Sürdürüyoruz: Bugünkü koşullarda RTE askeri
yanına alarak yürüyor, ve kendiin sağlama alıyor dedik. Asker için öne çıkan en
önemli konu, ülkenin üniter birliği, RTE de bu noktada bir ittifak var. Zaten
RTE çoktan bu noktaya gelmişti. Yiğit
Bulut’u danışmanlar kadrosuna katmasından öncesi, “milliyetçilik”
politikasına dönüşün tarihi olarak belirtilebilir.
Ama RTE’de genellikle vardı milliyetçilik
görüntüsü, ve MHP’ye yönelik “yutma” politikasının, tek kurtuluş şansı olduğunu
biliyordu. Tek kurtuluş? Yani Meclis’te anayasal çoğunluğu ele geçirme ve
istediği otoriter rejimi kurma açısından..
Milliyetçilik
aleti
RTE’nin kaç yıldır planı: MHP seçmenini çekerek
partisini yüzde 10 barajı altına itmek... HDP’yi de safdışı bırakmak.. Bunları
yapabilir mi bilmiyoruz, ama yapmak için herşeyi sonuna kadar deneyecek.
Önce Meclis’te Anayasayı oylatacak, hayır yanıtı
çıkacak ve Eylül-Kasım arası genel seçime gidecek: Ey halkım gördüğün gibi Meclis’te engel koyuyorlar, sana geliyorum, millet
iradesi sensin, senin dediğin olacak... bu belalardan ancak Başkanlık Rejimi
ile kurtulabiliriz, ben sizi selaha çıkartacağım ve sen her zaman karar verici
olacaksın referandumlarla diyecek..
Yani popülarizmin doruk noktasını yaşayacağız.
Meclis’ten ağırlıklı olarak red yanıtı çıkması muhtemel. Seçime hazırlanın..
İki
değişim ve savaş aleti
PKK’ya karşı savaş ve üniter birlikte ittifak
iyi de..
RTE’nin bütün bu politikası, Atatürk
Cumhuriyeti’ni sona erdirme ve “Yeni Türkiye” ve “Yeni Cumhuriyeti” kendisiyle
başlatmaya yönelik. Sadece bu kadar değil! Toplumu iyice muhafazakar, siyasal
İslamcı mengeneye sıkıştıracak. Bütün otoriter rejim ve toplumların vardığı
noktadır, özellikle İslam coğrafyasında..
İstendiği gibi güdülenebilecek çoğunluk bir
toplum yaratma bunu da toplumun diğer bölümleri üzerinde yok edici bir baskı
unsuru olarak kullanma isteği, arzusu veya ütopyası.. Bu böyle bir düzende asla
kaybedilmeyecek bir iktidar hülyası..
İttifaklar
birer birer yok edilir!
Peki asker ile ittifak nereye kadar ve nasıl?
Bütün ittifaklar geçicidir! RTE’nin 14 yıllık
geçmişinde beraber yola çıktığı, sonradan kol kola girdiği, ama hepsini
terkedip “düşman” ilan ettiği, kendi yakın arkadaşları dahil hepsinin birer
birer defterini dürdüğü bir süreci hep birlikte yaşadık.
Kimsenin kuşkusu olmasın, sonra da sıra askerin
“siyasal İslamileştirmesine” gelecek.
İktidarda, hedefine varmak için her aracı,
altını çiziyorum, her aracı kullanan, kullanacak olan, hemen her şeyi göze
alan, bir yeni durum var. Cumhuriyet bugüne kadar yaşadıklarının çok ötesinde
bir aşama ile karşı karşıya. Bugüne kadar kuşku içinde gözlemleyerek ve derin
kaygılarla yaşadıklarımızı aşıyor her şey.
Mesele “PKK ile savaş” ve üniter birliğin çok
ötesinde, derinliklere sahip.
Zamanı
dar, çok dar
Sıkışık bir zaman dilimindeyiz. Ya bir –iki – üç
yıl içinde amaçlarını gerçekleştirecek, ya da yeni bir dönemin sayfası
açılmasına yol açacak bir politik figürün sahne oyunlarını izliyoruz.
Yeni Kuruculuk iddiasındaki irade, savaşını,
hukuk aletini ve şimdilik sahip olduğu görülen sandıksal ve sistemsel çoğunluğu
kullanarak sürdürüyor.
Bütün şiddetiyle.. Her şeyin çok çabuk değişimine
açık ülkede, artık zaman fazla değil.
Çünkü, iktidarın dışındaki, ve iktidarının oyun
alanını daraltacak olaylar çok hızlı seyrediyor.
Bunlarla yarın baş etmek çok daha zorlaşacak.
Zamanın darlığının temel nedeni de bu.
Kısa dönemli hesaplar, orta vadeli ve stratejik
düşünme eksikliği, kısa zaman içinde yaşadıklarımızın esiri yapıyor herkesi. Ve
kurumları da.
Tabii “Yedi düvel karşısında iktidar sürdürülür mü”,
sorusu da var. Buna bakacağız..
3 Nisan 2016 Pazar / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder