Merdan Yanardağ’ın yayın
müdürlüğünü yaptığı yeni kurulan Tele-1
TV’ye Enver Aysever’in konuğu
olarak gittiğimde Emre Kongar ile
karşılaştım. Uzun sure görüşmeyince insanlar öpüşüyor demek ki. Kongar ile ilk
kez yanak yanağa dokunduk! Burada, Emre Kongar
ile 18 dakika isimli bir program yapıyor.
Hemen dedi
ki benim twitimi ciddiye almıyorsun
galiba!
Hemen
anımsadım, Trump- ABD ve Küreselleşme konulu yazımı izleyicilerine önerirken, Türkiye ve Küreselleşme konusuna girmesini
bekliyoruz diye not düşmüştü. Şüphesiz ki planım oydu, ama ahh o Türkiye
gündemi!
Küreselleşme,
bir açıdan “kazananlar ve kaybedenler oyunu” olarak görülebilir. ABD 760 milyar
dolar açık veriyordu ticarette. Sadece oto sektöründe alım -satımda 150 milyar
dolar “içerde” idi. ABD oto sanayi içeride çökmüş, üretim dışarıya kaçmıştı.
Trump onları geri çağırıyordu! Fakat, küreselleşme tamamen geri döndürülmediği
ve ülkeler gümrük duvarlarını kendi yararlarına istedikleri gibi yeniden inşa
etmedikleri sürece, boşa çaba! Trump sanki buna kararlı gibi, ama ABD’de o
pahalı üretilecek arabaları dünyada kime satacak, ayrı bir konu!
Neden HAYIR: Şu tabloya bakın!
Türkiye de
aslında küreselleşmede kaybeden, daha doğrusu
*küresel
sermaye yaygınlığından tüketim toplumu inşası için yararlanan,
*ama ekonomisini
daha büyük oranda dışa bağımlı kılan,
*dünyaya
markalar üretemeyen,
*orta-yüksek
ve yüksek teknoloji payını yükseltemeyen, (*)
*katmadeğeri
yüksek üretime geçemeyen ülkeler arasında! Ve bunun vebali de büyük çoğunlukla
AKP iktidarında! Yığınla akan parayla göz boyayan bir iktidar manzarası!
AKP yüzde 8 düşürdü!
Türkiye,
sanayisi gerileyen ülke! Sanayin geriledi mi, orta ve yüksek
tekonoljidesürekmli ithalatçı ülkeysen,
ekonominin boynuna bir dış yapı boyunduouğu taktılar demektir. Önümde Serdar Şahinkaya’nın Geçen hafta
Ankara’da yaptığı konuşmada kullandığı bir grafik var:
İmalat
sanayinin (sanayileşme diye anlayın!) Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payı,
1998’de 23,64’e yükselmişken, bu tarihten sonra hızla düşüşe geçiyor, İMF
programlarını uygulayan AKP döneminde düşe düşe 2015’de 15.59’e oturuyor!
Maşallah! Şahinkaya, 1988 İMF programından bugüne ülke büyümesini araştırdığında
vardığı oran, ortalama yüzde 3,8.
Yani
IMF’ye uy, hizmetkar ol.. Ama IMF/ küresel ekonomi aynı zamanda populist, milletin gözünü
boyamaya hazır ülkemizdeki iktidara da bu fırsatı veriyor:
“Kardeşim,
sanayileşmeye boşver, bu zor iş, en iyisi milletin gözünü boyayacak cilali
ekonomi politikalar sarıl, bu seni iktidarda tutar.”
Mesele
budur.
Boğazaltından
tünelden geçmek, köprü möprü iyi ide.. Bunun bedeli, ülke ekonomisinin boynuna
geçirdiğin idam halatı. İşsizliği artırman. Yüksek enflasyon.
AVM’leri
diktin de, ekonomiyi batırıyorsun ve dünyada ütülen ülkeler arasına sokuyorsun
Türkiyemizi..
Bir de
Başkanlık istiyorsun.. Hangi yüzle!?
ABD – Çin kapışması
ABD’nın
politikalarına da yine ekonomik temelde bir daha dokunalım. Bayram Ali Eşiyok’ın, gelecek sayı
Herkese Bilim Teknoloji’de yayımlanacak yazısından bir not sunayım da, ABD’nin
Çin’e nasıl işleri kaptırdığının ölçüsünü görün:
Dünya
ekonomisindeki payları, yüzde:
ABD ÇİN
1970
> 36,6.. 1990> 1,6.
2000 > 30,8… 2000> 3,6
2015 > 24,4 2010> 9,3.
2015> 14,9.
Yani kavga
büyük!
(*) a) Bayram Ali Eşiyok’un şu araştırması çok net: www.herkesebilimteknoloji.com/yazarlar/bayram-ali-esiyok/uretimin-teknolojik-yapisi
b) Dünya gazetesi: 2013-2015 Ağustos
arası: Türkiye’nin toplam imalat sanayinde ithalatı 497 milyar $. Aynı dönemde
378 milyar 98 milyon dolarlık ihracat yapılırken, imalat sanayi dış
ticaretindeki açık da 119 milyar $. Türkiye sadece düşük teknoloji ürünlerinde
ticaret fazlası veriyor.
En yüksek dış açığı orta-yüksek
teknolojili ürünlerde: 209 milyar 686 milyon dolarlık ithalata karşılık,
ihracat 118 milyar 803 milyon $ ve 90 milyar 883 milyon dolar açık oluştu. Yüksek
teknoloji ürün ithalatı 67 milyar 780 milyon $, ihracatı ise 12 milyar 270
milyon dolarda kaldı ve açık 55 milyar 10 milyon $ oldu…
2016 rakamlarını sonra paylaşacağım.
5 Şubat
2017 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder