SAYFALAR

10 Mayıs 2015 Pazar

Seçim Kesin Sonuçlarını Açıklıyorum!

Koç Üniversitesi’nden Ali Çarkoğlu ve arkadaşlarının “Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri Araştırması”, şüphesiz bir “seçim anketi” değil. Yanda bu araştırmanın en önemli “haberlerini” okuyun. Sonuçlarının açıklanıp tartışıldığı toplantıya katılan biz fani gazeteciler, yahu kardeşim yani bu araştırmanın sonuçlarından ne anlamamız gerekiyor, partiler yüzde kaç alacak, HDP barajı geçecek mi gibi, “sıradan”, “önemsiz” sorularla, bilim adamlarını sıkıştırıp durduk! Verdikleri yanıt biz anket değil, bilimsel çalışma yaptık oldu! Yani “işte bütün bunlardan seçim sonuçlarına ilişkin ne anlıyorsan, çıkartıyorsan o.
Ham veriler ellerinde, isteseler önümüze net sayılar, oranlar koyarlar. Ama ilke olarak bunu yapmıyorlar. Araştırmayı destekleyen Açık Toplum Vakfı’nın ilkelerine aykırıymış. Çarkoğlu, herhalde seçimlerden sonra konuşur.. Kimbilir belki de, “ya tutturamazsak, yanılırsak, o zaman da anket şirketlerinin durumuna düyeriz, bilimselliğimiz zedelenir” diye de düşünmüş olabilirler.
Ama bilim insanı olarak, anket şirketlerinden çok farklı bir tutum içinde oldukları kesin. Amaçları  rakam, oran bildirmek değil, hiç bir oran doğru çıkmaz genellikle.. Ama milletin çeşitli konularda ne düşündüğü ve bu düşüncelerinin geçmiş araştırmalara göre nasıl geliştiği veya evrilidği konusunda eğilimleri belirlemek, çok daha bilimsel bir tutum..
***
Ama ben size kesin sonuçları açıklıyorum (hadi biraz bilimsel yanılma payı olduğunu kabul edeyim!).
1) HDP’nin barajı geçip geçmeyeceğini kimse söyleyemez! En bilinmez konu bu. Kim söylerse yanılma oranı yüzde 50’dir! Yani geçecek veya geçmeyecek demek, yazı tura atmaya benziyor. Bu nedenle geçer veya geçmez mavrasını bitirelim, falcılıkla işimiz yok..
Nedenine gelince, Anketler yüzde 8-12 arasında dolaşıyor. Tüm anketlerde yanılma payı olarak yüzde 2,5 kabul ediliyor (hele küçük partilerde). Yüzde 8 alır tahmininin gerçekleşme olasılığının alt sınırı 5,5, üst sınırı ise 10,5! Hele hele 12 alır diyen atmasyonların üst-alt sınırları 14,5 ile 9,5 arasında dolaşır.
2) Tam Başarı diye bir şey yok: Aslında bu yanılma payı büyük partilerin o oranları için de geçerli.. Oh ne âlâ Muallâ: Mesela AKP yüzde 43 alır diyorsa bir şirket, yüzde 40,5 da alsa, yüzde 45,5 da alsa “öngörü sınırları içinde” kabul ediliyor. Tabii, şirketlerin “tam oranlarının”alt/üst sınırlarıyla ilgilenen yok. Sadece başarısız olarak sınıflandırılıyor, ki doğru da budur! Tam rakamına ne kadar yakın çıkarsa sonuçlar, o kadar başarılı yani! Anketlerin neden yapıldığına gelince: ana eğilimleri belirlemek için! Ben de “tek kişilik yorum anketçi” olarak, kestirimimi seçime az kala açıklayacağım! 
3) AKP kesin oy kaybedecek, kayıp yüzde 10’u bulabilir: Çarkoğlu ve diğer anketçilerin üzerinde fikirbirliği ettikleri temel eğilim budur. Düşecek ne nereye kadar? Sıkıştırmalardan çıkarsadığım şu: Çarkoğlu yüzde 43 gibi düşünüyor. En alttaki yüzde 38, en üstteki yüzde 47’yi atarak mı, anket şirketlerine verdikleri “güvenirlilik puanı”nı göz önüne alarak mı bir ortalama buluyor, yoksa kendi araştırmalarının önlerine koyduğu tablo mu, bilmiyorum. Belki hepsinin bir ortalaması. Unutmayın: Yüzde 43’ün alt sınırı yüzde 40,5’tir!
4) Ekonomi kötüye gidiyor, bu oy kaybına yansıyacak. Son 2 yılda ekonominin kötüye gittiğini söyleyenlerini yüzdesi şöyle: Yüzde 24/30/bugün 48. Hızlı yükselme! Zaten RTE de krizi itiraf etti. (Başkanlığı verin, kriz olmasın’e bahane /gerekçe olarak da olsa!) İşsizliğin yüzde 20 civarında ve üstünde olduğunu söyleyenlerin ortalaması yüzde 23 gibi. İşsizliğin azaltılması, Irak/Suriye politikası, Rüşvet/yolsuzluk ve yoksulluğun azaltılmasında iktidarı başarısız bulanlar 2011 araştırmasına göre iki katı gibi artmış, yüzde 32-42 arasında. Türkiye’nin en önemli birinci sorunu:” işsizlik, geçim sıkıntısı, yoksulluk”: yüzde 39 (yükselme var).
5) Solda yükseliş/ seçim adaletsiz: Kendini merkezin solunda görenlerin oranı 2011: 18,1; 2015: 23.7.. Seçimler adil olmayacak diyenlerin üç seçim öncesindeki yüzdesi (yükseliyor) 28, 30, 43.. Oy sayımları adil olacak mı, sorusuna, olmayacak ve pek inanmıyorum diyenlerin toplamı yüzde 46. 
6) Tek başına anayasa yapılamaz, başkanlık sistemine geçilemez: Millet, yeni bir anayasa için iktidar ve muhalefet partilerinin anlaşması gerektiği düşüncesinde: yüzde 66! Sadece yüzde 18’i, Meclis’te çoğunluk partisi anayasa yapabilir görüşünde. Burada AKP’lilerin yüz 50’si de bu görüşte! Eee, o zaman RTE yeni zorluyor? Boşa kürek çekiyor! CHP ve MHP’lilerde bu oran 81, HDP’te bile 68. Seçmen bile RTE ve yandaşlarından çok daha aklıselim sahibi. AKP’lilerin sadece net yüzde 43’ü başkanlık sistemini daha iyi buluyor. Tüm seçmenlerin yüzde 65’i, ülkeyi tek kişinin yönetmesini desteklemiyor.
7) Seçimden sonra elitlerin politikaları yürürlüğü girer. Tabi bu anket sonuçlarından çıkmıyor, oradaki akademisyenlerin ortak görüşü. Seçimi sürecindeki söylemler, vaadler vb, yerlerini, seçim sonrasında partilerin kendi normal zamanlardaki ana politikalarına bırakır. Bu fikri, mesela HDP bağlamında savunduğum için gelen karşı tepkilere baksaydınız.. 
8) MHP kesin yükselecek. CHP’de yükselme beklentisi var. Kanaatler belirtiyorum: MHP ve HDP’ye esas oy kayması AKP’den olacak. Tartışmasız. MHP en yükseğini alacak: yüzde 5 !? CHP’nin, seçim bildirgesindeki ana konulara seçmen çekebilmesi, bu bildirgeyi halka ulaştırma gücü ile doğru orantılı. Çarkoğlu, şu aşamada sahada henüz etkisini göremiyor ve medyanın (TV’ler özellikle) manipüle edildiği görüşünde. CHP beş dakika varsa, TV’ler Davutoğlu ve RTE’ye çevriliyor uzun uzun, derhal. Adaletsizlik dizboyu. RTE’nin Kuran ile meydana çıkması biraz etkili olabilir görüşünde. Ekonomide söyleyecek sözü bitti.. CHP’nin salt ekonomik rakamlara odaklanmasının yanında, idelolojik alanı tamamen sıfırlamasını pek doğru bir politika bulmuyor.

Neyse keseyim, başka kesin sonuçlar da var.
7 Mayıs 2015 / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder