insanlığın ulaşabileceği bir sistemi öncelikle hayata geçirebilir, yani mesela bunun için mücadele edilebilir.
İlaç şirketleri kazançlarından önemli bir yüzdeyi buraya aktarabilirler. Sağlıktan kazanç sağlayan herkes!
Biraz somut tartışalım. Evet korona sonrası (eğer olacaksa!) değişecek bir şeyler olacak derken büyük değişikleri konuşalım, gerisi sıradan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder