25 Mart 2018 Pazar / Bilim ve
Siyaset, Cumhuriyet
Bir zamanlar orada çalışan bazıları da
“dik duramadı, bizi atmayacaktı, şimdi unun acısı çıkıyor” vb gibi yazılar
döşeniyor.
Bunların hepsi yanlış bakışlar.
Bir iktidar tetikçisinin –en ünlüsü– kendi kafasına göre düzenlediği atılacakların
listesine bakarlarsa, belki farklı düşünürler.
Çok geriye, Hürriyet’i yönetenlerin
siyasetin göbeğinde hükümet politikaları yaptıkları döneme gitmeyeceğim ve bunu
tartışmayacağım. Çünkü 10 yıldır bunun hiç bir anlamı yok.
Hürriyet, ister beğenin ister beğenmeyin,
yine de milletin ortak vicdanını temsil ediyordu ve AKP’li seçmenin bile
okuduğu gazeteydi. Sol’un vicdanından bahsetmiyorum!
Daima kontrol
İktidarın özellikle 12 yıldır, kamuoyunda
etkili olacak farklı görüşleri tartışacak, kanaatler yayacak, ama en azından
yaşanan olaylara nesnel bakacak ve haberi izleyecek ana akım dediğimiz büyük
medya organlarını kontrol altında tutma politikası izlemektedir.
Hürriyet, Doğan Medya grubu, kontrol
isteğinde hep başta gelmiştir.
Ana akım medyayı kontrol altına operasyonu
ilk Sabah –ATV medyasın yapılmıştı. 2007 yılında Ciner Holding’de olan bu
medyaya TMSF el koymuş ve 2008’de iktidara yakın büyük patronlara önce Çalık’a,
bu grubun medyadan çıkmasıyla, Kalyon grubuna , cengiz Grubuna satılmıştı.
Sonra havuz büyümüş iktidarla iş tutan iş adamları Sabah- ATV gibi durmadan
kaynak tüketen havuzu doldurmakla görevlendirilmişlerdi.
Tabii bu patronların iktidardan milyarlık
ihaleleri aldıklarını anımsatmaya gerek yok. Daha sonra havuza irili ufaklı
Star vb gibi gazeteler ve televizyonlar katıldı. Ama iktidarın gözü hiç
doymadı. NTV ılımanlaştırıldı. Diğer ana akımdan sayılacak medyaların da kendi
başına bırakıldığını sanmayın.
6,8 milyar TL’lik vergi
operasyonu
Sabah- ATV’ye operasyonlarından sonra
2009’da, bu kez bir mali operasyon Doğan Grubuna yapıldı ve 6,8 milyar lira (o
zamanki kurla 4,5 milyar $) vergi cezası çıkartıldı. (Bugün ise grup şirketleri
1,2 milyar dolara satıldı, düşünün artık).Bu açıkça medyadan çık ver kurtul operasyonuydu. En sonunda Doğan Grubu 1
milyar TL’ye yakın vergi cezasıyla yakasını kurtardı.
Tabii ki Aydın Doğan, medyası üzerinde
baskıdan hiç kurtulamadı.
İktidar hep Doğan Medya’dan, eleştirel
yazarlarından, nesnel haber yapma alışkanlığından hep rahatsız oldu. Her
baskıda bir yazarını, genel yayın müdürlerini feda etti. Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin yayın müdürlüklerini bıraktılar.
En son, gazetenin en okunan ve iktidarın
faaliyetlerini her zaman başarılı bir şekilde yakından izleyen gazeteci – yazar
Mehmet Yakup Yılmaz’ın köşesini
kapattılar, kendisine seyahat ve aşk yazıları yazma olanağı bıraktılar.
Buna karşılık, iktidar yanlısı yazarlara
köşeler açıldı..
Gelinen noktada aslında Doğan Medya,
iktidara ilişkin yazılarında ve haberlerinde daha dikkatli olmasına, iktidarı
rahatsız edecek özellikle hukuk, demokrasi, yasaların çiğnenmesi, anlamsız
tutuklanmalar vb. gibi tonlarca haberi görmemesine rağmen yine de yaranamadı.
4 önemli neden
Doğan Medya, tıpkı Türkiye’nin dünya
özgürlükler araştırmalarında yarı özgür – veya özgür değil kategorisine
düşmesine rağmen!
Neden? Çünkü,
1) Medyası yaptığı
haberlerde yine de nesnelliği arıyor, muhalefetin görüşlerine de önemli yer
vererek gazetecilik yapmaya çalışıyordu.
2) Televizyonlar
programlarına da muhalefeti çıkartarak denge arayışı içindeydi.
3) Ve belki de en önemlisi,
iktidarın nefret ettiği kişiler hâlâ orada yazıyor, haber yapıyordu.
4) Bunu da yazmalıyım,
herhalde en önemlisidir: Gazete doğrudan iktidarın adamlarınca yönetilmiyordu.
Yine gazeteciler iş başındaydı. Nesnel gazetecilerin iş başında, yönetimde
olması ise çok tehlikeliydi!
İşte böylece satış operasyonu gerçekleşti.
Aydın Doğan’a “içeri bile atarız seni” tehdidi var mıydı, bilemem. Gazeteci
olarak yetişen kızlarının bu satıştan memnun olduklarını ise hiç mi hiç
düşünmem!
Ama Aydın Doğan’ı yora, bezdire, korkuta
satış noktasına getirdiklerini söyleyebilirim.
Unutmayın: Geldiğimiz nokta, artık salt
ana akım medya değil, tüm sosyal- ve internet medyasını, yayıncılığını da
denetim altına almak için RTÜK’ü devreye soktular.
Yarın: Kaç sahte seçmen
yazabilirler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder