SAYFALAR

22 Mart 2016 Salı

Yanıbaşımızda bir PKK “Devleti” var


Biliyorsunuz, Suriye Kürtleri, parçalanmış bir Suriye’den bir “Kürt Federasyonu” ilan ettiler. Burasının bir “PKK devlet yapısı” olmadığını iddia edecek kimse var mı?
Bu yapı, 4 yıldır Suriye’yi parçalama siyasetinin ürünüdür. Aksini söyleyecek kimse?
Suriye’yi parçalama siyasetinin baş aktörleri arasında AKP iktidarı bulunuyor! (*) Ankara bugün “Suriye bütünlüğünü korumalı” lafıgüzafına sarıldı. Ama daha baştan Suriye iç savaşına müdahil olarak, bugün sınırımızın öte yanındaki yeni oluşumda epey yüklü payı var. Burnunun ötesini göremeyen “sratejik derinlikçi” adamlar, bugün “eyvah sınırımızda PKK devlet kuruyor” korkusu içindeler.
PKK lideri ne diyordu? “6-8 Ekim 2014 ayaklanmasıyla Kobani savaşı evrensel desteğe sahip oldu.” Doğrudur. Tüm Batı, ABD ve AB dahil, IŞİD’e karşı Kobani’yi savundu. O zaman tabii ki savunulacaktı! Ama bu aynı zamanda bugünkü “Suriye Kürt Federasyonu”nun da temelini attı. Cemil Bayık çok haklı.

IŞİD ve Kürt Federasyonu kalıcıdır
Bu “federasyonun” arkasında, şüphesiz ABD de var, Rusya da, AB de. Onların Suriye’de bir “Kürt oluşumu”na hayır demeleri için hiç bir neden yok. Bakmayın siz “desteklemiyoruz” demeçlerine! Bu şimdilik “yatıştırma” amacını taşıyor! Suriye parçalanmış, içinden bir IŞİD’ten sonra bir de PKK Devleti çıkmıştır.
ABD kuşkunuz olmasın, yarın da IŞİD devletiyle hemhal olacak. Şimdiki politikası IŞİD’i belirli sınırlar içinde kalmaya zorlamaya yöneliktir. Orada uslu uslu dururlarsa, sorun çözülecektir. IŞİD’in temeli, Irak’ın parçalanmasıyla atıldı. Irak ve Suriye Sünnilerinin oluşumudur IŞİD.
ABD ve Batı’nın izlediği parçala ve yönet politikasının sonucunu yaşıyoruz. Ankara da 4 yıl bu oyunun bir aleti olarak çalıştıktan sonra, şimdi ne yapacağız diyor. Söyleyeyim, sular durulunca, IŞİD’i ilk tanıyacak ülkeler arasında olacaksınız.

PKK’nın Gücü
PKK, Güneydoğu’da tahkimatını boşuna yapmadı, özyönetimini, silah yığınağını ve bir “halk ayaklanması”nı boşuna kurmadı.. Güneydoğu’yu, Suriye’deki yapılarının bir uzantısı, parçası, “işgal altındaki vatanları” olarak görüyorlar. Suriye’deki güçleri “40-50 bin kişilik ordu” olarak tahmin ediliyor.
Türkiye’de şimdi katliam boyutlarına taşıdıkları “iç savaş” veya iç savaş “provaları”nın arkadaki sağlam dayanağı “Suriye Kürt Federasyonu”dur.
Kılıçdaroğlu’nun önceki gün elinde gösterdiği panolar, AKP’nin Güneydoğu’da PKK yığınağına karşı harekete geçilmesini isteyen devletin resmi güçlerini, iktidarın ve valilerinin nasıl durdurduğunun belgeleriydi. Zaten Silahlı Kuvvetler de, yüzlerce müdahale edelim başvurularına hayır yanıtı aldıklarını açıklamıştı.
Bugün Güneydoğu’yu tanklarla yerle bir eden, Kürt yurttaşlara ve çocuklarına akıllarından asla silemeyecekleri bir iç savaş yaşatan AKP iktidarı, neden bu yığınağa o zaman göz yumdu? Tankların PKK’ya karşı müdahalede ne işi var?

Hedef yine sandık
Kürt Sorunu, hep yazdığımız gibi, yıllardır AKP’nin elinde bir oyuncak oldu. Kürt meselesine yaklaşımlarını “sandıkta oy”lar belirledi. Bugün yıllarca PKK hakimiyetine göz yummaları sonucu (nasıl olsa haklarız!) ortaya çıkan manzarayı, bu kez tank politikasıyla ortadan kaldırmaya yöneldiler. Kahramanlık çıkartıyorlar, dünkü sefil politikalarından.
Ölenler ise bizleriz!
Ve savaş politikasının hedefi de yine Sandık olacak. Yeni Anayasa ve Otoriten kişi rejimi kurmak olacak.
Bekleyin ve görün..


(*) Çok yetkili bir Amerikalı kalemden, CİA’nın  Suriye’de sünni isyanı başlatmasının ve ABD’nin Suriye’yi karşı 50 yıllık savaşının öyküsü şurada: odatv.com/esad-o-projeyi-imzalamayacagini-soyledigi-dakikalarda-cia-ayaklanmanin-fitilini-atesledi-2802161200.html  Amerika'nın gizli raporlarına göre Suudi ve İsrail'in gizli servisleri Esad'ın Katar boru hattı projesini imzalamayacağını söylediği dakikalarda, askeri ve gizli servis planlayıcıları hızlı bir şekilde ortak bir fikir üzerinde anlaşmaya vararak Suriye'de bir Sünni ayaklanmasının fitilini ateşlediler. Ortak düşünceleri, Esad'ın devrilmesi durumunda Katar/Türkiye boru hattı projesinin gerçekleşmesinin önünde bir engel kalmayacağı yönündeydi. CIA bu vesile ile Suriye'de bulunan isyancıları desteklemeye başladı. Belirtmekte fayda var, tüm bunlar Arap Baharı ile halkın bir kesiminde başlayan Esad karşıtlığından önce gerçekleşmişti.”
21 Mart 2016 Pazartesi / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder