SAYFALAR

2 Ağustos 2017 Çarşamba

Evrimi yurttaşlarına yasaklamak, demokrasi ve insan hakları sorunudur


Evrim okutursak, çocuklar ateist olurlar..” Böyle diyordu biyoloji bilimi “üstadı”.  Biyoloji okudu, biyoloji üzerine araştırmalar yaptı ve yayınladı, Evrim de okudu ve şimdi hem biyolojinin en temel yasasına ihanet ediyor hem de “Evrimi öğretmek ateizmi öğretmek demektir” diyor.
Ama kendisi ateist olmamış (çok şükür!). Felsefi açılımlar ve derinlikler gerektiren konularda “ateist olurlar” gibi üstünkörü laf ebeliği yapmak, ancak siyasi arka planda bir takım niyetlere beklentilere sahip olmak demektir. Bakıyoruz, iktidar partisinden milletvekili adayı olmuş. Rektörlüğe adaylığını koymuş. Eh, bugün Evrim meselesine bu tür yaklaşımının, şüphesiz ki siyasi iktidarın dikkatini çekecek, siyasette ve üniversite tepesine gelmek gibi hırslarına yardımcı olacak başlı başına etken olacağını düşünmektedir.
Evrim okuyan herkes ateist olsaydı, dünya bambaşka olurdu! “Şunu okursan, böyle olursun..” tam bir zırva yaklaşımdır.

Evrim meselesini yurttaşına yasaklarsan:

a) İnsanlarına büyük haksızlık yapmış, dünyada olan bitenlere karşı onu hazırlıksız, bilgisiz bırakmış olursun. Belki de evren ve dünyanın oluşumu, yerkürede hayatın (insanın değil!) 3,5 milyarlık yolculuğu konusunda, hatta bugün evrimsel biyoloji ve antropoloji konusunda dünya çapında işlere, araştırmalara imza atacak ve kendisine ve ülkeye büyük kazanımlar sağlayacak insanlarımıza yolu, kapıyı kapatmış olursun.
Bu insan temele haklarına aykırıdır. Öğrenme hakkına tecavüzdür. İnsanın neyi nasıl seçeceğine ilişkin seçme hakkını ortadan kaldırmaktır. Bu demokrasiye aykırıdır. Bazılarının Evrim meselesinin demokrasiyle ne ilgisi var gibi, şeyler arasında bağlantı kurmada sıfır yeteneğine rağmen!
Avrupa Birliği bu nedenle Evrimin öğretilmesiyle demokrasi arasında birebir ilişki kurmuştur!

Milli eğitime dava açılmalı

Evrim’i yasaklamak, Anayasa’ya insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır. Bu gerekçelerle eğitim müfredatı yapıcı ve uygulayıcılarına, Milli Eğitim’e, Bakan’a hızla ve burada belirttiğim ciddi gerekçelerle dava açılmalıdır.
Hiç bir iktidarın, tüm dünyada okutulan (İran’da bile! Suudiler ve Afganistan dışında) çok temel bir konuyu yurttaşlarına siyasi, dini, ideolojik nedenlerle yasaklayamaz ve yurttaşlarının çağdaş bilgi edinme, öğrenme, araştırma yapma hakkını gasp edemez.
Bu konu salt demokrasi ve insan hakları konusu değildir.
b) Avrupa’nın, Amerikalı Evangelist kreatonistlerin başlattığı, bilimin öğretilmesine karşı açtıkları bu saldırıyı püskürtmede duyarlı olmalarının çok ciddi bir nedeni daha var: Biyoloji, evrim dünyanın en büyük araştırma ve bilgi üretme alanlarından biri.. Bu alan, AB’nin yakın ve uzak geleceğini doğrudan etkileyeceği için. Bu alan aynı zamanda dünyada bir bilgi gücü ve egemenlik kurma alanıdır

Olay yeri yerküredir!

Çünkü dünyada üstünlük ve zenginlik yaratmanın günümüzde en önemli ve belki de tek yolu bilim ve teknolojiyi ilgilendiren her alanda dünyada başa güreşmektir.
Avrupa zaten bu amaçla Kilise’yi, Papa’yı Vatikan’a hapsetmiş, Hristiyanlığın siyasi karar verici niteliğini yok etmiş ve onu bir kültürel yaşanan olay, insanların dini gereksinimlerine yardımcı olmakla sınırlandırmıştır.
Bu Avrupa’nın en büyük devrimidir ve tüm kıtada gelişmenin yolunu açmıştır! Çünkü her şey (tüm olaylar!) yerküre üzerinde geçmektedir!
Bunu görmeyen, ıskalayan, bu olaya katılmayan ülkelerin, yerkürede yeri yoktur.
Hayır hayır vardır: Yerküre oyuncularına kölelik, onların sömürgesi olmak.. Sefalet, yoksulluk, parçalanmak ve sürekli dayak yemek.
Size İslam dünyasının hali pür melalini anlattığımın farkındasınız.
Evrim konusunu ve yerkürenin gelişiminin dört dörtlük anlatılmasını önlemek, aynı zamanda ülkemizin de gelişimini, bilim ve teknolojide başa güreşmesini önlemek anlamına gelir.
Açılacak davanın en can alıcı ikinci yönü de budur..

Tabii ki sürdüreceğiz..
1 Ağustos 2017 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder