1 Mayıs 2018 Salı / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
“Milletin belini bükmek gerekiyorsa onu da biz yaparız...”
Önce Emeğin Bayramı1 Mayıs kutlu olsun. Taksim’de kutlayacağımız zamanın bir an önce gelmesi dileklerimle... Emeğin Bayramı herkesin bayramı.. Ücretli çalışan herkesin. Kutlamak, “şirketim var ama ben de ücret alıyorum, çok fazla emek harcıyorum” diyen tüm patronlara da açık şüphesiz ki !
Gelelim yazıya..
***
Tartışıyoruz, Türkiye’nin hem dış politikada yalnızlaştığını ve düşman sayısını arttırdığını söylüyoruz, hem de ekonominin batmakta olduğuna ilişkin somut verileri sıralıyoruz.
Karşımızda iktidarı savunan gazeteci vb var.. Diyoruz ki:
Dolar, Avro uçuyor..
Ekonomi, 7 yıldır kişi başı gelir 10 bin dolarda çakılıp kalmış durumda..
Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü zaten 20 yıl önce de ilk 20 ülke arasına giriyordu..
Türkiye dünyanın en kırılgan ekonomilerinin tepesine oturdu.
Gelir eşitsizliği en büyük ülke konumunda OECD ülkeleri arasında..
İşsizlik aldı başını gidiyor, gençler arasında yüzde 27..
Enflasyona karşı gerçek gelirler sürekli geriliyor..
Ülkenin borcu 450 milyar dolar..
Say babam say.. Sadece bu köşeyi değil, beş köşeyi doldurabiliriz.
Kemerleri bağlayın lütfen!
Gelen yanıtı merak eder misiniz, sıkı tutunun:
Tüm bu kötü tabloyu da düzeltecek olan Cumhurbaşkanı ve AKP hükümetidir, bu nedenle yeniden seçilmelidir..
Dünkü yazımı anımsadım: AKP lideri RTE, Beştepe’deki RTE’ye karşı...
Reis, adalet de, özgürlük de, insan hakları da vadediyor ya!
Adalet, özgürlük, demokrasi mi.. 17 yıldır elinizi tutan mı vardı..
17 yıldır sanki iktidarda değillermiş, adaletsizliklere, özgürsüzlüğe, temel hakların budanmasına sanki “başka iktidar” yol açmış gibi..
Yoksa gerçekten de iktidarda başka birileri oturuyor olabilir mi.. Eğer öyleyse vitrindekileri kötü şeyler için kullanıyor demektir..
Şimdi yandaşları Reis adına “bozulan ekonomiyi de o düzeltecek, zaten başka seçenek de yok, kim yapacak, muhalefet mi?” diyor ekranlarda..
Bu ülkeyi sahipsiz mi sanıyordunuz ey muhalefet! Ne olacak bu ülkenin hali diye sızlanacağınıza, şükür sahipsiz değilmişizdiye ellerine sarılın!
65 + 30 milyar$ daha
Bu ülke 95 yıl önce kuruldu ve sözel olarak müptelası olduğunuz “İslam Dünyası”ndan ayrışmasıyla, bugünkü konumuna ulaştı, parlamenter rejime geçerek sizlerin iktidara gelmesinin yolunu açtı.
Sizden önceki Cumhuriyet yönetimlerinin ülke adına, millet adına biriktirdiklerini, yarattıklarını satarak, yiyerek, tüketerek, iktidarınıza finansal payanda yaparak ayakta duruyorsunuz!
65 milyar dolara yakın, sattıklarınızın toplamı.
Ve milletin mal varlıklarından 30 milyar dolarlık bir satış listesi dahayaptığınız söyleniyor.
“Komünizm gerekiyorsa..”
Seçimler sonrası için “bir ekonomik ve mali enkaz” kalacak diyor bilenler. Seçim öncesi cicim aylarını, seçim sonrası zam ve kemer sıkma felaketleri izleyecek.
Yani muhataplar ellerindeki reçeteyi söylüyor. Milletin belini bükecekler.
Özetle diyorlar ki, milletin belini bükmek gerekirse onu da biz yaparız, başkası değil.. Tıpkı öncüllerinin “komünizm gerekiyorsa onu da biz yaparız..” kafası gibi.
Zaten, CHP’ye “bir programları mı var, doğru dürüst bir muhalefet bile yapamıyorlar..” gibi ucube saldırılarının arkasında da, iktidarı asla terk etmeme düşüncesi var.
Çünkü onlar için iktidar, yağla bal...
Aldım- verdim..
İktidarın nasıl RTE’ye endeksli olduğunu, RTE’yi desteklemenin “özgül ağırlık” sahipliği, karşı çıkmanın “hazin final”e denk geldiğini Abdülkadir Selvi’nin dünkü yazısından okuyoruz:
"Abdullah Gül hazin bir final yaparken, Bülent Arınç vefalı bir adam olduğunu gösterdi. Böylece özgül ağırlığını korudu...Abdullah Bey’in silueti AK Parti’yi terk ederken, Bülent Arınç güçlü bir dönüş yapıyor."
Arınç’a “özgül ağırlığını” veren de geri alan da kimmiş öğreniyoruz..
***
Komik bir ülke, komik insanlar, komik siyaset ve yorumcular ve komik tiyatrolar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder