SAYFALAR

28 Temmuz 2018 Cumartesi

Cumhuriyet tarihinin en büyük mirasyedisi


26 Temmuz 2018 Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Pazar gününden itibaren üç gün CHP analizi yapacağım, bugün ise iktidarın tam da beklendiği gibi ekonomiyi çökertmesi üzerine bir kaç söz.. muhalefetin sustuğu noktada yazmalı..
“Biz yaptık sen yapma” noktasına geldi iktidar dış dünyaya karşı. Ekonomiden sorumlu bakan güvence üzerine güvence veriyor “Merkez bankasına karışmayacağız...” Bankalar mevduata yüzde 20 faize dayandı. Nerede “Faiz lobisi bizi batıramayacak” diye fetva verenler?
450 milyar dolar kadar ülkenin dış borcu var. Dünya gelirinize giderinize, üretim gücünüze bakıyor. Ve para kazanıp bu borçları ödeyemezsiniz hesabını yapıyor; her alanda notunuzu kırıyor. Bankaların batık kredilerini görüyor. İflas noktasına geriliyorsunuz.
Biz bu filmleri sizden önce 18 kez gördük ve yaşadık (krizlerin ve İMF yönetimleri sayısı). Farkınız yok!
TV’lerde ekonominin batmasını konuşmak yasak. Hemen telefonlar, Vatana ihanet kapsamına bile sokarlar insanı. En iyisi CHP ve İyi Parti içindeki krizleri konuşmak. Beştepe’nin programı. Oysa dolar için yılsonuna kadar kötü kötü tahminler var, yüksek faiz ve enflasyon sarmalında millet ayvayı yiyecek. İktidar, yani Beştepe ise istediği gibi harcamaya devam edecek..

İktidar, yiyip bitiriyor!

 “Bu ekonomi politikanızla geleceğiniz yok, ülkeyi çökertirsiniz”, yazdığımız buydu kaç yıldır. Yaldızlı hikayeler yazıldı; AKP’nin ekonomik mucize masalları anlatıldı durmadan.. 2002 öncesi ekonomik yapı neyse, yaşadığımız krizlerin ve İMF denetimi altına girmemizin nedenleri neyse, aynısını yaşıyoruz.
Bir makine üretici lideri, geçenlerde burada yazdığım göstergeleri anımsatıyordu: “Sanayimizin toplam mal ve hizmet içindeki payınız yüzde 16. Üstelik sanayimizin yüzde 71’i orta ve düşük teknolojik yapıda, yani katma değer üretimi az.”
Ülkenin kaderini değiştirecek hiç bir şey yapmadınız. İhracat rekoru palavralarının altında, daha büyük ithalat rekorlarının yattığını gizleyip durdunuz.
Tam bir mirasyedisiniz. Yediğiniz miras, dış borç ederi ve Türkiye cumhuriyeti hükümetlerinin yaratıp da size emanet ettiği 70 milyar dolarlık bu milletin fabrikası, malı mülkü. Cumhuriyetin yarattığı bu değerleri iktidarınıza katık yaptınız. Bir de hiç yüzünüz kızarmadan “bizden önce bu ülkede dikili ağacınız mı vardı”, dediniz.
Ve hiç bir muhalefet de aylar süren kampanyalarla bunu yüzünüze vurmadı, millet içinde büyük bir bilgilendirme - aydınlatma seferberliği yürütmedi. Bol bol cak cak.

11 binden 9 bin dolara düşüş
 Ne olacak demeyin. Beştepe sendikalar dahil tüm kuruluşları denetimi altına aldı. Ücretler bastırılacak, enflasyona ücretliler ezdirilecek ve oradan “tasarruflarla” krizi atlatmaya çalışacaklar.
Görünür gelecekte asla 2003- 2012 arası para bolluğu olmayacak dünyada. Alacağınız para pahalı olacak. Rekabet için daha düşük fiyatlarla ihracat yapacaksınız. Adam başına milli gelir 11 bin dolardan 9 bin dolara geriledi. Yani orta ve alt kesimler daha yoksullaşacak.
İşsizlik artacak, ekonomi, özellikle turizm, Nepal’den Endonezya’dan çok düşük ücretlerle binlerce işçi getiriyor. Yurttaşların ücretleri baskılanıyor. Suriyeliler aynı görevi görüyor. Ekonomi rekabet etmek ve para kazanmak için düşük fiyattan emeğe muhtaç.
Bugün yerli işgücü hayır diyor ama yarın o da evet diyecek.

BOZKURT GÜVENÇ’ten iki not:  
1) 92’likler üzerine yazınız üzerine, tanıdık tanımadık pek çok okurdan kutlama aldım. Sanırım İTÜ’de iyi eğitim kadar, bu üç kişinin CUMHURİYETİN İLK KUŞAGINDAN OLMASI ve o yıllardaki Ortaöğretim reformu bunda etkili oldu.
2) Herkese Bilim Teknoloji dergisindeki “Neden bugün hala Aristo Okumalıyız” ve “Bilim yapmak zengin işi mi yoksul işi mi?” yazıları çarpıcı. a) Günümüzdeki çöküşü Aristo’dan daha doğru yorumlayan biri var mı? Aristo metafizikteki erişilmez yerini koruyor. b) Bilim konusunda öteki ülke raporları anlamlı ve değerli. Türkiye’de Akademik kadroların orta sınıftan geldiği doğru, çünkü Cumhuriyetin fırsat eşitliği artık geçerli değil, yoksullardan yükseliş az ve zor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder