SAYFALAR

6 Nisan 2016 Çarşamba

Çok özel şeyler üzerine çıplak konuşmalar


Yazılır mı yazılmaz mı bilmiyorum ama çıplak şeyler konuşulmaya başlanmış da haberim yok.
İlk, Kılıçdaroğlu’ndan 13 Mart’ta İzmir’de gazetecilerle sohbette söylediklerini okuduğumda bir kenara not etmiştim fakat üzerine yazma gereğini duymamış ve kendime demiştim ki, “yok bu noktaya gelemezler..”
Kılıçdaroğlu demişti ki: “Türkiye bir dikta yönetimine doğru gidiyor. Temel alt yapısı oturtuldu zaten.”
Burası tamam, görüyoruz, devlet parti devletine dönüştürüldü, her otoriter rejimin yaptığı ilk iş. RTE bunu iktidara ilk geldiğinde söylemişti “Devlette bizimle çalışacak olanlar vücud dilimizi öğrenmek ve buna uygun hareket etmek durumundalar..” Ben de bir makale yazmıştım. O zaman kimse bu sözlerin üzerinde durmamıştı, tabii ki iktidarla uyumlu olacak bürokratlar falan düşünmüşlerdi.

Yargıda uyum tamam

Geldiğimiz yer uyumun hemen her noktada sağlandığıdır. Hukukta uyumu, Anayasa’ya aykırı bir yasa ile HSYK değişikliği ile sağladıktan sonra, tamamen siyasetin denetiminde sulh ceza hakimliklerini kurdular, yaygınlaştırdılar. Adalet Bakanlığının isteğiyle kurulan yapılar. İtiraz hakkını bile bir üst mahkeme değil yan odadaki falanca nolu Sulh Ceza hakimlığı karara bağlıyor!
Otoriter rejimin altyapısını hukuk aleti oluşturuyor demiştim. Kendisinin sandıktan çıkmasını sağlayan düzenin belkemiği Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi’ni bile takmamak, kurulan mahkemelerin amacını da gösterir. Mahkemelere emir vermeler neyin nesi.. Dikta, hukuk altyapısı ile oluşturuluyor.
Ama Kılıçdaroğlu’nun söylediği başka bir şey vardı: “Şu anda gayet net söylüyorum. İktidar yani Adalet ve Kalkınma Partisi iktidardan gitmemek için siyasi cinayetler dahil, her şeyi yapabilecek pozisyonda şu anda..”
Evet iktidarda kalmak için her şeyi yapabilir, fakat bu yapabilirlikler içine siyasi cinayet işlemeyi de kattığınızda, ortaya yeni bir durum çıkar.
Öldürülmekten korku mu?!
Geçen gün siyasetle yorumla uğraşan iki yazarla sohbet ediyoruz. Onlardan biri, AKP saflarında olup ta girilen yoldan büyük kaygı duyan başta gelen siyasetçilerin de, AKP’ye alternatif ciddi bir siyasi partiye önderlik etmekten korktuklarını dile getirdi.
Korkularının nedenini sordum. Yanıtı tüylerimi ürpertti: Öldürülmekten!
Yani AKP’nin içinden ciddi oy toplayacak bir siyasal yapı, yokedilmesi gereken en büyük düşman mı!
Birden, AKP çevresinden, artık liderliğe eleştirel duran gazeteci ve yazarların, bir bir sokağa atıldıkları aklıma geldi. O zaman, “en çok tahammülsüz oldukları, kendi içlerinden çıkıp da lidere hoşnutsuz yaklaşanlar düşman sayılıyor” demiştim.

“Partiyi bölmek”

 “AKP iktidarından yana olmak” yetmez, esas olan lidere bağlılıkta en küçük bir yalpalama geçirmemek.. Geçirdin mi, liderliğin küçük büyük topları derhal senin ne namussuzluğunu ne satılmışlığını bırakıyor.
Yazar veya gazeteci, bunlar bugün kenara atılabilir, haşlanır sopalanır; ama esas “partiyi bölücü” bir yapı oluşturmaya davranacaklara karşı, partiyi iktidardan düşürücek tam hainler olarak, bir IŞİD kafası, faşizm ve diktatoryanın yaklaşım.
Bu nedenle mi siyasal cesaret sıfır! Büyük bir olasılıkla! Bu kadar diyeyim...
Umarım muhalefette de gözlenen dillendirilen ataletin ardında böyle bir korku yoktur.

“İktidarı bırakmamak için her şeyi göze alırlar” düşüncesinin altından bakın neler çıkıyor. Milletin ağzı torba değil ki büzesin. Bize de dedikodusunu yapmak düşüyor!
Ama iktidarda büyük siyasal kararlığın, gözü karalığın, yasal ve anayasal hiçe saymaların da bir nedeni, başka bir açıklaması olmalı.. Ama benim rrayıp da bulamadığım.. Türkiye’yi büyük olaylar mı bekliyor dersiniz..
Biliyorum, “Yedi düvel karşısında, totaliter bir iktidar sürdürülebilir mi” yi sorup duruyorsunuz.

DERGİ BAYİLERDE

Herkese Bilim Teknoloji dergisi pek çok yerde bulunamıyor. Aslında satıcılar dergiyi henüz tanımıyor; kendilerinde var, ama onu gazete eki sanan ve tezgaha çıkartmayan çok. Israr edince buluyorsunuz. Herkesebilimteknoloji.com internet sitesinde dağıtılan tüm bayilerin listesi var, oradan izleyin lütfen..
4 Nisan 2016 Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder