SAYFALAR

15 Nisan 2015 Çarşamba

RTE’nin Son Hamlesi ve Son Şansı


Tartışmamız gereken temel soru şu: Milletin yarısından fazlasını dışlayarak, yeni bir anayasa yapmak mümkün mü? Biz hep “Başkanlık Sistemi iyi mi kötü mü, millet istiyor mu, istemiyor mu” yu tartışıyoruz. Peki, Meclis’te kıl payı ile geçecek ve muhalefetin reddettiği bir başkanlık sistemi anayasası, kabul edilebilir mi, meşru olabilir mi..
Bir anayasa, milletin nitelikli ve önemli bir çoğunluğunun üzerinde mutabakat bildirdiği bir toplumsal sözleşmeyse eğer.. Bu mutabakat koşulu, diyelim ki seçmenin yüzde 45- 55 oyu ile Meclis’te mesela 367 milletvekili ile anayasa yapma çoğunluğunu sağlamış bir “irade” olmamalı. Yasal, hukuki olsa bile! Muhalefetin görüşlerini yansıtmayan bir anayasa, fiiliyatta ne kadar uygulanır olabilir?! Benzer durum bence Referandum’da da geçerli olmalı.

Rüya için son atak
Başkanlık sistemi, RTE’nin en az 6 yıldır aktif üzerinde çalıştığı rüyasıdır; politik hayatının önemli bir kesimi, tek adam olmanın yasal-hukuki koşullarını yaratabilmek için geçti.
Şimdi bu başkanlık sistemi koşusunun son merhalesine doğru büyük bir atağa kalktı. Bu son şansıdır, partisinin inişe geçtiği bir dönemde bu amacını gerçekleştirmek için seçim sürecine tek kişilik parti gibi katıldı ve rol kaptı! Günde beş posta konuşuyor! Elindeki kartları masaya sermiş, başkanlık yolu açmaya çalışıyor.
Biliyor ki, “Yeni Türkiye”si, başkanlık olmadan büyük bir hayaldır. “Yeni Türkiye” bir tek adamlık rejimidir, rejiminin adıdır onun için.
Tıpkı Mustafa Kemal zamanı gibi. Ki Atatürk’ün bile tam “tek adamlığı” tartışma konusu olabilir!
Atatürk Cumhuriyeti’ni en azından kağıt üzerinde bile olsa noktalaması, ancak RTE’nin Tek Adamlığı ile mümkündür. Şimdi fiiliyatta tek adam değil mi diye sorarsınız: Hukuki olarak değil, yasaları anayasayı çiğneyerek, zorlayarak, askıya ve “bekleme odasına” alarak.. Biliyor ki bu durum sürdürülebilir değil; gücünü kaybettiği, zayıfladığı anda bu fiili durumun (ve daha nelerin!) hesabını vermek için kendini mahkeme önünde bulabilir.

Kürtler Anayasa’yı Türkiye ile tartışmalı
RTE’nin hesabı, kafasındaki anayasayı Meclis’te referanduma götürecek 330’luk bir çoğunluğu yakalamaktır. HDP’nin Meclis’e giremediği, ama MHP ve CHP’nin oylarını iyice arttırdığı bir sonuç bile bunu olanaksız kılabilir; AKP 300-310’larda kalması güçlü bir olasılıktır.
O zaman RTE’nin tek adamlığı ve Yeni Türkiye masalı balon gibi sönecek.
HDP’nin de Meclis’e girdiği koşullarda, yine Türkiye’nin tartışacağı temel konu Kürt Meselesi olacak. İkisi birden yeni anayasası referanduma götürebilirler. HDP’nin temel meselesi Kürtlerin temel isteklerinin anayasaya girmesidir. Demirtaş zaten “40 yıllık savaşı çöpe atamayız” diyerek, siyasetlerinin ekseninde neyin olduğunu net dile getirdi. Bakmayın yetmez ama evetçi aymazların millete vaazettiklerine.
Milletin nitelikli çoğunluğunun onaylamadığı bir anayasanın kabul edilemezliği meselesi, sadece RTE için değil, aynı zamanda Kürt Silahlı ve Siyasi Hareketi için de geçerlidir. Yanlış hesaplar döner. Kürtler, RTE ile değil, Türkiye ile Yeni Anayasa’yı tartışmalı!

ÇIKIŞ YOLU KİTABI

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yazın bir kenara, önemli bir siyasi kişi olarak sahneye çıkacaktır. Tıpkı Gül gibi, o da zamanını bekliyor.
Çıkış Yolu, Feyzioğlu’nun Bilgi Yayınevi’den çıkan ve Türkiye üzerine görüşlerini dile getirdiği yeni kitabı. “Anadolu’nun hafızasını, geleneklerini, yaşam biçimini oluşturan, iz bırakan Veliler; Atatürk’ün akılcı, bilimci ışıklı yolu bir değerler sistemi olarak ÇIKIŞ YOLU’muzdur” diyor. “Hiç bir devlet, kuruluş felsefesini terkederek yaşamaa devam edemez” diyor.
Çeşitli konuşmalarında görüşlerinin özünü alarak kolay okunur bir görüyler silsilesinin çerçevesini sunuyor okura ve “Özlediğimiz Türkiye’nin Yolu” bölümünde aslında “siyasi programını” ilan ediyor.

--14 Nisan 2015 / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder