25 Ocak Perşembe / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Afrin’i seçim süreci dışında düşünmemiz mümkün mü? Şüphesiz
hayır. Şimdi bu konuda iz sürelim..
1- Fırat Kalkanı operasyonu 24 Ağustos 2010’da yapıldı. 1,5
yıl önce. Fetöcü uşakların kanlı darbe girişiminden hemen sonra. Operasyon
IŞİD’in Gaziantep’teki 59 kişinin öldüğü bombalı saldırısı üzerine başladı. Türkiye,
yanlış politikaların da sonucu sürekli saldırı altındaydı ve terörün bir
kaynağına yöneldi, El Bab bölgesi temizlendi, 2 bin km’lik güvenlik bölgesi
oluşturuldu, bu ağırlıklı olarak IŞİD’e karşıydı..
2- Ama harekat, daha geniş bakıldığında Afrin’in
hazırlığıydı aynı zamanda. Afrin’i doğudan kısmen baskı altına almış ve TSK’ya
aşağı doğru bir koridor açmıştı.
3- O zaman da harekat yapılırken siyaset “erken seçim”i tartışmıştı. Erdoğan ve
hükümet üyeleri “erken seçim israftır”, “bu konu gündemimizde yok”
açıklamalarında bulunmuşlardı.
4- Çünkü sırada Cumhurbaşkanı için hayati konu olan
Başkanlık Sistemi referandumu vardı henüz: 16 Nisan 2017 atlatılacaktı.
Fırat Kalkanı Afrin’i hazırladı
5- Ayrıca Fırat Kalkanı sırasında ve sonrasında ikinci
bir operasyon yapılacağı tartışıldı: Afrin ve doğuya doğru da Münbiç. Bundan
sonraki süreçte bu operasyonun zemini olgunlaştırılacaktı.. Fakat bu
“olgunlaştırma” uzun sürdü. 1,5 yıl sonraya sarkıtıldı. Anayasa
Referandumu’ndan sonra da geciktirildi: 10 ay!
6- Denebilir ki, operasyon için Rusya ile ilişkiler iyice
pişirilmeliydi. Aslında Fırat Kalkanı esnasında ve hemen sonrasında bu
ilişkiler hızla gelişmişti, Rusya “Türkiye- İran- Suriye ve Rusya’nın birlikte
hareketinden bahsediyordu.
7- Biz içe dönelim: Anayasa Referandumu birinci önceliğe
sahipti. Fırat Kalkanı, referandumu garantilememişti. AKP bu amaçla MHP ile
“birleşmeyi” şart görüyordu. 2016’da RTE zemini hazırlanan ittifak için, MHP
ile aralarında fikir ayrılığı kalmadığını söylüyordu. Bahçeli de varoluşu bu
ittifaka bağlamıştı. Referanduma doğru bu ittifak gerçekleşmişti.
8- İki partinin bundan sonra birlikte hareketi kesinleşti.
Ne RTE’nin ne MHP’nin siyasi olarak hedeflerine tek başlarına gidemeyecekleri
gerçeği ortaya çıkmıştı. AKP MHP’leşmiş, MHP AKP’leşmişti.
9- RTE’nin son derece “milliyetçileşmesi”nin ardında, sağ
cepheyi toparlayıcı tek parti olgusu yatıyor. MHP artık tek başına var olabilir
mi? Seçmeni de AKP’leşmekte.
Afrin, seçimi garantiler mi?
10-Afrin operasyonu gecikmeliydi ama zamanlaması da
mükemmeldi. Seçimlere az bir sürenin kalmasıyla Afrin’i siyasi olarak yan yana
koyabilirsiniz.
11-İktidar erken seçim konusunu şüphesiz ki gündeme
getirmeyecek. Ta ki bu konuda kesin kararını verinceye kadar. Bazı anketlerin
AKP’nin oylarının yüzde 40’lara doğru inişini göstermesi, Başkanlık seçiminin
garanti gözükmemesi, Afrin’i belirlemiş olabilir.
12-İktidarın uluslararası kamuoyunu da iyi yönettiğini
görüyoruz. Rusya ile Afrin ittifakı, ABD’yi açmazda bıraktı. NATO ve AB bile anlayış mesajları vermek zorunda kaldı.
Türkiye’yi tam karşı cepheye itmek endişesi, burada ana rolü oynadı.
13-AB ve ABD’nin Erdoğan ve iktidarına yaptıkları saldırıların
hepsi, RTE’yi ayakta tutmaya hizmet etti. RTE dış güçlerin tutumlarını içeride
çok iyi kullandı, hep güçlenerek çıktı. AB ve NATO susması gerektiğini de mi
anladı?!
14-Afrin operasyonu AKP seçmen çevresinde büyük bir
bütünleşme – kutuplaşma beklentisi yarattı. Anketlerde bunun sonuçlarını bekleyelim.
15-RTE’nin Referandum’un ikinci ve tamamlayıcı ayağı
olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimini “mutlaka kazanma” kararlığı biliniyor. Seçimleri
kazanacağına inandığı anda yapacak. Erken veya zamanında.
Ekonomi: Erken seçim, diyor
16-Fakat ekonomi çevreleri seçimlerin bu yıl içinde, 15
Temmuzda yapılacağının ekonomik işaretlerini görüyor. (www.mahfiegilmez.com/2018/01/erken-secime-dogru.html) Bütçe açığının (47 milyar) iki katı borçlanmaya
gidilmesi burada önemli gerekçe. Bugüne kadar ihtiyaç kadar borçlanma
yapılırdı. Fazlası, seçim için rahatlama, büyüme, ekonomide harcamaları
arttırma için kullanılacak.
17-Seçim Eylül’de de yapılabilir. Özetle, Afrin gibi
büyük operasyonların seçimlere etkisini düşünmeyecek, iktidar planları içine
almayacak siyaset yoktur.
18-Tabii içeride nasıl bir ortamda seçimlere gidileceği,
OHAL’in yanı sıra şimdi de savaş
koşullarının da giderek var olan kısıtlı özgürlükleri daha da sınırlandıracağı
ve her şeyi kendi lehine koşulları da, iktidar yaratıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder