SAYFALAR

3 Ekim 2017 Salı

AKP kum saatinde eriyor


AKP saflarından o kadar kişi koptu ki, potansiyel olarak ciddi bir AKP’li muhalefet hareketi var içlerinde. “İçlerinde” demek çok doğru bir tanımlama değil, genel olarak AKP iktidarından yanalar, ama bugünkü iktidar ve uygulamalarından hiç hoşnut değiller, daha doğrusu eleştireller, ama bu eleştirilerini çok alçak perdeden dile getiriyorlar. Bazısı ise susuyor.
Mesela “Karar” gazetesi bu kesimin ifadesi. Havuz medyası ile bir ilişkileri yok, işlerini bazen iyi de yapıyorlar. Mesela gazetenin ekonomisini yöneten İbrahim Kahveci’nin gelir dağılımını işlediği yazılarında, orta sınıfın gelirinin artmadığına yönelik saptama ve eleştirileri gibi.
Şunu da belirteyim, bu gazetenin reklam almaması için de iş çevrelerinin iktidar siyasi merkezinde görevli kişilerce kontrol edildiğini biliyoruz.
Özetle, AKP ve iktidar pratiğinden büyük kopuşlar var, hoşnutsuzluklar dizboyu, liderin çevresinde sadece ona kesin inananlar ve tartışmasız en güvenilir hizmeti sunanlar kalabiliyor. Üstü çizilen çizilene...

Bylockçu AKP listesi

Sosyal medyada önceki gün 60 kişilik “Bylockçu AKP’liler listesi” yayımlandı. Aslında el altında epeydir dolaştırılan liste ilk kez genelleşmiş oldu. Bir kısmı doğru olabilir, aralarında bakanın da bulunduğu ve eski bakanların bol sayıda görüldüğü listede, Gül ve Davutoğlu gibi isimler yoktu. Bu liderlerin de AKP içindeki iktidar mücadelesinde zaten Lider tarafından dışlandığını biliyoruz.
AKP’nin kuruluşundan 2010’lara kadarki süreçteki kopuşlardan bahsetmiyoruz.
Söz konusu olan son iki üç yıllık dışlananlar.
Karar gazetesi 1,5 yıldır yayında. Çıkış sancılarını o sırada Habertürktv’de düzenli program yaptığımız ve şimdi gazetenin yazarı Mehmet Ocaktan’dan yakından izliyorduk.
Bunlardan bir kısmı, iktidara ve adamlarına hafif yollu eleştirilerde bulundukları için dışlandılar, veya kendileri koptular. En son örneği, Star gazetesinde yazan Ahmet Taşgetiren’in, gazetedeki “üstünler” ile giriştiği polemik sonucu ayrılmak zorunda kalması. Galip gelen, iktidarda kalan ise, Zafer Çağlayan ve 700 bin liralık kol saati savunmanlığı oldu!

“Din yorgunu gençler”

Mesela Yeni Şafak yazarı ve AKP’nin partide kalan ender kurucularından, sözünü de pek sakınmayan Ayşe Böhürler, geçen gün bir yazısında, bir AKP’ye yakın akademisyen Doç. Dr. Ömer Miraç’ın düşüncelerini köşesine taşıdı: “Muhafazakâr kesim olarak çocuklarımızı din yorgunu yaptık..”
Din yorgunu gençler”, başlıklı yazısında Böhürler diyor ki Verdiği örnekleri dinlerken; üst akıl, büyük resim gibi tanımlara takılıp elimizden akıp gidenleri görmemişiz duygusuna kapıldım". 
Duygu değil, gerçek.. Çocukların, insanların kafasına sopayı kafaların üzerinde sallayarak “oku bakiiim” diye dayatan; ahlakı, iyi – güzel insan olmayı, olumlu ve yaratıcı düşünmeyi ve çağdaş dünyayı değil de “dinsel hikayeleri” öğretmeyi özellikle eğitimde ana ilke benimsemiş iktidar bir kum saatine döndü, ince ince akıp suya karışıyor.
“Mutlak lider” ise incecik bir yol üzerinde yalnız yürüyor. Arka planda parti liderliğini devralmaya hazır önemli bir siyaset birikimi ise, hazırda zamanın gelmesini bekliyor.

Mehmet Yılmaz nerede?

Hürriyet’in siyasi olayları ve iktidar uygulamalarını ve söylemlerini gayet efendice, bir gazeteci titizliğiyle, fikri takip halinde, çok dikkatli bir dille izleyen ve yazan Mehmet Yılmaz’ın köşesi karartıldı.
Yılmaz, gazetenin bence bu anlamda “siyasi” tek yazarıydı.
İktidarın tepkisini çektiği çok açık, basın üzerinde baskıların açık ve net yaşandığı bu ortamda, Hürriyet’de böyle bir köşenin var kalmasına, anlaşılan olanak yoktu. Sonunda köşe izine çıkartıldı.
Yazık ki yazık. Bunlar hepsi medya için de bir kum saati..
Yazık ki yazık, Mehmet Yılmaz umarım tez zamanda köşesine kavuşur.
2 Ekim 2017 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder