SAYFALAR

10 Ocak 2016 Pazar

30 Mart 2013: Eyalet sistemi istiyor RTE


Evet, HDP’lilerin (Garo Paylan) Meclis’te okudukları ve ama bir sopa yemedikleri kalan, Başbakanken R. T. Erdoğan’ın şu sözleri, bugün süren “iç savaşı” ve olan bitenleri anlamak için kilit değerdedir. Söylendiği zamanki tarihsel bağlamında ele alınmadı bu sözler. Oysa çok değerlidir! Önce ne demişti bakalım:
Dünyada gelişmiş ülkelere bakarsanız, bunların hiç birinde eyalet korkusu diye bir şey yok. Tam aksine, eyalet yapılanmaları o güçlü ülkelerde çok daha süratle kalkınmayı getiriyor. Bu güçlenme alametidir. Gelin bizim tarihimize, Osmanlı’ya baktığımız zaman Lazistan eyaleti, Kürdistan eyaleti var. Güçlü Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır. Siz eyalet sisteminde de üniter yapıyı muhafaza edebilirsiniz. Belediye başkanlarını seçiyoruz da, valileri niye halk seçmesin?
Bu sözleri ne zaman söyledi? 30 Mart 2013’te.

“Başkanlığı destekleriz”
O sıralarda neler oluyordu? Hemen arşive, yazılarıma gidip bakıyorum: Hükümet, MİT aracılığıyla İmralı’da Öcalan ile görüşüyor, sonunda varılan anlaşmayı Öcalan kendisini ziyarete gelen BDP milletvekillerine açıklıyordu. Onlar da notlarını tutuyorlar, ve sonunda bu notlar İmralı Zabıtları- Tutanakları başlığıyla Milliyet’e düşüyor.
Türkiye’ye sarsan bir durum. RTE önce bu şoktan ürküyor gibi, kızıyor, Milliyet’i dağıtıyor, ama belli ki bu tutanakların sızmasına izin vermişler, daha not tutulması sırasında.. sızacağını bilmez mi MİT!
Ne diyordu orada Öcalan:
"Biz Tayyip (Erdoğan) Bey’in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz.. Tek taraflı çekilme olmayacak. Çekilme parlamento kararı ile olacak, TBMM onaylayacak.. Kürtler kendi kendilerini yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. İleride olabilir.”
Plan şuydu: Anlaşma yapılacak, savaş sona erecek, Kürtler kendilerini yönetecek, Türkiye Orta Doğu’ya doğru büyüyecek, özellikle ve öncelikle Suriye Kürt bölgesi Türkiye’ye katılacak. Bir federatif yapı oluşacak. Kürdistan eyaleti ile Türkiye bütünleşecek, Kürt meselesi de böyle çözülecek, büyüyerek..
O sıralarda sorunun böyle çözüleceğine büyük alkışlar kopartıyordu bazı yazarlarımız. Öyle ya sorun Türkiye büyüyerek çözülecek..
Bu da, RTE’nin mutlak isteği olan Başkanlık Rejimine Kürtlerin desteğiyle gerçekleşecekti. Eh, eyalet sistemine de Başkanlık yakışırdı! Arka fonda da “Analar ağlamasın” korosu Türkiye’ye sarmıştı!

Demirtaş “AKP ile yakınlaştık”
Selahattin Demirtaş, Başkanlık Rejimi için o sırada “yakınlaştığımız parti AKP’dir.. Referandum seçeneğine olumlu bakıyoruz..” diyordu.. hey unuttunuz mu bunları, topu topu 3 yıl olmadı daha.. RTE o zaman “Türk vatandaşlığını” da anayasadan çıkartacaktı.
Tabii Şubat ayı boyunca yazıların çoğu, olacakları önceden haber veriyordu. Tutanak öncesi, Şubat’taki yazılarıma bakıyorum: “RTE’nin Kürtlerle dansı; (http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2013/02/koro-lutfen-rtenin-apo-ile-dans.html). 26 Şubat: “Kürt yasağı kondu, Kürt yasağı kalktı”. 21 Şubat: “Biji Başkan RTE”. 12 Şubat: “Çözüm için padişahlık”. 11 Şubat “Modern Sultanlık dönemi”. 22 Ocak: “Türk-Kürt Federasyonu”.
4 Mart 2013: “Bu millet bunu yutmaz” http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2013/03/bu-millet-bunu-yutmaz.html ; 14 Mart “Çözüm süreci mi?” Ve 23 Mart ve sonrası için de: “Yeni durumun şifreleri, 1,2,3”.

Türk Kürt Federasyonu, Büyüyen Türkiye
Şimdi en tepede yaptığım alıntıda, 2013’de RTE Kürtlerle Başkanlık Anayasası üzerinde bir uzlaşma sağlamıştı. O zamanki Başbakan da ülkeyi Lazistan ve Kürdistan eyaletlerine ayırıyor, eyalet sistemi getiriyor ve kendisini de mesela diyelim ki “Birleşik Türkiye”nin Başkanı yapıyordu.
Düşlerin sonu yok, ama tek gerçek AKP iktidarının, RTE’nin Kürt Meselesini her zaman bir politika, oy, başkanlık aracı olarak kullandığıdır.
O zaman bu “federasyon” olmadı. “Barış süreci”, “analar ağlamasın” palavraları bitirildi. Araya “savaş süreci” sokuldu.
Elbette önümüzdeki süreçte yeniden “analar ağlamasın” gündeme gelir, beklesinler hele!
3 yıl önceki Eyalet Sistemi konuşmasını bugün gündeme getirirseniz, tabii ki dayak yersiniz

10 Ocak 2016 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder