Durumu seri analizin dördüncüsündeyiz, önce bunu anımsatayım da.. iktidar yandaşlarından kafası epey kalınlar “darbeye kaldın..” benzeri mesajlar atıyor..
Ben de onlara diyorum ki “ne o, darbe
ile yıkılacağız korkusu mu kapladı
içinizi..” Bütün bunlar bir tarafa, darbe haberlerini çıkartan ben değilim.
Ortalığı kaplayınca bu haberler, durumu incelemeye aldım J. Bu köşenin geleneğidir
siyasi durum analizi. Çıplak, net, sözünü sakınmadan..
Bir de, darbe
açısından bakarak, memleketin içinde bulunduğu siyasi, sosyal, iktidar oyunları
durumunu da tahlil etmiş oluyoruz.
Salı günkü yazının sonunda “RTE, 180 derece çarkla bir sürü şey kazandı. Ama kazandığı en önemli
şey neydi dersiniz? Ve Atatürk Cumhuriyetinin yıkılması ne oluyor?” demiştik.
Buradan gireceğim..
Askeri
kazandı!
En azından konjonktürel olarak, yani şimdiki koşullarda, asker-RTE bütünlüğü var!
Asker RTE’nin arkasında! Bir zamanların
Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in
Başbakan Çiller’e dediğini
anımsayın: “Tak emrediyor, şak yapıyoruz..” Asker, kendisine yapılan
tarihte eşi benzeri görülmemiş, çok ağır kayıplar verdiği operasyonları
çaresizlikten sineye çekti. Yedi düvel askerin karşısındaydı da ondan. Avrupa,
ABD ve Türkiye’nin çoğunluğu.. Gözünün önünde PKK’nın bugün operasyon yapılan
kentleri nasıl işgal ettiğini eli kolu bağlı seyretti. PKK her zaman askerin en
duyarlı olduğu konudur. 40 yılın ayrıntısına girmeye gerek yok: Her açıdan!
Tek vatan,
tek millet, tek komutan
RTE Harp Akademileri’nde yaptığı konuşmada, emir
komuta zincirinin ve bu zincirde birlik beraberliğin en üst düzeyde tutulması
gerektiğini belirterek, askerin tatamen benimseyeceği şunu söyledi: “tek millet, tek bayrak, tek vatan,
tek devlet. Sizlerin huzurunda buna bir de tek ordu, tek komutan vurgusunu da eklemek isterim.”
Tabii, bir şey
daha söyledi ki, bunu hiç bir Cumhurbaşkanı o kürsüdeki konuşmasında askere anımsatma
gereğini duymamıştı:
Başkomutanınız benim
“Başkomutanlık TBMM’nin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil
olunur.. Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık
görevlerini Cumhurbaşkanı namına yerine getirir.. Buna göre, burada bulunan tüm
subaylarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin tüm mensupları, Başkomutan sıfatıyla
benim yakın mesai arkadaşlarımdır.. buradaki her bir subayımızın benim için öz
kardeşimden, öz evladımdan, yakın çalışma ekibimden en küçük bir farkı yoktur.
Sizler gibi yiğit, cesur, eğitimli, bilgili, dirayetli ve sadakatli mesai
arkadaşlarına sahip olduğum için ne kadar iftihar etsem azdır.”
Asker içinde bu sözleri içselleştirmeyecek pez
az kimse vardır. Asker PKK’ya şehitler veriyor, bu savaş koşullarında hele
Cumhurbaşkanı onlara böyle konuşma yapıyor. Olayın duygusallığı 90’larda! Bir
de onların esas başkomutanı da
kendisinin olduğunu anımsatarak!
Otoriteleşmede
dokunulmazlık zırhı
Ordu, en tepeden en alta, başkomutan olarak kimi
bilir? Hadi anımsayın! RTE kendisini Atatürk’ün de yerine geçiriyor. Tabii
askerin bu kadarını gülümseme ile karşıladığını da kestirebiliriz!
Yeri gelmişken şunu da belirteyim: RTE, hiç bir
müttefikinin kalmadığı hatta yıkılıp
gitse şu adam düşüncesinin dışta bile en yaygın olduğu bu koşullarda, Ordu
ittifakı ile kendisini sağlama da alıyor.
Neye karşı? Öncelikle ve özellikle, otoriter
rejimini kurmada, adeta bir “dokunulmazlık”
inşa ediyor.
Kaldı geride, “Atatürk Cumhuriyeti” ve Ordu.. ve
“Yedi düvel karşısında iktidar sürdürülür mü”.. Pazara artık.
HERKESE
BİLİM TEKNOLOJİ
Cumhuriyet Bilim Teknoloji, Herkese Bilim Teknoloji olarak hayatını sürdürmeye başladı. Web
sitesi iki haftadır yayında: herkesebilimteknoloji.com
Bugünden itibaren İstanbul’da, yarın da tüm Türkiye’de, gazete bayilerinde,
Migros, Carrefour gibi zincirlerde ve DαR, Nezih, Remzi gibi
yüzlerce kitapevinde aynı isimle 24
sayfa haftalık dergi olarak satışa sunuldu. Çok iyi bir dergi hazırlandı. Bilimi
okurlar yaşatacak.. Destek vereceğiz...
İKİ BİLGE
KONFERANSI
Doğan
Kuban ve Bozkurt Güvenç hocalarımızın her ayın
ilk Cumartesi konferansları, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsünde
sürüyor. Bu Cumartesi saat 17.00’de orada olacağız. Bu ayın konusu çok ilginç:
90 yaşlarını devirmiş hocalar, bu yaşlarından geleceğe nasıl bakıyorlar?
Bekliyoruz herkesi.
31 Mart 2016 Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder