Herkes izliyor Baykal’ı.. Umutla öne fırladı. CHP’den
de, Kılıçdaroğlu Başkan adayı olacak kulis
bilgileri dağılıyor çevreye.
Şüphesiz, siyasetin doğasında
var, bir umut gördüğünüzde en yetkili makamı ele geçirmeye çalışırsınız.
Bunları kınamak için yazmıyorum. Doğal karşılıyorum, ama tehlikeli görüyorum,
çünkü iktidara Başkanlık Sistemini uygulama şansını teslim etme olasılığı çok
olan bir girişim.
İyi düşünülmemiş, kişi ve
partiyi ön plana çıkartan, ama ülkeyi arka plana atan..
Ülkenin yarısının ne için Hayır
dediğinin analizi yapılmamış bir erken sevinç ve siyasi girişim. Bir
fırsatçılık mı, yoksa ya tutarsa girişimi mi.. Bilemedim.
Şimdi
saptamalar yapalım:
1) Yüzde
49’un içinde CHP oyu yüzde 25... Bir o kadar CHP’ye oy vermeyen kitle var!
MHP’lisi, HDP’lisi, sosyalisti, partisizi, sadece Reisliğe Hayır’cısı ile.. Ve
şüphesiz AKP’ye oy vermiş ama tek adam anayasasına Hayır oyu vermiş en az yüzde
3’lük diyebileceğimiz bir başka kitle daha.
Hayırcıların yarısı, CHP’yi oy
vermedi! Sistem değişikliğine Hayır dedi. Hayır için şüphesiz en başta CHP
liderliği ve parti iyi çalıştı. Vitrinde o vardı. Şüphesiz Hayır’a iknada
katkısı büyük oldu. Ama geri kalan yüzde 24’lük kesim de karınca gibi çalıştı
tabanda ve alın terleriyle bir sonuca ulaştılar. Ortak bir sinerji oluştu.
Şöyle mi düşünülüyor: Şimdi, tüm Hayır’ları biz kendi
başkanlığımızda toplarız, gidip RTE’ye verecek değiller ya, mecburen onların
karşısındaki en büyük güce verecekler.. Dolayısıyla biz bu seçimi koparırız...
Reis de kazdığı çukura düşer..
İhsanoğlu
olayı
Bu anlayış, daha önceki
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de var. Orada da bu kez MHP-CHP sinerjisi vardı,
ama çalışmadı. Kılıçdaroğlu o kampanyada büyük gaf yaptı ve İhsanoğlu’na tıpış tıpış gidip vereceksiniz,
dedi.
Sonuç yüzde olarak, 38.44 oldu.
RTE 51.79 ve Demirtaş 9.76
RTE’nin bu oyu, şaibe konusunu
bir kenara bırakacak olursak, Referandumdaki oyuyla hemen hemen örtüşüyor. MHP
desteğine rağmen! Önemli bir düşüş var!
Bu tür “mecburen vereceksin..” hesapları tutmaz. Seçmenin öyle bir
mecburiyet içinde olmadığı hayatın pratiğinde görüldü.
Hayır’ın
doğası neydi?
2)
İlginç
bir durum var. Hayır oyları, bu tek adamlık anayasa değişikliğini
istemiyoruz, şiddetle reddediyoruz, demekti.
O halde gelecekte başkanlık
seçimlerinde bir bütünlüklü Hayır, Referandum’da ortaya çıkan bu iradeye sahip
çıkmakla sağlanır... Yani bu sistemi ortadan kaldıracak ve yerine Demokrat Türkiye için gerekli yeni bir
anayasa değişikliğini gündeme getirecek bir siyasal program temelinde, yüzde
50’nin üzerinde Hayır’cı oyla seçim kazanılabilir.
Bu amaçla bir başkanlık seçimi
düşünülmeli.
Yani, Başkanlık Sistemi’ni
reddetmek ve hemen ortadan kaldırmak ve bir demokratik anayasayı referanduma
sunmak için Başkanlık kazanılmalı.
Bu
bir ulusal görevdir
Bir millet iradesi olarak
gerçekleşebilir. Gerçekleşirse, bırakın Türkiye tarihini, dünya çapında bir
olay ortaya çıkar.
Salı günkü, bu konuyu işleyen
temel yazımda belirttiğim gibi, bir demokrat adam ve yardımcılarıyla
açıklanacak ekip diyecek ki, söz veriyoruz, demokratik bir sisteme
geçecek ve hemen arkasından yapılacak genel seçimlerle yerimizi seçilecek
partilere bırakacağız. Bu söz de, millet karşısında ülkece yapılacak
bir yemin töreniyle ilan edilecek.
Bu ekibin bileşimi, AKP’den de
ikircikli oyları alacak nitelikte olmalı. Eğer bu başarılabilirse, Türkiye
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet ilanından sonra, gerçekten demokrasiye geçişin
kapısından içeri girebilir.
Bu
sisteme evet mi diyorlar?
3) CHP’deki çıkışlara ve tartışmaya
bakıyorum. Manzara şu: Başkanlık rejimi geçti, karşı çıktık ama
başaramadık, artık yapacak bir şey yok. Şimdi bu sistemi ele geçirip biz
kullanalım..
Üstelik bu sistemi reddeden
yüzde 50’yi, bu söyleme ikna edip oylarını alabileceklerini düşünüyorlar.
Bana birileri yanıldığımı
söylesin!
Henüz 2,5 yıl var. Daha
Türkiye’de neler, ne numaralar göreceğiz. Ama fikir olarak sağlam yere
basmayacak bir siyasal düşüncenin, gidebilecek bir yeri olacağını hayal
edemiyorum.
Kim bilir, belki düş gücüm
zayıftır.
Hesabınızı sağlama tutar,
denkleminizi doğru kurarsanız, 2019 seçimlerini, hiç bir tartışmaya yol
açmayacak bir çoğunluk oyuyla kazanırsınız.
Ben bunu görüyorum..
4 Mayıs 2017 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder