17
Eylül 2018 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Orhan Bursalı
Diyanet
İşleri Başkanı Erbaş’ın dünkü
yazımda belirttiğim, “Üniversite ile medreseler birlikte çalışmalı” sözlerinin
Türkiye Cumhuriyeti’nde resmi bir karşılığı olabilir mi? İlahiyat
fakültelerinin füze gibi tırmanmasına bakacak olursak, şüphesiz, üniversitelere
monte edilmiş “modern medreseler” görmekte bir yanlışlık yok. Amacı aşan sayıda,
105 adet fakülte ve öğrenci kapasiteleri 16 bin civarında.
Bu,
toplumun ve eğitimin kurumsal olarak medreseleştirilmesinin bir işareti.. Çünkü
bu fakültelerin “çağımızın bilim” kavram ve konseptiyle hiç bir bir ilişkisi
bulunmuyor. Bu modern medreselerden, İslam’a evrensel ve tarihsel katkıda
bulunan, çağımızın ve ülkemizin ihtiyacı olacak yeni bir yorumla sivrilen bir
“ilahiyatçı” çıkmamıştır...
Mezunlar
genellikle devletin ve toplumun da medreseleştirilmesine katkıda bulunuyorlar..
Osmanlıyı medrese batırdı
Herkese Bilim Teknoloji (HBT) dergisindeki haftalık yazılarında, Doğan Kuban hoca Osmanlıdan bize kalan
en büyük mirasın cehalet, örgütlü cehalet olduğunu sık vurgular. Çünkü
Osmanlının medrese eğitim sisteminin Batıda açan çağdaşlık çiçekleriyle ilgisi
sıfırdı.
Kuban hoca HBT’nin 120. Sayısında “Meşrutiyet Aydınları ve Ziya Paşa” başlıklı
yazısında, Ziya Paşa’nın Osmanlı medreselerini anlatan bir yazısından bahseder.
Kuban’ın
yazısından özetliyorum: 1867’de yazdığı bu rapor Fatih’in kurduğu medreselerden 400 yıl sonra medreselerin öğretim
ortamını anlatır. Bu okulların en önemli handikapı öğretimin Arapça olmasıydı. Arapça öğretimin temeli
de Kuran ezberletmekti. Londra’da yayınlanan Hürriyet gazetesinin raporunda, Eski öğretim programında öğrenciler
13 yılda doğru dürüst Arapça öğrenemiyorlardı. Ziya Paşa, II . Abdülhamid’in
medreseleri bir kat daha geriye sevk ettiğini belirtir; padişahın, medrese öğretimini düzeltilmesini isteyenleri hıyanet ve
cinayetle suçladığını da yazar.
Medreseden yetişen kim var
Kuban’ın
yazısından devam: “O. Ergin ‘Türkiye
Maarif Tarihinde Medreseler hiç kimseyi yetiştirmemiştir’ der ve Molla Hüsrev, İbn-i Kemal, Ebussuut,
Müstakimzade Cevdet Paşa, Gelenbevi İsmail Efendi gibi beş asırda yetişmiş bir
kaç kişinin harcandığını yazar. Bizim kuşak döneminde Evliya Çelebi ve Katip Çelebi dışında okuyabildiğimiz bir Osmanlı
Çağı yapıtı da yoktu. Bir Osmanlı filozofunu, matematikçisini kimse tanımıyor.
“Abbasilerin
Dar-ül-Hikma’sının benzeri bir çeviri
etkinliği, dünya bilim tarihinde Farabi
gibi filozoflar, İbn-i Sina (Avicenna)
gibi bir filozof ve tıp uzmanı, Harezmi
gibi bir matematikçi, Hayyam gibi bir
şair ve matematikçiyi, Osmanlı toplumu 500 yılda yetiştirmemiştir.
“İbn
Batuta gibi bir gezgin coğrafyacı yetiştirmedik. Osmanlı Devletinin haritası
bile olmadı. İstanbul’un planını 19. yüzyılda Fransızlar yaptılar. Osmanlı uygarlığı,
Bizans teknolojisi ve zanaatkarlığı, İslam’ın Arapça ifade edilen akideleri, Cahillik,
Türklüğü dışlamak (Etrak-ı bi-idrak) tutumudur.”
Tek önemli karar
“Bu
politika ile Osmanlı çağının sonuna kadar gelindi. Fakat Matbaa yokluğu, bilim
ve matematik yokluğu, Arapça öğrenmek yolunda harcanan gençlik, Osmanlı kültürü
oldu. Arapça hastalığı, Osmanlı kültürünün gelişmesini engelledi.. Osmanlı döneminin
bugüne bıraktığı ve dünya literatüründe yeri olan tek bir yapıt yoktur.
“Biz,
Osmanlı tarihini çağdaş bir tarafsızlıkla yeniden değerlendirmek” zorundayız. Osmanlı
devletinin öngörü içeren tek kararı,
ordunun erken başlayan Avrupai eğitimi ve bu eğitimin Kurtuluş Savaşı ile vatanı
kurtarması ve ülkeye sunduğu dâhi generaldir. İslam dünyası tümüyle sömürge iken
Türkiye laik bir cumhuriyetti.”
Öğretim iflası
Türkiye
bugün çağdaş eğitimde nal topluyor. Eğitim sistemi felaket. YÖK'ün son üniversite giriş sınav sonuçlarına ilişkin açıklamalarına
göre öğrenciler girdikleri sınavda başarı ortalamalı şöyle:
Türk
Dili’nde 24 soruya verdikleri doğru yanıtın ortalaması 4.7!
Tarihte 10’da 1,5.
Felsefede
12 soruda 2.
Matematikte 40 soruda 3.9.
Fizikte 14’te 0.40.
Kimyada
13’te 1.1.
Biyolojide 13 soruda
doğru yanıt ortalaması 1.6.
Coğrafya 11 soruda 2,8 doğru
Din Ahlak 6 soruda 2
Durum
böyle iken Diyanetin başı neler öneriyor.
Hey, batmış durumdayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder