SAYFALAR

5 Mayıs 2018 Cumartesi

“Başka lider mi var” yalanı ve İttifak

3 Mayıs 2018 Perşembe /  Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet  

AKP seçim sistemini kendi yararına ayarladı, ne AKP Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1’e ulaşabiliyor, ne de MHP tek başına yüzde 10 barajını aşıp Meclis’e girebiliyordu.. Seçim sistemini değiştirerek güçlerini birleştirdiler, amaçları RTE’nin Başkan seçilmesini ve MHP’nin Meclis’e girmesini sağlamak. 
Birincisi garanti değil, ama ikincisi gerçekleşecek.
Önce, siz de ittifak yapın ve küçük partiler de Meclis’e girsin, dediler..
Dörtlü ittifak gerçekleşince de bu kez “dört uyuşmaz bir araya geldi.. sosyolojileri tamamen birbirinden ayrı dört partinin bir araya gelmesi normal değil..” demeye başladılar.
Belli ki böyle bir ittifakın gerçekleşebileceğine fazla olasılık tanımıyorlardı. Gerçekleşince de, bu kez paniklediler..
Nedeni, bu ittifakın Meclis’te milletvekili çoğunluğunu ele geçirme olasılığının mümkün hale gelmesi.

Meclis önem kazanıyor

Eğer 401 milletvekiline ulaşırlarsa, ve ittifak fikir birliğinde olursa, Başkan hakkında soruşturma bile açabilecek kararlar alabilir.
En önemlisi, Başkan’ın (kim seçilirse seçilsin) istediği yasayı istediği gibi çıkarma olasılığını yitirmesi ve Meclis’in, Başkanın Noteri gibi davranmayacak olması.
Böylece Meclis, 301 muhalif çoğunluğa ulaşırsa eğer, ciddi bir denetleme ve denge kurma yetkisini ele geçirmiş olacak.
Bu durumda bazı AKP’liler çığlık çığlığa: Çoğunluğu ele geçirip süreci tıkamak ve Başkan’ın elini kolunu bağlamak, Meclis’ten yasa çıkartamaz hale getirmek istiyorlar!
Niye tıkansın? Meclis bu durumda Başkan’ı dizginleyebilecek, dengeleyebilecek ve uzlaşıya zorlayacak. Millet iradesi çift yetkili (Başkan ve Meclis) olarak ortaya çıkıyorsa, Başkan’ın “tüm yetkileri ele geçirememesi” durumunda ağlayıp sızlanmanız, diktatörlük heveslerinize set çekilebileceğini içindir.

AKP’nin yeni propagandası

Dörtlü ittifakın, Başkanlık seçimi ikinci tura kalırsa, var güçleriyle en çok oyu alan muhalefet adayına (İYİ Parti veya CHP) ne kadar destek verecekleri, parti merkezleri desteklese bile seçmenlerinin ne kadarının destekleyeceği bilinmez. 
AKP’liler “mesela Saadet Partililer asla bir CHP adayına oy vermezler, gider RTE’a verirler” diyerek şimdiden Saadetçilerin kafasını yıkamaya başladı.
Dörtlü ittifakı sağlam temellere bağlayacak yolları geliştirmek gerekir.
Bu amaçla yarın açıklanacak “ilkeler bütünlüğü” önem kazanıyor.
Türkiye için yeniden ve ciddi bir yapılanma ve bu yapılanmada önemli rol alma hedefleri varsa, AKP karşısında ilkeleri gerçekleştirme yolunda mümkün olduğunca bir arada durmaları gerekir.

“RTE’den başka lider yok” yalanı

Şu ilkeler bakın: Adalet, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, barış vb...
Hepsi, ülkeyi ayağa kaldıracak ve bu milletin hak ettiği saygınlığa yeniden kavuşmasını sağlayacak ilkeler..
Başkanlık seçimi için de hepsi var güçleriyle bir arada kalırlarsa, ortak bir ülke yönetimini gerçekleştirme şansını de ellerinde tutarlar.
Dört parti ve seçmenlerinin önündeki soru şudur: İktidarı istiyor musunuz? Ortak bir yönetimle ülkeyi esenliğe çıkartmak istiyor musunuz?
O halde ittifak seçmenlerinin yok ona vermem buna veririmgibi, iktidar istemeyen ve AKP vb’nin sürmesine yarayacak düşüncelerden de sıyrılması gerekecek.
Unutmayın, kazanırlarsa partiler, doğrudan başkan ve yardımcılıklarını ilkeler çerçevesinde sahiplenecekler ve gerçek bir koalisyonla ülkeyi cendereden çıkartacaklar.
Tüm diktatörlerin topluma pompalamaya çalıştığı “ülkeyi yönetecek ve rüştünü kanıtlamış tek lider var, başka kimse yok” propagandasının esiri kimse olmamalı, hatta meydanlarda çürütülmeli..

Yeni bir HDP güç katar

Dörtlü ittifaka HDP de katılmalıydı. Burada korkular ön plana çıktı.. İktidarın HDP’yi yine terörle ilişkilendirip bu eksende seçimlerde büyük bir kutuplaşma yaratarak, kaybedeceği seçmenleri yanına çekme politikasını apartta bekletiyor olması, bunu mümkün kılmadı gözüküyor.
Politikanın böyle etik olmayan –ahlaksız– ciddi bir yüzü var.
Fakat HDP’nin yüzde 10 barajını aşarak Meclis’e mutlaka girmesi için seçmenin desteğini esirgemeyeceği de açık. 
HDP şüphesiz ki politikalarını yenilemesi durumunda, Türkiye’nin demokratikleşmesinde ciddi bir güç olacaktır.
Bunu yapar mı, nasıl yapar, ciddi bir süreç...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder