23 Ocak Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Başbakan, Genel Kurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı “Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz,
topraklarında gözümüz yok” diyor.
Günümüzde bir ülkeden toprak “çalmak” mümkün değil. Eğer
bir ülkeye girerseniz askerinizle, bir anlaşmalara uygun bir çağrı yoksa, bu
kesin “işgalci güç” olur. Ama burada özel durum var, uluslararası kararlara,
terör örgütü PKK neden gösterilerek bir gönderme yapılıyor.
Suriye’den tek karış toprak alamaz Türkiye. Böyle bir
şeyi düşündüklerini hiç sanmıyorum. Ama başka bir nokta var: Suriye’de “Türkiye’ye
bağlı” yönetimler kurmak. Biliyorsunuz Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adındaki Esad
muhaliflerinden bir gurup, iki yıl önceye kadar Şam’da yönetimi devralacak
siyasi- askeri kuruluş olarak desteklenmiş, ABD ile birlikte eğit-donat
programına sokulmuş, ABD bu programın iflasını ilan ederek çekilmişti. Ama
Türkiye eğitimlerini sürdürdü.
Fırat ve Afrin operasyonlarına bunlar da katılıyor.
Art niyetli abartık sayılar
İktidar yanlısı bazı konuşmacılar, TV’lerde mesela
Afrin operasyonuna katılan 5 bin kişiyi aşkın ÖSO güçleri olduğunu sallıyor. Dahası,
neredeyse operasyonu ÖSO’ya yaptıracak!
Ama niyeti farklı, ortaya attıkları sorudan
anlıyorsunuz: Peki bu operasyonlara
destek verenlerin gelecekte Suriye’de durumları, rolleri ne olacak? Amaç
Suriye yönetiminde bunlara pay verdirmek.. Veya bulundukları bölgede derebeylik
bahşetmek: Savaştı, payını alacak!!
Bu tamamen art niyettir. Utanılacak cinsten..
Ülkeyi yönetenler ÖSO’yu niye besleyip ayakta tutuyor?
Suriye’de müdahalelerde kullanmak için. Bu öncelikle kesin bir ülke iç işlerine
karışmaktır ve meşru yönü yoktur. ABD de benzerini yapıyor ve PKK’yı
kullanıyor; kıyameti koparıyoruz. Başkası
yaparsa kötü, biz yaparsak iyi, olabilir mi?
Bu gücü, Suriye’nin üniter birliğini yeniden kurması –
toprak bütünlüğünü sağlaması için destekliyorsan, ne âlâ! Bazılarınız, iyi
niyetten öleceksin, diye söyleniyor olabilir!
ÖSO’lara pay..
Hayır, iktidar yanlısı, onlara hukuki vb statü kazandırmak gerekir diyor, “Esad rejimine karşı”.
Sadece ÖSO değil, özellikle İDLİP’de konuşlanmış, köktendincilikten ve terör
örgütü olmaktan sabıkalı pek çok örgüt de sayılıp dökülüyor bu arada. Heyet Tahrir el Şam – El Kaide’den ayrılma, Ahrar'uş Şam... Bunlar
bir kaç ay önce birbirlerini öldürüyordu. IŞİD’e de bir şeyler verin bari!
Şam ve Rusya
İdlip’de savaş ağalarını dağıtacak gibi gözüküyor. Afrin anlaşmasının ardında
büyük olasılıkla bu da var. (Rusya Soçi’ye Kürtlerin de katılacağını açıkladı!
Moskova’dan Afrin izninin bir maddesi daha!)
Suriye
topraklarında gözümüz yok, açıklamasının dürüst anlamı, ülkenin toprak bütünlüğüne,
üniter birliğine saygıdır. Ama gelin görün ki, Şam, IŞİD dışında da silahlı
örgütlerin işgali altındaki topraklarını da kurtarmak için savaşıyor. Yarın
ÖSO’nun yönetiminde olacak toprakları da ülke bütünlüğüne katacak, o zaman ne
diyeceksiniz, TSK’yı mı devreye sokacaksınız?
Kendi ülkene
yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapamazsın. Gün gelir, devran döner,
bunun hesabı önüne konur. Ülkenin zayıflıklarından yararlanma sadece bir orman
kanunudur. Türkiye’nin en büyük yararı, Suriye’nin birliğidir.
Suriye’nin
yönetim biçimine ülke karar verir. Ama iktidar yandaşlarının “ÖSO-
MÖSO ne olacak” sorusunun ardında, Ankara’yı görüyoruz. Ankara’nın
egemenleri geçici, bugün var yarın yoklar. Türkiye’ye ileride faturası çıkacak,
uluslararası yanlış politikalara sapmamalı.
Fatura
çok!
Ama
diyeceksiniz, ki bu iktidarın geride bırakacağı faturalar o kadar çok ki! Mesela:
Osmangazi
Köprüsü’nde araç geçiş hedefleri
tutmayınca, Hazine’ye sadece 1 yıllık maliyet 1.4 milyar TL oldu... Hesaplanan
6.1 milyon araç geçmedi.. Yani biz
ödeyeceğiz; ülke gelirlerinden oluşan Hazine’ye bu faturayı çıkartan bu
iktidar! Köprü yapım maliyeti
dünyada görülmemiş yükseklikte! 6,9 milyar dolar!
Bu yılın ilk 50 gününde de araç geçişlerinde
1,330.389 açık var. İnşaatçılar, siyasiler, işten nemalananlar, Hazine’mize
büyük bir hortum bağlamış durumdalar!
Bu ve
benzeri sorularla birlikte, Suriye’nin faturası ne olacak, sorusu açık ve
demokratik toplumlarda sorulur ve yanıtı istenir. Fakat yanıtın ezer geçeriz olacağından şüphesi olan mı
var?!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder