SAYFALAR

29 Mart 2018 Perşembe

İktidarın medya ile savaşı neden ve niçin başlamıştı?

26 Mart 2018 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Dünkü yazımın sonunda Kaç sahte seçmen yazabilirler, anonsunu yapmıştım, fakat bir süredir ayıklamakta olduğum eski gazete kupürlerinde dün 2008-2009 yıllarına at olanları tararken bir hazinenin içine düştüm. İktidarın medyaya ilksavaş açtığı yıllar. Doğan Holding’e kesilen 6,8 milyar liralık Maliye Bakanlığı vergi – cezalarıyla ilgili haberler (2009). Ve 2008’de iktidarın yolsuzlukları ile ilgili Hürriyet, Milliyet, Vatan, Cumhuriyet vb gazetelerinde sayfalar dolusu yolsuzluk haberleri.
Ve o zamanki başbakanın gazetelere açtığı savaş, millete şu gazeteleri satın almayın çağrıları..
Mesela Deniz Feneri davası. Milliyet: Sanıklar bağışları zimmetine geçirdi, önemli bir kısmı Türkiye’ye gönderildi, gemi – arsa alındı, şirket kuruldu! Vatan: Fener’ Türkiye bağlantıları tek tek buharlaşıyor. Cumhuriyet: Deniz Feneri ile ilgili sorulara sinirlenen (o zamanlar başbakana soru sorlabliyordu demek..) gazetecileri azarladı..

Bir gecede olanlar
Cumhuriyet: Bir gecede zengin olanlar, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları.. Kardeşi FETÖ terör örgütünün askeri darbesine karışan, o zaman Sakarya Milletvekili v AKP Gn. Bşk. Yardımcısı Şaban Dişli konusunda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı belgeler..
Kılıçdaroğlu’nun yine Fırat le yaptığı TV programında yolsuzluklarını açıklaması.. İstanbul Silivri E 5 karayolu üzerindeki araziye imar değişikilği yapılması karşılığında ‘1 milyon dolarlık rüşvetin protokolü’..  Gaziantep belediyesinin ucuza satın aldığı fıstık arazilerini sattığı partili iş adamına, hemen arkasından imar değişikliği ile kazandırdığı milyonlar (30.9.08)
Taha Akyol’un Milliyet’te  İslam Kesim ve Yolsuzluk yazısı..  Ali Bulaç’ın  maalesef çok sayıda yolsuzluk var, açıklaması..
Taaa 2006, 24 Aralık, Cumhuriyet) : AKP’den ihraç edilen Hatay milletvekili Fuat Geçen’den hükümete suçlama: Yolsuzluklara göz yumuyorlar. Yine aynı yıl Merkez Bankası Bşk Durmuş Yılmaz: belediyeler şeffaf değil, uyarısı.

“Su uyur soygun uyumaz”
2008: Hükümet Kamu ihale Kanunu’nda değişiklik yapıyor ve Kamu hale Kurumunun denetleme ve inceleme yetkilerini tırpanlıyor. Nedenini o zamanki Başkan:  ihale iktidar yakınına gidiyor diye 103 şikayeti ben yaptım.. Artık yetkim yok” açıklaması... Sağlık Bakanlığında Başmüfettiş Atılay Ergüven’in yolsuzluk artıyor açıklaması üzerine görevinden alınması ve sayman yapılması... Gül Cumhurbaşkanlığına  geldikten sonra, Sezer zamanında Devlet Denetleme Kurulu’nun  hazırladığı raporların ortadan kaybettirilmesi.
Yazarların yolsuzluk yazıları.. Metin Münir: “Su uyur soygun uyumaz.”
Ortalık yolsuzluk haberleriyle yıkılıyor ve AKP rahatsız oluyor. Başbakanın bu gazeteleri evlerinize sokmayın veryansınlarına, mesela Aydın Doğan, “Başbakan  özgür basın ile iftihar etmeli, açıklaması yapıyordu: “Türkiye’de demokrasi olacaksa, siyasi partiler ve bağımsız yayın organları olacak.. Başbakan bizi rakip olarak değil, demokrasinin unsurları olarak görmeli..” (Milliyet, 19 Eylül 2008).
Yaaa, öyle mi!
Hey gidi günler!
Ama bu kadar değil, bakın neler olmuştu bundan sonra... Yarın..

 “SEÇİMLERDE PARMAK BOYASI GERİ GELSİN”
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Ali Özcan, seçimlerde çıkmayan parmak boyasının geri gelmesi için TBMM’ye kanun teklifi verdi. Bir kişinin birden fazla sandıkta oy kullanarak hile yapmasının önüne geçmesi için bu uygulamanın şart olduğunu savunan Özcan, özellikle AKP ve MHP’nin ortaklaşa getirdikleri ittifak düzenlemesi ile seçim güvenliğinin ortadan kalktığını savundu.
Şu gerekçeyi de belirtti:
“Aynı binada oturan seçmenlerin farklı sandıklara dağıtılmasını sağlayan yeni düzenlemede seçmenlerin sahte oy kullanımını denetlemesinin imkânsız hale gelecek.. Seçim sistemimizle ilgili pek çok haksız düzenleme getirdiler.
“Bunlardan biri de seçmenin kendi binasında tanımadığı kişilerin seçmen listesinde olması halinde itiraz hakkı vardı. Şimdi sandıkları karıştırarak bu hakkı ortadan kaldıracaklar. Bu durumda eski usul parmak boyama sistemi ile bir kişinin birden fazla sandıkta oy kullanmasının önüne geçilmesi şarttır. Başka da bir yolu yoktur. Eğer AKP ve MHP, seçim güvenliği konusunda samimilerse kanun teklifimi hemen kabul edeceklerdir.”

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder