AKP saflarından o kadar kişi koptu ki,
potansiyel olarak ciddi bir AKP’li muhalefet hareketi var içlerinde.
“İçlerinde” demek çok doğru bir tanımlama değil, genel olarak AKP iktidarından
yanalar, ama bugünkü iktidar ve uygulamalarından hiç hoşnut değiller, daha
doğrusu eleştireller, ama bu eleştirilerini çok alçak perdeden dile
getiriyorlar. Bazısı ise susuyor.
Mesela “Karar” gazetesi bu kesimin ifadesi.
Havuz medyası ile bir ilişkileri yok, işlerini bazen iyi de yapıyorlar. Mesela
gazetenin ekonomisini yöneten İbrahim
Kahveci’nin gelir dağılımını işlediği yazılarında, orta sınıfın gelirinin artmadığına
yönelik saptama ve eleştirileri gibi.
Şunu da belirteyim, bu gazetenin reklam
almaması için de iş çevrelerinin iktidar siyasi merkezinde görevli kişilerce
kontrol edildiğini biliyoruz.
Özetle, AKP ve iktidar pratiğinden büyük kopuşlar
var, hoşnutsuzluklar dizboyu, liderin çevresinde sadece ona kesin inananlar ve
tartışmasız en güvenilir hizmeti sunanlar kalabiliyor. Üstü çizilen çizilene...
Bylockçu
AKP listesi
Sosyal medyada önceki gün 60 kişilik “Bylockçu AKP’liler listesi” yayımlandı.
Aslında el altında epeydir dolaştırılan liste ilk kez genelleşmiş oldu. Bir
kısmı doğru olabilir, aralarında bakanın da bulunduğu ve eski bakanların bol
sayıda görüldüğü listede, Gül ve Davutoğlu gibi isimler yoktu. Bu liderlerin de
AKP içindeki iktidar mücadelesinde zaten Lider tarafından dışlandığını
biliyoruz.
AKP’nin kuruluşundan 2010’lara kadarki süreçteki
kopuşlardan bahsetmiyoruz.
Söz konusu olan son iki üç yıllık dışlananlar.
Karar gazetesi 1,5 yıldır yayında. Çıkış
sancılarını o sırada Habertürktv’de düzenli program yaptığımız ve şimdi
gazetenin yazarı Mehmet Ocaktan’dan yakından izliyorduk.
Bunlardan bir kısmı, iktidara ve adamlarına
hafif yollu eleştirilerde bulundukları için dışlandılar, veya kendileri koptular.
En son örneği, Star gazetesinde yazan Ahmet
Taşgetiren’in, gazetedeki “üstünler” ile giriştiği polemik sonucu ayrılmak
zorunda kalması. Galip gelen, iktidarda kalan ise, Zafer Çağlayan ve 700 bin liralık kol saati savunmanlığı oldu!
“Din
yorgunu gençler”
Mesela Yeni Şafak yazarı ve AKP’nin partide
kalan ender kurucularından, sözünü de pek sakınmayan Ayşe Böhürler, geçen gün bir yazısında, bir AKP’ye yakın
akademisyen Doç.
Dr. Ömer Miraç’ın
düşüncelerini köşesine taşıdı: “Muhafazakâr kesim olarak çocuklarımızı din
yorgunu yaptık..”
“Din
yorgunu gençler”, başlıklı yazısında Böhürler diyor ki “Verdiği örnekleri dinlerken; üst akıl, büyük resim gibi tanımlara
takılıp elimizden akıp gidenleri görmemişiz duygusuna kapıldım".
Duygu değil, gerçek..
Çocukların, insanların kafasına sopayı kafaların üzerinde sallayarak “oku
bakiiim” diye dayatan; ahlakı, iyi – güzel insan olmayı, olumlu ve
yaratıcı düşünmeyi ve çağdaş dünyayı değil de “dinsel hikayeleri” öğretmeyi
özellikle eğitimde ana ilke benimsemiş iktidar bir kum saatine döndü, ince ince
akıp suya karışıyor.
“Mutlak lider” ise incecik bir yol üzerinde
yalnız yürüyor. Arka planda parti liderliğini devralmaya hazır önemli bir
siyaset birikimi ise, hazırda zamanın gelmesini bekliyor.
Mehmet
Yılmaz nerede?
Hürriyet’in siyasi olayları ve iktidar
uygulamalarını ve söylemlerini gayet efendice, bir gazeteci titizliğiyle, fikri
takip halinde, çok dikkatli bir dille izleyen ve yazan Mehmet Yılmaz’ın köşesi
karartıldı.
Yılmaz, gazetenin bence bu anlamda “siyasi” tek
yazarıydı.
İktidarın tepkisini çektiği çok açık, basın
üzerinde baskıların açık ve net yaşandığı bu ortamda, Hürriyet’de böyle bir
köşenin var kalmasına, anlaşılan olanak yoktu. Sonunda köşe izine çıkartıldı.
Yazık ki yazık. Bunlar hepsi medya için de bir
kum saati..
Yazık ki yazık, Mehmet Yılmaz umarım tez
zamanda köşesine kavuşur.
2 Ekim 2017 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder