19 Eylül Perşembe 2019 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Madem başladık en nitelikli
bilimsel araştırmalarda ülkemizin durumu ne konusuna, bu kez ülkemizin 70 kadar
üst düzey araştırmalarının fikri odak
yapısına da kısaca göz atalım. Yani bu araştırmalardaki katkımızda ana
fikir, ana yazar, ana yönlendirici bilimci konumunda mıyız, yoksa sadece makale
ortaklarından biri miyiz..
Bir
ön bilgi: Aslında Nature Index’de Türkiye adresli araştırmacıların yer
aldığı makale sayısı 359. Bu makaleler çok uluslu ve çok yazarlı makaleler
oldukları için, ülke ve kurum payları adil bir şekilde oranlanarak, bizim kurumların
payına düşen makale sayısı 70 kadar bulunuyor.
Bu yüksek nitelikli araştırmalarda
bizim üniversitelerin katkısı, payı, etkisi nedir?
Bu da ölçülebiliyor: Bir ölçüde, makalelerdeki
güncel yazar sayısı ile Türkiye adresli yazar sayısını oranlayarak.
Buna göre, sıralamada (salı günkü
yazıma bakınız) ilk 10 üniversitemizin katkıda bulunduğu 70 makalenin de sadece
yaklaşık yüzde 12’si bize ait. Esen Ercan
Alp’in hesabına göre, oysa dünyadaki en iyi üniversitelere bakarsak bu oran %36. Demek ki, bu
eserlerin çoğunun yurt dışı kaynaklı olduğu savında doğruluk payı var. Örneğin
Boğaziçi Üniversitesine bakarsanız, toplam 109 yazarlı makalelerdeki oranı
yüzde 3. Oysa mesela Harvard Üniversitesine baktığınızda bu oran %36’yı
buluyor.
İlk ve son yazar
açısından
Burak Avcı, makalelerdeki ilk ve
son yazarı dikkate alarak (biri araştırmayı yazan, diğeri yöneten) başka bir
değerlendirme yaptı. Bu, makalelerdeki düşünce ağırlığımızı ve kurumun ne kadar
odak olabildiğini göstermesi açısından önemli (Nature Index’de bu yapılmıyor,
Avcı, yazım üzerine, makaleleri tek tek inceleyerek sonuca varıyor, çok
teşekkür!)
Mesela İTÜ’nün verdiğimiz listede makalelerde Nature Index etki değeri %12..
İTÜ’lü yazarların bunlarda fikir odağı etkisi
de yüksek: 11,49.
İkinci sıradaki Bilkentli araştırmacılar da makalelerde etkili: 8,56’ya 7,56
Koç adresli makalelerde
de benzer yazar- fikir etkisini görüyoruz, 5,34’e 5,09.
Ama toplam makalelerde etkisi 5,1 olan ODTÜ’de yazar – fikir etkimiz düşüyor:
3,38
Burak Avcı, bu yöntemi Boğaziçi’ne uyguladığında, Nature
Index’teki 4,55 etki değeri, ilk ve son yazar açısından değerlendirildiğinde
2,7’ye düşüyor.
Kaymak tabaka, peki diğerleri?
Madem İTÜ başta, biraz daha ayrıntılı
baktı Burak: İTÜ’lü yazarların adı geçen 112 makaledeki etkisi 12,54 ve
makalelerdeki fikri odağı gösteren ilk son yazarlar açısından ise yüzde 11,49
dedik ya, öne çıkan bazı isimler var, onlara selam gönderelim:
İTÜ'nun puanına büyük katkıyı yapan,
polimer kimyasında yüksek değerli yayınlar yapan Yusuf Yağcı (bulunduğu makalelerde yüzde 90 üzerinde odak isim).
Ayrıca yer bilimlerinde bir kaç yıl önce Kopenhag’dan İTÜ’ye transfer olan Hans Thybo da İTÜ’ye yukarıya taşıyan
isimler arasında.
Unutmadan belirteyim. Bu Index’te insani
bilimler yok, sadece fen bilimleri var: Fizik, Kimya, Çevre ve Yerbilimleri,
Yaşam bilimleri.
İTÜ’lülerin bulunduğu 112 makalenin
91’inde fizikçiler var (etkileri 3,96/ 3,3). Çevre ve yerbilimlerinde 11
makaleye katılım var (2,1/ 1,82), Kimya’da 9 makale (6,48/ 6,37) ve yaşam
bilimlerinden 1 makale (0,2/ 0)
Bu kadarcık mı?!
Evet bu soruyu sormakta haklıyız. Bu
kadarcık. Yani Index’in üst sıralarında yer alan kurumlarımızda bir kaç kaymak
tabaka diyebileceğimiz odaklar, yüksek nitelikli araştırmalarda öne çıkıyorlar
ve kurumlarını taşıyorlar.
Yüksek nitelikli araştırmalarda dünya bilimine katkımız yüzde 1; Ercan Alp ne
yapalım da bunu yüzde 1’e doğru harekete geçirelim, diye soruyor. Evet ne yapmalıyız?.
Para, kaynak şüphesiz ki önemli.. Ama
tek de bu değil..
Tabii, tüm bu temel bilimler
makalelerinden, fikri mülkiyet- patent doğuracak ne var diye sormayalım. Bu
başka bir konu.
Bu diziye mektuplar yazılar var,
gerisini HBT dergisine havale ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder