18
Eylül 2018 Salı / Bilim ve Siyaset,
Orhan Bursalı
“Faytonlar çalışmasın, atlara bu işkenceler
sona ersin..” Pazar günü adada taa İzmir’in bir kasabasından gelenlerin de
katıldığı söylenen örgütlü bir gösteri yapıldı. Cumhuriyet’in birinci
sayfasında fotoğrafı ve haberi vardı. Özellikle Büyükada’da atların yaşam ve
çalışma koşullarının genellikle bir rezalet olduğunu biliyoruz. Atlar, üç beş
kuruş daha fazla kazanmak uğruna pek çok faytoncu tarafından vahşice
kullanılıyor. Çok sayıda at kötü koşullar nedeniyle ölüyor.
Bu durumu
körükleyen son yıllardaki bir gelişme, özellikle Ortadoğu turistlerin fayton
talebi. Bazen bir kaç saat fayton gelsin de binelim kuyruklarında bekliyorlar.
Turist olunca akan sular duruyor. Bir büyük tur 100 TL mi ne, veya ona yakın.
Fazla tur yapalım çok para kazanalım hırsının doruk yaptığını da kabul edin.
Buna karşı
adalıların yaptığı toplantıların haddi hesabı yok. Ulaşım, faytonlar tamamen
Büyükşehir’in yetki alanı. Adalıların isteklerine Büyükşehir’in kulak verdiğini
sanmayın.
Elektrikli fayton yutturmacası
Atların
dinlenmeleri, çalışma saat ve koşulları tamamen faytoncunun insafına kalmış.
İyi bakanı seveni, okşayanı, hürmet edeni de var, tekmeleyeni öne çıkmak için
dehleyeni yarışa kalkanı da. İşin ilginci, atların nasıl ne süre kullanılacağı
kayıt altına alınmış olmasına rağmen, Büyükşehir zerre kadar ilgilenmiyor.
Bu durum, haklı bir
tepki doğuruyor. Gösteriler falan.
Faytonların yerine
ileri sürülen ise “elektrikli fayton”.
Bu işin vitrini, elektrikli faytonmuş. Biraz fayton süsü verilmiş elektrikli
büyük arabalar, adaya “taşıma- toplum taşıma” aracı yutturmasıyla sokulmaya
çalışılıyor. Bunları üreten her halde bir- iki şirket vardır, ve arka planda bu
şirketler çalışıyor.
Aslında adalara
benzinli arabalar sokulmak ve adaların özgün yapısı hallaç pamuğu gibi atılarak
yerle bir edilmek isteniyor. Elektrikli büyük arabalar bunun ön peşrevi..
Adalara İstanbul kıyımı planları
Biraz daha ötesine
gidelim: Adalar İstanbul’daki 10 yıldır süren, “kentsel dönüşüm” adıyla
yutturulan büyük yağmanın dışında kaldı. Gördüğümüz kadar, İstanbul’un içine
eden kentsel dönüşüm ucubeliği, şimdi de, atlara yapılan kötü muamele vesile
edilerek, “elektrikli fayton”a geçiş süreci ile adalara getirilmek isteniyor.
Çok sayıda
faytoncu, fayton yerine kendilerine yapılan “elektrikli büyük araba” önerisini
kabul etmiş durumda.
Ada caddeleri şimdi
elektrikli büyük araba yarılarına sahne olacak.. Bu arabalar fazla hız
yapamayan güvensiz araçlar oldukları için de kazalara, mal kaybı umurumda
değil, ama daha fazla can kayıplarına neden olacak.
Yassı ve Sivri adaları kaybettik, sıra..
Adalarda tonla satılık
ev var ve müşteri yok.
Adalar
İstanbul’daki kıyımın bir parçası yapılıp da, arabaları soktun mu içeri bakın
bakalım, nasıl değişiyor her şey.
Karşımızda Yassıada hiç bir şey anlatmıyor mu?
Şimdi de Sivriada’yı betona çevireceklerini
söylemiyorlar mı?
Atlar’ı koruyalım,
evet tabii ki, ama tüm bu iktidar desteklerinin ardında kaybedilen iki adamız
var.
“At gözlüklü” bakış
bunları görmez
Dışarıdan dayatmalar
Adaya, adalılara
dışarıdan dayatılmak istenen “büyük elektrikli arabalar”la bir yaşam biçimi,
adalı olmayanlara ait olsun. Güle güle kendi mahallelerinde, ilçelerinde,
köylerinde kullanabilirler. Bu seçim haklarına karışılmaz.
Adada toplu
ulaşımın nasıl sağlanacağına, adaların özgün yapısı nedeniyle, adalıların
kendilerinin karar vermesi gerekir.
Bunun, herkese bir
elektrikli araba yerine, toplu taşıma aracı olması birinci derecede önemli.
Ben “raylı sistem”
demiştim, tartışma ve eleştirilere neden oldu.
Ama kullanılan
başka araçlar var: Lastikli tırtıllar. Ucuca eklenen, iki kişinin yan yana oturabileceği,
birbirine ekli bölümlerden oluşan, yüksekliği az, sevimli, rengârenk sevimli tırtıllar..
Ve bunları da ada belediyesi işletmeli, çalıştırmalı.
Adalılar
tartışmalı, ama şu vizyonla: Adaları “kentsel dönüşüme” götürecek tüm önerilere
hayır. Adaları İstanbul’un bir parçası yapacak tüm önerilere hayır..
Araba türü her
şeye, ister elektrikli ister benzinli her şeye hayır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder